Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu

No: RD–BA–2021–MB–TR–04 H. 18 Raceb 1442
M. Salı, 02 Mart 2021

Hilafetin Yıkılışının 100. Yıldönümünde Müslüman Gazetecilerin, Ümmetin İdeolojisinin Yanında Hizalanmasının, Karartmak ve Karalamak Yerine Hilafet Düşüncesini Desteklemesinin Zamanı Gelmedi Mi?

Herkes, medyanın uluslar ve halkların meselelerinde oynadığı önemli ve tehlikeli rolün farkında. Çağlar boyunca medya, insanların zihinleri üzerindeki bu güçlü ve etkili tesiri istediği gibi şekillendirdi. Günümüzdeki medyanın, halklar ve kültürler üzerindeki etkisi ordular ve silahlardan daha üstündür. Hiç şüphe yok ki medya yüce bir mesajdır, asli görevi güçlü ve uyumlu bir İslam toplum inşa etmektir. Yüce amacı da, barışta ve savaşta büyüklüğünü ve adaletini gösterecek şekilde İslam’ı sunmak, insan yapımı sistemin yozlaşmışlığını ve adaletsizliğini açıklamaktır. Yüzyılı aşkın bir süredir sömürgecilik ve Müslüman ülkelerdeki uşakları medyanın mesajını çaldılar, karalama ve sorgulama oklarını İslam’ın fikirlerine yönlendirdiler. Arap dilini konuşan ve sömürgeci Batının fikirlerini içselleştiren oğullarımızdan bir gruba bu görev tevdi edildi. Direnişini zayıflatmak ve kolayca av olmasını sağlamak için milliyetçilik, vatanseverlik, ırkçılık ve mezhepçilik zehrini ümmetin vücuduna kustular, başarılı oldular da.

Hiç şüphe yok ki sömürgeci Batı, Müslüman ülkelerdeki medyayı, ümmetin kalkınması ve ilerlemesi için çalışan yüce bir mesaj olmaktan çıkarıp, insanları, kurumları ve ülkeleri kazanan bir işleve dönüştürdü. Parayı verenler medyadaki kalemleri kiraladılar. Böylece hain bir ajan, kahraman, güvenilir bir öğütçü de medya tarafından sansüre maruz kalan bir hain olarak lanse edildi. İsmi kötüler arasında anıldı. Medyadaki kalemler, İslam’ın fikirlerine ve hükümlerine saldırdılar. Sömürgeci kâfir Batı fikirlerine inananlar, uydu kanallarında ve radyolarda boy gösterdiler. Zehirli fikirlerini hayatın ekonomik, politik ve entelektüel alanında sık sık tekrarlamaya başladılar. İslam’ın fikirleri ve hükümleri çarpıtıldı,  neredeyse medyada bahsedilmez bir garabet haline geldi.

Evet, sömürgeci Batı dünyası, gazetecileri kaçırıp, onları ajan rejimleri ve konumlarını yücelten itaatkâr bir uşağa dönüştürdü.

Evet, sömürgeci kâfir Batı, gazetecileri kaçırıp, onları ümmetin meseleleri ve kaderi pahasına kazanç elde eden görevliler haline getirdi.

Evet, sömürgeci kâfir Batı, gazetecileri kaçırıp ümmetin düşünce ve duygularına yabancılaştırdı. Sahte tarafsızlık bahanesiyle medya, açgözlülerin yağmalaması için İslam ülkemizdeki kamuoyunu terk etti. Yine sahte tarafsızlık gerekçesiyle medya, ümmetin ölüm kalım meselelerine yardımı terk etti. Müslümanların değer ve fikirlerinin ihlaline seyirci kaldı.

Ancak yine de gazetecilerde hayır vardır. Rollerine karşı kurulan komplonun büyüklüğünü, politik veya diğer güçlerle ne tür bir ilişki içerisinde olduklarını biliyoruz. Ama ümmetin sömürgecilik ve araçlarının boyunduruğundan kurtulmak için yürüttüğü varoluşsal mücadelesi, medyanın meydan okumaya hazır olmasını zorunlu kılar. Ümmetin ideolojisi ve kalkınma yolu (yüce İslam) yanında hizalanmak, kalkınmasına ve üstünlüğünü yeniden elde etme onurunu katkıda bulunmak, ümmetin düşmanlarına karşı yürüttüğü fikir çatışmasına katılmak zorunda. Yüz yıldır sömürgeci ve uşaklarının kervanında yürümek daha yetmedi mi? Yıkım ve harabeden başka bir şey vermediklerini fark etmenin zamanı gelmedi mi?

Yüz yıldır sömürgeci Batı fikirlerinin taşınması ve propagandası yapılması daha yetmedi mi? Ümmetin kucağına geri dönmenin, birlikte Hilafet fikrini taşımanın ve davet onuruna nail olmanın zamanı gelmedi mi? Ümmetin ideolojisi yanında hizalanmak için yüz yıllık yanlış tarafsızlık kısıtlamaları daha yetmedi mi?

Aslında halklar ve milletlerin elemanlarının dayanışma içinde olması, yaşanan krizler ya da felaketler sırasında bileşenlerinin birbirine çağrıda bulunması, çocuklarının üstünlük, zafer ve kurtuluş tüneline akın etmesi gerektiğini biliyoruz. Ümmet tek bir vücut gibidir. O vücudun bir organı rahatsız olunca öteki organların tamamı uykusuzluk ve derin bir rahatsızlık hisseder. Bu, samimi bir çağrıdır, çünkü gazeteciler, ümmetten bir parçadır, dolayısıyla ümmetin meselelerinin yanında hizalanmalıdır. Kederleri, felaketleri birdir. Gelin Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için bizimle çalışın. Hepimiz Allah’ın yardımına, İslam ümmeti ve dürüst oğullarındaki umuda güveniyoruz. Allah’tan çaresizliğimizi gidermesini, halkımızı, güç ve kuvvet ehlini, zafer yoluna ve Allah’ın Şeriatını ikamesine yönlendirmesini diliyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere hem dünya hayatında, hem de şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.[Mümin 51]

#أقيموا_الخلافة
#ReturnTheKhilafah
#YenidenHilafet
#خلافت_کو_قائم_کرو

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://www.hizb-jordan.org/
E-Mail: info@hizb-jordan.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER