Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
BAE, Dünyanın En Ücra Köşelerinde Bile Yahudi Varlığının Güvenliğini Koruma Cesaretini Gösteriyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

BAE, Dünyanın En Ücra Köşelerinde Bile Yahudi Varlığının Güvenliğini Koruma Cesaretini Gösteriyor!

Haber:

BAE, resmi belgelerde ülkede ikamet eden biri olarak kayıtlı resmi vatandaşlığının yanı sıra Yahudi varlığında da çifte vatandaşlığa sahip olan Moldova vatandaşı Zvi Kogan'ın ailesine içten başsağlığı ve dayanışma dileklerini ifade etti. Ayrıca Dışişleri Bakanlığı, faillerin yakalanmasında gösterdikleri işbirliği için Türk yetkililere içten teşekkürlerini iletti.Bakanlık, devam eden soruşturmaların ilerlemesini etkilemeyecek şekilde davayı denetleyen ve yöneten yetkili Emirlik makamlarının muamelesine ve profesyonelliğine övgüde bulundu; bu bağlamda Bakanlık, bilgilerin resmi kaynaklardan alınmasının ve varsayımlara, söylentilere ve yanıltıcı haberlere kapılmamanın gerekliliğini vurguladı. Yine BAE'nin hoşgörülü yaklaşımına ve farklı dinler ve kültürler arasında barış içinde bir arada yaşama değerlerine ve ülke toplumunun güvenliğini koruyacak ve bireyleri için en iyi güvenlik araçlarını sağlayacak her şeyi yapmaya olan bağlılığına da vurgu yaptı.(BAE Dışişleri Bakanlığı, 26/11/2024, Uyarlanmıştır)

Yorum

Şehit Mahmud el-Mebhuh’un Dubai’de Yahudi varlığının bazı ajanları tarafından öldürülmesinden 14 yıl sonra Birleşik Arap Emirlikleri’nin yöneticileri karşımıza çıkmış, barış içinde bir arada yaşama ve devlet toplumunun güvenliği konusunda her zamanki melodilerini çalıyorlar. Oysa onların, el-Mebhuhsuikasta uğradığında failleri tutuklamaya cesaret edemedikleri ve Yahudi varlığının güvenliğini tehdit eden bir Müslüman olmasından dolayı onun davasını gizledikleri bilinmektedir.Ancak mesele Dubai'deki Yahudi varlığına mensup bir Yahudi'nin öldürülmesiyle ilgili olduğunda, onların, Emirlikler’den ayrılmayı başarsalar bile, failleri tutuklama konusunda cesur olduklarını gördük.

Nitekim artık oyun açığa çıkmıştır; zira BAE’nin yöneticilerinin kastetmiş olduğu güvenlik Yahudi varlığının güvenliğidir; hatta BAE’nin başlı başına bir ülke mi yoksa Yahudi varlığının arka büyükelçiliği mi olduğu konusunda birçok insanın kafasını karıştırdılar.

On yıl ya da daha uzun bir süre Osmanlı’nın torunlarından dem vuran tilkiye gelince; Halep'i satmaktan ve çarpık koltuğundan başka kırmızı hiçbir şey bırakmayan kırmızı çizgilerden bahsetmekten, Gazze halkını ortadan kaldırması için Yahudi varlığına silah satmaya kadar günler onu da ifşa etmiştir. Sadece bununla da yetinmemiş, aksine ülkesi hızlı bir şekilde kahramanları BAE’ye teslim etmiştir; medya kuruluşlarının öldürülen kişinin daha önce Yahudi varlığının ordusunun üniformasını giydiği fotoğraflarını yayınladığı da bilinmektedir.

BAE yöneticilerinin yaptıklarında şaşılacak bir şey yoktur; zira onlar, Batı’nın sadık bekçileri olup İngiltere onları haydutluk mesleği için uygun olarak gördüğünden beri İngiltere’ye ajanlık yapmayı bırakmamışlardır.Petrol kaynaklarının bir kısmını ele geçirdikleri Yemen'den, efendisi Amerika'yı ve diğer ülkeleri rejiminin düşmesi halinde domino etkisinin sonuçları konusunda uyaran laik, Baasçı ve halk için yakıcı olan kasap rejimi devirmek için çalışanların saflarına ajanlarını yerleştirmek yoluyla Sykes-Picot sınırlarını korumak için paralı casuslarını gönderdiği Şam’a kadar, hala bu amacı yerel ve uluslararası alanda profesyonelce yerine getirmeye devam etmektedir. Dikkat çekici olan şey ise, BAE yöneticilerinin kişisel ve ailevi anlaşmazlıklarında, hala efendileri İngiltere'deki mahkemeler aracılıyla en ince ayrıntısına kadar yargılanmaya devam etmeleridir! Alternatif olarak ne yapacaklarını bilmediklerinden dolayı bundan vazgeçemiyorlar! Peki ya Yahudi varlığını kuran ve kayda değer sıkıntılara uğramaksızın Yahudi varlığı virüsünü yerleştirmek için çevre ülkeleri kullanan efendileriyse nasıl olacak? Dolayısıyla BAE'nin yöneticileri, yetiştirilme koşulları bakımından Yahudi varlığının ikizleri olduklarını biliyorlar; bu yüzden onlar, Yahudi varlığının sonunun gelmesini kendileri için bir tehdit olarak görüyorlar. Aynı şekilde diğer Körfez şeyhlikleri de akıbetlerinin benzer şekilde olacağını düşünüyorlar.

Müslümanları, ister Yahudi varlığının istikrara kavuşturulmasıyla ilgili olsun isterse kafirlerin standartlarına ve yaşam tarzlarına göre yaptıkları “İbrahimi din” çağrısıyla ilgili olsun BAE yöneticilerinin İslam’a ve Müslümanlara karşı devam eden komplolarına geçit vermemeye, kafirlerin tüm planlarını ifşa etmeye ve bunların karşısında aşılmaz bir bariyer gibi durmaya çağırıyoruz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Nizar Cemal

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER