Salı, 24 Şevval 1446 | 2025/04/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Mısır'ın Servetlerinin Yağmalanmasına ve Kaynaklarının İhmal Edilmesine Bir Bakış!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Mısır'ın Servetlerinin Yağmalanmasına ve Kaynaklarının İhmal Edilmesine Bir Bakış!

Haber:

Bloomberg 12/03/2025 Çarşamba günü internet sitesinde, “Eş-Şark'a” konuşan bir hükümet yetkilisine göre Mısır'ın, Batı Çölü'nde İngiliz Cairn Petroleum şirketine ait sahalardan yeni çıkarılan doğal gazın alım fiyatını yüzde 61 oranında arttırdığını söyledi.İsminin açıklanmasını istemeyen yetkili, yeni fiyatın, önceki anlaşmalardaki ortalama 2,65 Dolardan milyon İngiliz termal birimi (bir pound) başına 4,25 Dolara ulaştığı eklemesinde bulundu.Bu adım, Mısır hükümetinin "Cairn Petroleum'un" Mısır Petrol Kurumu'na (EPA) olan vadesi geçmiş borçlarının bir kısmı karşılığında Ocak ayında yaklaşık 550.000 varil ham petrol ihraç etmesine izin vermesinin ardından geldi.Hükümet yetkilisi, "Cairn Petroleum'dan" gaz alım fiyatlarındaki artışın Batı Çölü'ndeki üç yeni imtiyaz alanına uygulanacağını açıkladı."Cairn Petroleum'un" Batı Çölü ve Süveyş Körfezi'nde imtiyazları ve petrol sahaları bulunmaktadır ve günde yaklaşık 140.000 varil ham petrol üretmektedir.

Yorum:

Mısır rejimi başta olmak üzere Müslüman ülkelerde iktidardaki rejimler, ümmetin zenginliklerini yağmalayan ve onları çaresizlik ve bağımlılık içinde bırakan büyük güçlerin ve kapitalist şirketlerin çıkarları doğrultusunda çalışan sömürgeci araçlardır.İngiliz Cairn Petroleum şirketinden gaz alım fiyatlarındaki artışla ilgili olarak yaşanan son kriz, Mısır rejiminin yabancı şirketler ve onların yozlaşmış iş adamlarından oluşan yandaşlarının lehine uyguladığı sistematik yağma politikalarının yeni bir başka örneğidir.

Mısır rejimi, Cairn Petroleum'a ait sahalardan yeni çıkarılan gazın alım fiyatını % 61 artırarak, önceki anlaşmalar uyarınca 2,65 Dolar olan milyon İngiliz termal birimi başına 4,25 Dolara yükselttiğini açıkladı.Mısır halkının ciddi bir ekonomik kriz yaşadığı bir dönemde gelen bu adım, birçok soruyu da beraberinde getirmiştir: Yıllarca düşük fiyatlarla gaz sattıktan sonra neden ani bir şekilde fiyat yükseltildi?Rejim hala yerel gaz ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz kaldığı bir zamanda bu artış nasıl haklı gösterilebilir?Ülke ciddi bir borç kriziyle boğuşurken neden yabancı şirketlere ve kendisiyle bağlantılı olan iş adamlarına imtiyazlar sunmaya devam ediyor?

Geçtiğimiz Ocak ayında Cairn Petroleum'un vadesi geçmiş borçlarının bir kısmı karşılığında 550.000 varil ham petrol ihraç etmesine izin verilmesi, rejimin Mısır'ın servetlerini nasıl yabancı şirketler lehine idare ettiğinin açık bir örneğidir.Bu şirketlerin sözleşmelerini gözden geçirmek ve ülkenin servetlerinin yağmalanmasını engellemek yerine insanlar pahasına onlara daha fazla ayrıcalık ve kolaylık sağlanıyor.Bu yeni bir şey değildir; zira daha önce de Yahudilere düşük fiyatlarla gaz ihraç etme anlaşmaları gibi şaibeli anlaşmalara ve buna Hüseyin Salim ve eski Petrol Bakanı Samih Fehmi gibi iş adamları ve üst düzey yetkililerin dahil olduğuna tanık olmuştuk.Bugün bu politika, Cairn Petroleum gibi şirketlerin büyük karlar elde etmesine izin verilmesi yoluyla devam ederken Mısır ise iç açığı kapatmak için yüksek fiyatlarla sıvılaştırılmış doğal gaz ithal etmeye devam ediyor.

Bir zamanlar önemli bir gaz ihracatçısı olan Mısır, bugün ise yabancı şirketlerin ülkeye girmesi, büyük sahaları ele geçirmesi ve bunun da servetlerin yağmalanmasına ve üretimin bu şirketler lehine kısıtlanmasına yol açmasının yanı sıra ülkeyi yabancı sermayenin egemenliğine rehin bırakan rejimin uyguladığı başarısız politikalar nedeniyle artık net bir ithalatçı konumuna dönüşmüştür.Krizin ana nedeni, yerel sahalardaki yabancı şirketlerin varlığıdır; zira bunlar kaynakları ele geçirip servetleri yağmalıyorlar; bu da Mısır'ın ekonomik sıkıntılarını çözmek yerine daha da derinleşmesine neden oluyor.

Devleti bu yıl 160 kamyon sıvılaştırılmış gaz ithal etmek zorunda bırakacak olan üretim ve tüketim arasındaki giderek büyüyen açık, devletin ülke kaynaklarını yönetmedeki başarısızlığının boyutunu yansıtmaktadır; zira devletin görevi, serveti ihmal edip sonra da halkın parasını haksız yere toplamak değil serveti kendisinin üretip insanlara yeniden dağıtmasıdır!

Mısır halkı ciddi yaşam krizlerinin acısını çekerken, Batı ile bağlantılı şirketlere ve kişilere bu kadar büyük imtiyazlar nasıl verilebilir?Bu, rejimin insanlar pahasına Batı'nın ve onunla müttefik olan iş adamlarından oluşan küçük bir elitin çıkarlarına hizmet ettiğinin bir teyidi değil midir?

Bu kriz, kukla rejimlerin ve onların uyguladığı açgözlü kapitalizmin yönetimi altında ümmetin acısını çektiği uzun ekonomik felaketler silsilesinden biridir.Bu sorunun köklü çözümü, bu rejimlerin kökünden sökülüp atılması ve ardından doğal kaynaklar üzerindeki egemenliğin yeniden tesis edilmesi ve bu kaynakların bir grup yozlaşmış kişiye değil ümmete ait olacak şekilde şerî hükümlere uygun olarak yönetilmesi ve servetlerin tekelleşmesini önleyen ve tebaanın fertleri arasında adil bir şekilde dağıtılmasını sağlayan İslami ekonomik sistemin uygulanmasının gölgesinde, ülkenin kaynaklarını tüketen yabancı şirketlerle yapılan sömürge anlaşmalarının iptal edilmesidir.

Mısır'ın krizleri maddi değil insani sorunlar olup bunlarla nasıl muamele edileceğini ve İslam temelinde nasıl çözüleceğini açıklayan şerî hükümlerle ilgilidir.Çözümler görmezden gelmekten daha kolaydır ancak bu, ülkenin varlıklarını tekelleştiren şirketlerle yapılan tüm sözleşmeleri gözden geçiren, aslında ülkenin servetlerini yağmalayan sömürgeci şirketler oldukları için onları sınır dışı eden, ardından ülkenin servetleriyle insanları güçlendirmeye ve servet üreten ve bunu insanlara dağıtan şirketler kurmaya veya kiralamaya dayalı yeni bir dönem başlatan samimi ve özgür iradeye sahip bir yönetim gerektirmektedir.

Bütün bunlar bir hayal olmadığı gibi gerçekleşmesi imkânsız olan ya da başarılı mı yoksa başarısız mı olacak diye denenmek üzere sunduğumuz bir proje de değildir; aksine bunlar, devlet ve tebaa için bağlayıcı olan gerekli şerî hükümlerdir. Bu yüzden devletin, ülkenin insanlara ait olan servetlerini ihmal etmesi caiz olmadığı gibi bunları engellemesi de caiz değildir. Bilakis bunlara uzanan her elin koparılması gerekir.İslam'ın sunduğu ve uyguladığı işte budur; ancak bu, diğer İslami sistemlerden ayrı olarak uygulanamaz, bilakis sadece Nübüvvet Minhacı üzere Raşid Hilafet Devleti yoluyla uygulanabilir.Hizb-ut Tahrir'in önem verdiği, kendisine davet ettiği gibi halk ve ordu olarak Mısır halkını onu kurmak için kendisiyle birlikte çalışmaya davet ettiği devlet işte budur.Umulur ki Allah katından bir fetih yazar da İslam'ın ve ehlinin izzetli olduğu bir vakıayı görürüz; Allah’ım bir an önce nasip et.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Mahmud El-Leysî - Mısır

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER