Ürdün halkına ihanet eden, komplo kuran Meclis ve Senatodan sonra 2018 yılı bütçe kanununu onaylayarak Dünya Bankası’nın emir ve direktiflerine uyan Ürdün rejimi şimdi de yozlaşmış ve köhne ekonomik politika ve önlemlerini yürürlüğe koydu. Yeni vergiler belirledi, fiyatlara zam yaptı. 27 Ocak 2018 sabahından geçerli olmak üzere ekmek fiyatlarına zam yapma kararı aldı. Zam yaparken uyguladığı saçma politika, aldığı tedbir ve belirlediği akim çözümler nedeniyle insanların maruz kaldığı sıkıntı, yoksulluk ve sefaleti umursamadı.

Ey Ürdün Müslümanları! Gittikçe kötüleşen acılarınız ve çığ gibi büyüyen sıkıntılarınız, İslam’ın hayat sahasında olmayışının belirti ve göstergelerinden biridir. Allah’ın sizin için bir hayat sistemi ve yaşam tarzı olarak seçip beğendiği İslam sisteminin hükümlerini hayatınızın her alanında uygulamaktan başka bu sıkıntıların kesinlikle hiçbir çözüm ve çaresi yok.

الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِينًا “Bugün sizin dininizi kemale erdirdim. Ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslam’dan razı oldum.”^{[Maide 3]} Aksi takdirde acılarınız daha da büyüyecektir. Dolayısıyla İslam dışındaki bütün çözümler, saçma ve bir o kadar beyhudedir, sadece gark ve yok oluşu hızlandırır. Bilin ki Ürdün’ün temel sorunu, vergiler ve fiyat artışı değil sistematik yolsuzluk ve yozlaşmış bir sistem sorunudur.

أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْمًا لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ “Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?” ^{[Maide 50]} Sistem, hükümet ve art arda gelen meclisler, İslam sistemini yaşam biçimi olarak kabul etmiyorlar. Dahası sürekli hükümlerini halkın hayatından dışlıyorlar. Laik inancı -sekülerizm- yaşam tarzı, hayat biçimi, yönetim, ekonomi ve sosyal doktrin olarak kabul ediyorlar. İşte sömürgeci kâfire politik, ekonomik ve kültürel bağımlılığın nedeni budur. Ümmete, sorunlarına, şimdiki haline ve geleceğine entrika kurdular. Sömürgeden destek alarak halka musallat oldular. İnsanları aşağılama, rezillik, yolsuzluk, zulüm, yoksulluk, sefalet ve sıkıntı üretme konusunda ustalaştılar. Yönetici elitin uyguladığı çürük kapitalist ekonomik sistem, kasıtlı ve planlı bir şekilde hayatımızın her alanında bozgunculuk çıkaran ve çıkarmaya devam eden kâfir laik akidenin bir ürünüdür. Devletin her kurumunda siyasi, idari ve mali yolsuzluk hâkim. Ülke ve halkın kaderi, bireysel ve sosyal malları talan eden bir grup yozlaşmış hükümet ve politikacıların kontrolünde. Bu yozlaşmış elit, ülke halkının onurunu ayaklar altına aldı, halkı küçümsedi, devasa servetten onu yoksun bıraktı. Sömürgeci kâfir yararına kendisini o muazzam servetin bekçisi ilan etti. Ürdün halkını borç yüküne boğdu. Öyle ki borç, astronomik rakamlara ulaştı. Kişi başına düşen borç, 35 milyar dolar. Suç ve yolsuzluk düzeninin uluslararası sponsoru konumundaki Dünya Bankası’nın tavsiyelerine uydu. Vergiler koydu, fiyatlara zam yaptı, işsizlik yarattı. İşsizlik oran yüzde 20’leri geçiyor. Bu nedenle yoksulluk, yoksul ve muhtaç sayısı ve suç oranları arttı. İntihar, silahlı soygun, tüccarlar ve yatırımcılardan haraç alan organize suç çeteleri gibi yeni suç türleri belirdi...

Ey Ürdün Müslümanları! Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti olarak biz sizi kalkınma projeniz için siyasi çatışmaya davet ediyoruz. Bu proje sayesinde sıkıntılardan kurtulacak, onurunuz korunacak ve izzet elde edeceksiniz. Onun için hadi İslami hayatı yeniden başlatmak için ciddiyetle ve içtenlikle çalışmaya koyulun. Ki bir Halifenin gölgesi altında hayatımızda İslam hükümlerini uygulamanın tadına varalım. İşlerimiz Allah’ın Kitabı ve Rasûlü’nün Sünnetine göre yerli yerince güdülsün.