- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Türkiye, Arap Birliği ve Körfez İşbirliği Konseyi’nin Utanç Verici Tutumları!
Haber:
Erdoğan, Biden’ın Gazze girişimini destekledi ve Amerika’nın Türkiye’ye vereceği her türlü rolü oynamaya hazır olduğunu ifade etti.Arap Birliği, “Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü'nün” kutlayarak Filistin'i desteklemek için elinden geleni yaptı!Birlik ve Kuveyt’te toplanan Körfez İşbirliği Zirvesi, Gazze’ye yönelik saldırının durdurulması için uluslararası eylem çağrısında bulunduğu gibi iki devletli çözüm ve bir Filistin devletinin kurulması çağrısında bulundu.
Yorum:
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dedi: “Amerikan Başkanı Biden’ın, Gazze’de ateşkes için yeni bir girişim başlatacaklarını duyurması, çok geç kalmış ama önemli bir adımdır." “Gazze'de acil, adil ve kalıcı ateşkes sağlanmadıkça bölgesel ve küresel huzura ulaşmak imkansızdır.” Ve şöyle dedi: “Gazze’de sükunetin ve barışın tesisi için üzerimize düşen ne varsa elbette yapmaktan çekinmeyiz.Bu çatışmaların en başından bu yana kalıcı ateşkes sağlanması için gerek arabuluculuk olsun gerek garantörlük olsun üzerimize düşeni fazlasıyla yapmaya hazır olduğumuzu defaatle ifade ettik.” (AA, 28/11/2024)
Erdoğan’ın Gazze için yapacağı tek şey Beyaz Saray’daki efendisinin ateşkes girişimini desteklemek olacaktır; zira Gazze halkını desteklemek için tek bir askerini bile hareket geçirmedi ve tek bir mermi bile göndermedi. Oysa Ukrayna'ya insansız hava araçları, teçhizat ve silah gönderdiği gibi Azerbaycan, Suriye, Libya ve diğer Afrika ülkelerine de ABD planlarına göre asker ve silah göndermişti.Dolayısıyla Erdoğan, üzerindeki halk baskısını hafifletmek için Amerika’nın bu savaşı durdurmasını bekliyor. Zira artık sahte kibrini gösteremez bir hale gelmiştir. Çünkü savaş devam ederken şayet ordu göndereceğini söyler de göndermezse, böylece sessizlik ve yanıltma utancının üzerine bir utanç daha eklemiş olacaktır.Bu nedenle bir zamanlar Libya ve Karabağ’a gönderdiği gibi Gazze’ye de asker göndermekle tehdit ettiğinde hemen geri adım attı ve hayali bir insani ittifak çağrısında bulundu!
Erdoğan, Amerika’nın, Yahudi varlığı tarafından yerle bir edilen Gazze’de “kalıcı bir ateşkes sağlanması için arabulucu ya da garantör” olarak kendisine bir rol vermesini bekliyor.Nitekim ateşkesin garantörü olduğunda Hamas'a baskı yapmak ve Yahudi varlığını korumak için Amerika ve Yahudilerin arabulucusu ve hizmetkârı rolünü kabul ettiğini açıklayarak kendisini daha alçak bir seviyeye düşürmüş olacaktır.
Arap Birliği ve devletleri ise düşüklük ve alçaklıkta ona benzemektedir;zira Filistin halkına olan desteğinin, 1/1/2025 tarihinde “Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü'nün” kutlanmasına katılmakla olacağını ilan emiştir! Dolayısıyla sanki insan hakları örgütü ya da uluslararası bir günü kutlayan bir öğrenci derneği gibi davranıyorlar! Dahası bunlar, Filistin halkıyla dayanışma amacıyla güçlü protestolar gerçekleştiren Amerikan ve Avrupa üniversitelerindeki öğrenci derneklerinden daha azdır. Sanki Arap Birliği, Filistin’i özgürleştirebilecek ve halkını Yahudilerin pençesinden kurtarabilecek büyük ordulara sahip ülkelerden oluşmuyormuş gibi!
Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt “İki devletli bir çözüm ve 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti kurulmadan bölgede barış ve istikrarın sağlanamayacağını” söyledi. (Şarkul Avsat, 1/1/2024) Bunu kendine ve başkalarına yalan söylediğini bilerek söylüyor; çünkü bu çözümün öldüğünü ve asla var olmayacağını kendisi de biliyor. Oysa bölgede çözüm, barış ve istikrar ancak Yahudi varlığının kökünden sökülüp atılması ve bu varlığı koruyan ve ömrünü uzatan Arap Birliği ülkelerinin bizzat devrilmesiyle sağlanabilir.
Aynı utanç verici tutum, 1/12/2024 tarihinde Kuveyt’te düzenlenen ve “4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasını” talep eden Körfez Zirvesi tarafından da benimsenmiştir. (Şarkul Avsat, 1/12/2024)
Arap Birliği ve Körfez İşbirliği Konseyi, “Gazze ve Filistin'e yönelik Yahudi saldırganlığını durdurmak için uluslararası toplumun harekete geçmesini” talep etti.Sanki Arap Birliği ve Körfez ülkelerinin Filistin ve halkıyla hiçbir ilgisi yokmuş gibi!Başkalarını da saldırganlığı durdurmak için harekete geçmelerini talep etti! Oysa kastettikleri uluslararası hareket, düşman ve düşmanın doğrudan destekçisi olan hem Amerikalı hem de Avrupalı Batı’dır.
Vahşi düşmanın Gazze Şeridi'nde öldürmeye ve yok etmeye devam etmesinin, Türkiye'nin, Arapların ve diğer İslam ülkelerinin yöneticilerinin Yahudilerin ana destekçisi Amerika’nın savaşı durdurmasını beklemelerinin ve kendilerine verilecek rollerin peşinde solumalarının ve hayali iki devletli çözüm projesiyle insanları aldatmalarının üzerinden tam on dört ay geçti.Oysa bu hain bir çözüm ve Filistin'in satılması olmasına rağmen Yahudi varlığı bu çözümü öldürdü ve Gazze'nin kumlarına gömdü. Dahası bu çözümü resmen reddettiğini açıkladığı gibi projenin sahibi Amerika, onun uygulanmasının neredeyse imkânsız olduğunu biliyor ve uygulamaya çalıştığı bir çözüme sahip olduğunu söylemek için onunla aldatıyor.
İslam beldelerinin başındaki yöneticiler, halklarının çoğunluğunun ellerini kendilerinden çektiklerini, artık kendilerine güvenmediklerini, kendilerinin Amerika ve Yahudilerin yalancı ve hilekâr hizmetkarları olduklarını ve onların Filistin'e, halkına ve Müslümanların diğer davalarına zarar vermekten başka bir şey yapmayacaklarını biliyorlar. Geriye tek bir şey kalıyor ki o da; bu halkların bu yöneticileri devirip onları derin bir vadiye atmaları ve tek bir İslam Devleti’nin altında kendilerine liderlik edecek akidevi, samimi ve bilinçli bir liderlik getirmeleridir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Esad Mansur