Cumartesi, 19 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti’nden ABD ve İngiltere'nin Ankara Büyükelçilikleri’ne Açık Mektup “Kan, Kaos ve Katliamdan Beslenerek Terör Estirdiğiniz Topraklarımızı Derhal Terk Edin!”

Bu mektubu Türkiye halkı ve tüm Müslümanların ortak fikir ve duygularına tercüman olmak için Amerika’nın Ankara Büyükelçisi John Bass’a, onun aracılığıyla ABD Başkanı Barack Obama’ya ve diğer Amerikalı yöneticilere, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore’a ve onun aracılığıyla Kraliyet ailesine, Başbakan David Cameron’a ve diğer yöneticilere hitaben yazıyoruz.

Ey Sömürgeci Devletlerin Elçileri! Ülkenize dönün ve sözlerimizi azgınlaşmış yöneticilerinize iletin!

Kapitalist ideoloji sizleri insanlıktan uzaklaştırdı. İnsana, hayata ve kâinata menfaat gözüyle bakmanızı sağladı. Gözünüz o kadar kör oldu ki Afrika’daki insanları kendinize köle yaptınız. Bölge halkını açlığa ve sefalete mahkûm ederek, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ülkelerinize taşıdınız. Ekonominiz büyüdükçe insanlığınız küçüldü. İnsanlığınız küçüldükçe zulümleriniz arttı ve yeryüzünü kapladı. Nereye dokunduysanız orayı ifsat ettiniz. Nereye ayakbastıysanız orayı yok ettiniz!

Yetmedi İslâm beldelerine gözünüzü diktiniz. Sizin sömürgeci zihniyetinize karşı durabilen tek gücü, yani Osmanlı Hilâfet Devleti’ni dünya sahnesinden şeytansı desiselerle indirdiniz. Sonra hem dünya, hem de tüm insanlık, sizin kendinizden başkasını düşünmediğiniz ve sömürgecilik esası üzerine kurulu olan ideolojinizin tesiri altında kaldı. Bu kapitalist ideolojiniz bugüne kadar dünya üzerinde egemen olan tüm zulümlerin kaynağı olmakla birlikte, insanı, fıtratı, nesli, doğayı, ekini vb. birçok şeyi de ifsat etti. Yeryüzüne kan ve zulümden başka bir şey kazandırmadı.

Demokrasi yalanınız, insan hakları aldatmacanız ve samimiyetten uzak barışçıl iddialarınızla gerçek yüzünüzü her zaman gizlemeye çalıştınız. Ancak maskeleriniz düşeli çok oldu. Sizin bu ikiyüzlü tutumunuzu ve gerçek niyetinizi biz Müslümanlar çok iyi biliriz. Zira Allah Subhanehu ve Teâlâ sizin durumunuzu bize şöyle bildirmektedir:

وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لاَ تُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ قَالُواْ إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُون أَلا إِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلَكِن لاَّ يَشْعُرُونَ   “Onlara yeryüzünde fesat çıkarmayın denildiği zaman, ‘Biz ancak ıslah edicileriz’ derler. İyi bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridirler. Fakat farkında değildirler” [Bakara 11-12]

Ey Sömürgeci Devletlerin Büyükelçileri! Ülkenize dönün ve azgınlaşmış yöneticilerinize sözlerimizi iletin!

Sizler Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık olarak, gerek Türkiye’de, gerekse Türkiye dışında meydana gelen savaş ve terör olaylarının azmettiricisi ve elebaşlarısınız. Özellikle soğuk savaş döneminden sonra insani hiçbir değer taşımayan bu vahşi üslubu benimseyen ve çıkarları için kullanan sizlersiniz. Hassaten İslâm beldelerinde yıllardır kan, kaos ve katliamlardan beslenerek terör estiren de sizlersiniz.

Biz sizin bu yaptıklarınızı kesinlikle unutmayacağız. Dolayısıyla gerek Türkiye gerekse halkı Müslüman olan ülkelerin başındaki yöneticilerin sizi dost ve müttefik olarak görmesi sakın sizi aldatmasın. Ne Türkiye halkı nezdinde, ne de diğer İslâm beldelerindeki Müslümanlar nezdinde hiçbirinizin dost ve müttefikliği yoktur. Açgözlü siyasetiniz nedeniyle bundan sonra da olmayacaktır! Zira kibir ve küstahlıkta sınır tanımayan iki devlet olduğunuzu, terörden beslenerek zenginliklerimizi sömürdüğünüzü, Müslüman halklar arasında fitne ateşini yakıp körüklediğinizi, insanlığı adeta bir köle olarak gördüğünüzü ve şeytani bir devlet olduğunuzu artık herkes biliyor.

Ey Sömürgeci Devletlerin Büyükelçileri! Ülkenize dönün ve azgınlaşmış yöneticilerinize sözlerimizi iletin!

Bizler şunu çok iyi biliyoruz ki; Osmanlı Hilâfet Devleti’ni yerli işbirlikçilerle birlikte ilga eden, yerine laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduran, kendi halkına karşı yaptıkları zulümlerde hükümetlere tam destek veren sizlersiniz. Yine Osmanlı’nın sadık tebaasından olan ve Osmanlı Devletindeyaşayan diğer Müslüman kardeşlerini sevenMüslüman Kürtleri PKK eliyle İslâm’dan uzaklaştırmaya çalışan, dolaylı ve dolaysız olarak PKK’nın oluşmasını sağlayan kimseler sizlersiniz. Türkiye üzerindeki siyasi ve ekonomik çıkarlarınız için fitne kışkırtıcılığı ve katliamlar yapan, kan akıtan ve bombalar patlatanlar da sizlersiniz. Türkiye’de meydana gelen tüm katliamların, göçlerin, yakılan köylerin, basılan karakolların, asimilasyonun, köyleşen şehirlerin, asit kuyularının, ölüm tarlalarının, faili meçhullerin, katledilen on binlerce gencin, yüz milyarlarca dolarlık güvenlik harcamalarının ve bugün harabeye çevrilen şehirlerin asıl suçlusu da yine sizlersiniz.

Bu nedenle sizler, terörü besleyen ve destekleyen terör devletlerisiniz. Suruç’ta, Ankara’da ve İstanbul’da patlayan bombaların üzerinde sizin parmak izleriniz var. Siz bu türden terör eylemleri ile varlığını sürdüren taşeronların perde arkasındaki patronlarısınız. Onları menfaatlerinize göre kullanan, çıkarlarınız uğruna destekleyen ve sonrada sanki onlara karşı mücadele ediyor görüntüsü veren ikiyüzlü bir siyasetin sahiplerisiniz.

Bizler, 11 Eylül hadisesini bahane ederek beraberce işgal ettiğiniz Afganistan ve Irak’ta neler yaptığınızı unutmadık. Bazen BM bazen de NATO müdahalesiyle katliamlarınıza tüm Batılı yandaşlarınızı ortak ettiğinizi de unutmadık. Bunu bir “Haçlı Savaşı” kabul ettiğinizi ve Müslümanları “terörist” olarak yaftaladığınızı daunutmadık. Başını ABD ve İngiltere’nin çektiği bu Haçlı Koalisyonu bırakın canlılarımıza saygı göstermeyi, Müslümanların ölmüş bedenlerine dahi saygı göstermedi. Adeta içinde biriktirdiği kini kusarak ölülerimize hakarette bulundu. Kutsallarımıza saldırdı ve ayaklar altına aldı! Ancak izzeti sizin yanınızda arayan, İslâm’a ve Müslümanlara ihanet eden işbirlikçi hükümetlere rağmen buralarda tutunamadınız. Müslümanların nefretinden ve düşmanlığından başka bir şey kazanamadınız! Müslümanlar sizi hiçbir zaman sevmedi ve sevmeyecek! Sizden hiçbir zaman razı olmadı ve olmayacak!

Ayrıca bizler, Müslümanlara karşı düşman olduğunuz tüm bu ortak cürümlerinizin yanında, esasen birbirinize olan dostluğunuzun çıkarlar üzerine bina edildiğini, gerektiği zaman azılı iki düşman olduğunuzu da biliyoruz. Tunus’ta, Mısır’da, Libya’da, Yemen’de, Türkiye’de nasıl karşı karşıya geldiğinizi de çok iyi biliyoruz.

Bizler, Suriye’deki İslâmî devrimin uykularınızı nasıl kaçırdığını, planlarınızı nasıl ters yüz ettiğini biliyoruz. Özelde Hilâfet isteyen Suriyeli Müslümanları, genelde ise tüm Müslümanları Hilâfet’ten soğutmak için, Hilâfet’in adını karalaması amacıyla cürüm üstüne cürüm işleyen ve böylece İslam’a ve Müslümanlara zarar veren çeteyi desteklediğinizi de biliyoruz. Biliyoruz ki, Amerika Esed rejiminin ömrünü uzatmak ve Suriye’deki çıkarlarına hizmet etmek için PYD’ye silah ve mühimmat desteği sağlarken, İngiltere ise PKK içindeki bazı gruplar aracılığıylaTürkiye’de kaos ve terör eylemleri yaptırmaktadır. Ancak tüm bunlar beyhude olacak ve inşaAllah korktuğunuz ile karşı karşıya geleceksiniz. Allah’ın izni ile Râşidî Hilâfet Devleti’nin kurulmasına engel olamayacaksınız.

Ey Sömürgeci Devletlerin Büyükelçileri! Ülkenize dönün ve azgınlaşmış yöneticilerinize sözlerimizi iletin!

Bu mektup Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti’nden size ve yöneticilerinize yönelik bir uyarı ve ikazdır. Kan, kaos ve katliamdan beslenerek terör estirdiğiniz topraklarımızı derhal terk edin! Terör yuvası halini alan elçiliklerinizi kapatın. Yaptığınız zulümleri sonlandırın. Zira İslâm beldeleri sizin terör eylemlerinizden, çıkardığınız kaos ve kargaşa ortamında yaşamaktan çok çekti. Artık sizi bu topraklarda istemiyoruz.

Maalesef ve maalesef ki mevcut yöneticiler sizi topraklarımızdan kovacak gücü kendilerinde göremiyorlar. Zira İslâm ümmetinin başındaki yöneticiler Allah’ı razı etmeyi unutalı çok oldu. Onlar sizi razı etmenin peşindeler! Oysa bizler Müslümanlar olarak sadece Allah’ı razı etmenin peşindeyiz. Dolayısıyla bunu size açıkça ifade etmekten çekinmiyor ve sizlerden korkmuyoruz.

İslâm, bize merhamet edene merhamet etmeyi, merhamet göstermeyene de adil bir şekilde haddini bildirmeyi öğretti. Sizler İslâm ümmetine merhamet etmediniz ve merhametsiz davranmaya devam ediyorsunuz. Ayrıca İslâm mayasıyla mayalanmış bu kadim toprakları terk etmeniz, bugüne kadar yaptığınız zulümlerin hesabının kapanacağı anlamına da gelmeyecektir. Zira Allah’ın izniyle kurulacak olan Râşidî Hilâfet Devleti, bugüne kadar yaptıklarınızın hesabını sizlere adil bir şekilde soracaktır. Ancak Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın hesabı ise daha çetindir ve Rabbimiz bunu bir müddet daha ertelemektedir.

وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ  “Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak Allah onları (cezalandırmayı) korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.”[İbrahim 42]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti


H. 12 Raceb 1437
M.  Salı, 19 Nisan 2016

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER