İlk Nesil Bir Dava Taşıyıcısının Ölümü Duyurusu
Şeyh Yasin Yusuf Zellum (Ebu Ammar)

مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُمْ مَنْ قَضَى نَحْبَهُ وَمِنْهُمْ مَنْ يَنْتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلاً
“Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir. Bir kısmı da beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.”^{[Ahzab 23]}

Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti, Allah’a iman etmek ve kazasına teslim olmakla birlikte genel olarak İslam ümmetine, özel olarak Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Şeyh Ata Bin Halil Ebu Raşta ve dünyadaki tüm Hizb-ut Tahrir gençlerine, Hizb-ut Tahrir üyesi, saygın dava eri, ender politikacı Şeyh Yasin Yusuf Zellum’un (Ebu Ammar) ölümünü duyuruyor. Merhum, Hizb-ut Tahrir’in ilk nesil gençlerinden biridir ve Hizb-ut Tahrir’in ikinci Emiri Şeyh Abdül Kadim Zellum’un ^{(Rahimehullah)} kardeşidir. Ebu Ammar, 20 Şaban 1442/ 02 Nisan 2021 Cuma günü Ürdün’ün Amman kentinde hayata gözlerini kapattı. Ömrünü Allah’a itaat yolunda harcadı. İslami hayatı yeniden başlatmak ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir ile çalıştı.

Ebu Ammar, ^{(Rahimehullah)} mübarek bir ağacın köklü bir gövdesiydi. Başından beri Hizb-ut Tahrir’in aktif bir üyesiydi. Kuranı Kerim Hafızı Şeyh Yusuf Zellum’un oğlu ve Hizb-ut Tahrir’in ikinci Emiri Şeyh Abdül Kadim Zellum’un kardeşiydi. İslami hayatı başlatma ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletin kurma çalışmasında ciddi ve gayretliydi. Hilafetin doğuşunu göremeden, Müslümanların Halifesine biat edemeden, iyilik ve sevabına nail olamadan hakkın rahmetine kavuştu. Ama İslam’a sadık olarak öldü ve ölüm gününe kadar daveti taşıdı. Tek tesellimiz budur.

Merhum, Allah’a samimiydi, akide ve sistemiyle İslam’ı hayata döndürmek için çalıştı. Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurma örnekliğinde Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e sadıktı. Gerçekten öyleydi. Biz kimseyi Allah adına tezkiye etmeyiz.

مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُمْ مَنْ قَضَى نَحْبَهُ وَمِنْهُمْ مَنْ يَنْتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلاً“Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir. Bir kısmı da beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” ^{[Ahzab 23]}

Ey Ebu Ammar! Allah geniş rahmetiyle sana merhamet etsin. Seni Peygamberler, Sıddıklar, şehitler ve Salihler ile haşreylesin. Bunlar ne güzel dostturlar. Allah’tan bizi ve Müslümanları en iyi ödülle ödüllendirmesini diliyoruz. Bize sabır ilham etmesini ve sevabımızı artırmasını istiyoruz. La Havle ve La Kuvvete İlla Billah.

Ey Ebu Ammar! Allah sana merhamet etsin. Ayrılışından dolayı üzgünüz. Biz ancak Allah’ın bize emrettiği şeyi söyleriz:

الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ قَالُوا إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ “O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah’ın kullarıyız ve biz O’na döneceğiz, derler.” ^{[Bakara 156]} Allah’tan geldik ve O’na döneceğiz.