- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Başarılı Olmak İstiyorsak Her Canlıyı Kendi Konumuna Yerleştirelim!
Haber:
Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, yeni yetkililere Suriye'de "intikam ve intikam döngüsünden" kaçınmaları çağrısında bulundu ve Çarşamba günü BM Güvenlik Konseyi toplantısında "çapraz ateşte öldürülen insanlar ve gözaltında ağır kötü muamele" raporlarından bahsetti. “Adam kaçırma, yağmalama, mülklere el koyma ve aileleri toplu konutlardan zorla tahliye etme” eylemlerini kınadı ve mevcut yetkililerden “intikam politikası olmadığına” dair güvence aldığını söyledi ve yüzlerce tutuklunun cezaevinden serbest bırakıldığına dikkat çekti.
Yorum:
Kurtuluştan bu yana Pedersen'den şu cümlelerden başka bir şey duymadık; uyarıyoruz, kınıyoruz ve diğer kınama ifadeleri; ama suçluların hesap vermesi konusunda hiçbir çaba sarf edilmiyor! Zira Şam halkı on yıldan fazla bir süredir her gün bir önceki günden daha kötü bir gün yaşadı. Aralarında her saat öldürme kol gezip, gece gündüz öldürüldüler ve bunun video kayıtları hala mevcut. Tüm bunlara rağmen, endişe duyan ve kınayanlardan bu eylemleri işleyenlerle ilgili herhangi bir eylem işitmedik. Suçlu kaçar kaçmaz, kısıtlama çağrısında bulunmaya başladılar; böylece onların katil suçlunun kalıntılarını korumak istediklerini hissediyorsunuz.
Pedersen'in durumu tarafımızca iyi bilinmekte olup Sednaya askeri cezaevine vardığında karşılaştığı muamele bu bilgiyi somutlaştırmaktadır; zira onun yüzüne atılan ayakkabı, onun biz devrim halkının nezdindeki konumunun bir kanıtıdır. Nitekim kurtuluştan sonra oraya giden herhangi bir kişi gibi kendisi de iyi bilmesine rağmen Sednaye cezaevini ziyaret etmiştir. Dolayısıyla o, diğer endişeli insanlar gibi Beşar kaçmadan önce onu ziyaret etmek isteyenler gibi kendisini sorumlu hissetmedi; bu yüzden hapishanelerin ve içindeki insanların gerçekliğine vakıf olmak istemediler, sayıları ve nitelikleriyle istihbarat cezaevlerini ziyaret etme zahmetine girmediler ve belki de nedeni biliniyorsa, şaşılacak bir şey de yoktur. Zaten bizler, Birleşmiş Milletlerin ve onun tüm kurumlarının komplocu olduğuna karar verdik; bu yüzden böyle bir şey yapmalarını beklemiyorduk ve yapmamalarına da şaşırmadık. Zira onlar, önceden suçluya destek verip yardım ediyorlardı ve bugünkü durumları da daha iyi değildir; zira şimdi de onun kalıntılarının üzerini örtmeye çalışıyorlar.
Suçlu Esad'ın suç ortağı Pedersen ve temsil ettiği örgüt, kurum veya diğerleri, bizi öldürmede, bize ve devrimimize karşı komplo kurmada ortaktırlar. Bu yüzden onları meclislerimizin merkezine koyma konusunda dikkatli olmamız gerektiği gibi bu suçlulara yönelik söylemimizin de sokak söyleminin tam tersi olmasına dikkat etmeliyiz.
İçinden geçtiğimiz ve ayrıntılarına şahit olduğumuz yakın tarihi göz ardı etmemeliyiz; zira devrimimizi öldürmeye çalışan biri bugün ona yardım etmeyecektir ve meclislerimizin merkezine oturttuklarımızın hepsi komplocu, suçlu ve katildirler. Nitekim bu onların gerçekliği olup bir iftira değildir; bu onların durumu olup onları olmadıkları bir şeyle damgalamak değildir. Zira Pedersen'den diğer ülkelere, örgütlere, derneklere ve kurumlara kadar onların geçmişleri yakın, eylemleri ayrıntılı ve hedefleri de açıktır.
Şayet başarılı olmak ve zaferimizi korumak istiyorsak, her canlıyı kendi konumuna yerleştirelim ve kurda kuzu postu giydirmeyelim. Şayet meyveleri toplamak istiyorsak, bu suçluların geçmişine gözlerimizi kapatmayalım, onların detaylarını takip edelim ve onların düşman oldukları konusunda uyaralım.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdu ed-Della - Suriye