Haber-Yorum

Erdoğan, Yahudi Varlığının Cumhurbaşkanı İçin Kırmızı Halı Sermeye Hazırlanıyor!

Haber:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün akşam, çarşamba günü, “İsrail” Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un önümüzdeki ayın başında (Şubat ayının başında) Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunacağını duyurdu ve “özel bir televizyon” “NTV” kanalına verdiği bir röportajda, “bu ziyaretin iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açabileceğini ve “İsrail” yönünde her alanda adımlar atmaya hazır olduğunu” söyledi. (Ray el Yevm, 27/01/2022)

Yorum:

Bizim için şaşırtıcı olmayan bu açıklamanın, özellikle bazı İslami hareketler olmak üzere birçok Erdoğan taraftarını bir tür şoka ve hayal kırıklığına uğratacağını düşünüyoruz. Çünkü onlar Erdoğan’ı, Filistin davasını destekleme ve 2010 yılında Gazze Şeridi’ne uygulanan kuşatmayı kırmak için Türk gemilerini gönderme -ki bu gemilerin Yahudi varlığının komandoları tarafından yolu kesilmiş ve gemideki Türk yardım gönüllülerine yapılan saldırı onlardan on kişinin şehit olmasına yol açmıştı- noktasında daha önce açıklanan tutumlarına atıfta bulunarak yaptığı konuşmasıyla kendilerine yol gösteren rol model ve bir vatanseverlik ideali olarak görmektedirler.   

Türkiye’deki ekonomik koşulların bozulmasıyla, yerel para birimi bir yıldan daha kısa bir sürede yüzde 40’tan fazla değer kaybetmiş ve enflasyon oranları yüzde 36’nın üzerine çıkmıştır. Bu da kamuoyu yoklamalarına göre yaklaşan Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinden yaklaşık bir yıl önce Erdoğan’ın ve (Adalet ve Kalkınma) partisinin popülaritesinin düşmesine ve muhalefet partilerinin ilerlemesine yol açmıştır.

Gâsıp Yahudi varlığına kapı aralamak, onun tüm şartlarına boyun eğmek ve Cumhurbaşkanı için kırmızı halılar sermek, Türkiye ekonomisini içinde bulunduğu krizlerden kurtarmayacağı gibi Türk seçmeninin Erdoğan’a verdiği desteğin artmasına da katkı sağlamayacaktır. Çünkü özellikle bocalayan ve tartışmalı ekonomik politikalar ve Suriye’ye yapılan askeri müdahale olmak üzere hükümetin yaptığı ölümcül hatalar, şu anda kendilerine yapılan ırkçı saldırılardan dolayı zor koşullarla karşı karşıya kalan yaklaşık beş milyon göçmenin kabul edilmesi, buna ek olarak siyasal sistemin parlamenter sistemden tüm yetkileri ve karar alma mekanizmasını elinde tutan başkanlık sistemine geçilmesi, işte tüm bu faktörler 2002’den bu yana liderliğini yaptığı ve otoritede kalmasına yol açan iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin başarılarının azalmasına katkı sağlamış ve sağlamaktadır.     

İşgalci ülke ile bu hızlı yakınlaşmanın ardından Erdoğan’ın Müslüman halkıyla ilişkilerinin nasıl olacağını bilmiyoruz. Onun füzeler ve drone teknolojisi bir yana direniş için tek bir kurşun dahi atmadığı doğrudur. Ancak o, geçen yirmi yıl içinde onunla özel ve seçkin bir ittifak ilişkisi kurmayı başarmış, siyasi faaliyetlerini Türkiye topraklarından sürdürmesine izin vermiş ve İstanbul, hareketin liderleri ve üyeleri için tercih edilen bir hedef haline gelmiştir. Bizi bunu söylemeye sevk eden şey, Yahudi varlığının bu özel ilişkinin sona erdirilmesinin gerekliliğiyle ilgili şartlarıdır.   

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah Abdurrahman