İslam ümmeti, hasta fakat ölmeyen canlı bir ümmettir. Başkent ve farklı şehirlerde kitlesel gösteriyor gittikçe artıyor. Bir grup insan, rejim değişikliği, zulme başkaldırış ve değişim çalışması istemiyle sokaklara döküldü. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ“Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur.”^{[Hud 113]}

Sudan’ın Mısır’dan sözde bağımsızlığından, ülkeyi faciadan faciaya sürükleyen Ekim 1964 ve Nisan 1985’teki kitlesel gösterilere kadar önceki deneyimlerin tekerrür etmemesi ve kitlesel devrimin gerçek değişim hedefine ulaşması için Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti, sokaklardaki devrimcilerin aşağıdaki hususlara sadık kalmasının elzem olduğunu belirtir:

• Tek bir damla kan bile akıtmadan yüce İslam temelinde ilk devleti kuran ve gerçek değişimin bayraktarlığını yapan Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i örnek edinip barışçıl gösteriler yapılması.

• Yakıp yıkılması, vandallık ve yol kesilmesi gibi şüpheli eylemlerin peşinden gidilmemesi. Çünkü bu eylemler, şeran haramdır. Cana ve başkasına zulmetmektir. Allah’a isyanda değiştirmek istediğimiz zalim otorite ile aynı olmaktır. Peygamber ^{SallAllahu Aleyhi ve Sellem} şöyle buyurdu:

لَا ضَرَرَ وَلا ضِرَارَ، مَنْ ضَارَّ ضَرَّ اللهُ بِهِ، وَمَنْ شَاقَّ شَقَّ اللهُ عَلَيْهِ“Zarar vermek ve zarar görmek yoktur, kim zarar verirse Allah da ona zarar verir, kim zorluk verirse Allah da ona zorluk verir.”

• Zulmü adaletle değiştirmenin hedef alınması. İslam dışında adalet yoktur. Bu nedenle İslami hayatın yeniden başlatılmasını ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafetin kurulması yoluyla İslam hukukunun uygulanmasını talep etmeliyiz. Kuranda şöyle buyuran Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın hidayeti budur:

قُلْ إِنَّمَا أَتَّبِعُ مَا يُوحَى إِلَيَّ مِنْ رَبِّي هَذَا بَصَائِرُ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ“De ki: Ben ancak Rabbimden bana vahyolunana uyarım. Bu, Rabbinizden gelen basiretlerdir; inanan bir kavim için hidayet ve rahmettir.”^{[Araf 203]}

• Devrim ve değişim çalışmasının sürekli olması. Ümmetin parçalayan Ulusçuluk, zalim ve küfür demokrasi gibi İslam temelli olmayan her değişimin reddedilmesi. Sömürgeci kafirlere ve kurumlarına güvenilmemesi. Zira gerçek değişim, İslam akidesine dayalı olur ve sadece Allah’a güvenilmelidir. O güçlüdür, zafer ve yardım ancak Allah katındadır.

وَمَا النَّصْرُ إِلَّا مِنْ عِنْدِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ“Yardım ve zafer ancak mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah katındadır.”^{[Ali İmran 126]}

Güvenlik güçleri ve polis teşkilatına da diyoruz ki, göstericilerin öldürülmesi, dövülmesi veya terörize edilmesi şeran caiz değildir. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

مَنْ رَوَّعَ مُؤْمِناً لَمْ يُؤَمِّنِ اللهُ رَوْعَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ أَخَافَ مُؤْمِناً لَمْ يُؤَمِّنِ اللهُ خَوْفَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ“Kim, bir mümini (silâh gibi şeylerle) korkutursa, Allah o kimseyi kıyamet gününün korkunç afetlerinden emin bırakmaması Onun hakkıdır.”Yine SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لَزَوَالُ الدُّنْيَا أَهْوَنُ عِنْدَ اللَّهِ مِنْ قَتْلِ رَجُلٍ مُسْلِمٍ“Şüphesiz dünyanın yok olması Allah katında Müslüman bir kişinin öldürülmesinden daha ehvendir.” Zalim ve batıl rejimlerin elinde bir maşa olmayın, değilse ahirette hüsrana uğrayanlardan olursunuz.

Akidesine sadık silahlı kuvvetler içindeki güç ve kuvvet ehline de deriz ki, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e nusret veren Ensar gibi olun. Bu nusret sayesinde SallAllahu Aleyhi ve Sellem, cahiliye hayatını kökten nezih İslami hayata dönüştüren İslam devletini kurmuş, dünyanın siyasi, ekonomik, sosyal ve ahlaki haritasını değiştirmiştir. Zillet, zafiyet ve aşağılık durumdaki Müslümanları dünyanın efendisi ve insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet yapmıştır...

Ey samimi güç ve kuvvet ehli! Hadi tarihin yönünü ve gidişatını değiştirin. Ümmetin yanında yer alarak ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vererek bunu yapabilirsiniz.

وَلَقَدْ كَتَبْنَا فِي الزَّبُورِ مِنْ بَعْدِ الذِّكْرِ أَنَّ الْأَرْضَ يَرِثُهَا عِبَادِيَ الصَّالِحُونَ * إِنَّ فِي هَذَا لَبَلَاغاً لِقَوْمٍ عَابِدِينَ“Andolsun Zikir’den sonra Zebur’da da: “Yeryüzüne iyi kullarım vâris olacaktır” diye yazmıştık. İşte bunda, (bize) kulluk eden bir kavim için bir mesaj vardır.”^{[Enbiya 105-106]}