حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Amerika
Medya Bürosu
No: ABD–BA–2025–MB–TR–07 |
H. 7 Ramazan 1446 M. Cuma, 07 Mart 2025 |
Amerika, Kendi Putunu Yiyor!
İslam öncesi Arabistan’da bazı Araplar, hurmadan putlar yapar ve acıktıklarında bu sözde ilahlarını yerlerdi. Bugün, tarih daha karmaşık bir biçimde tekerrür etmektedir. Batıya göre bir zamanlar düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü, konuşma özgürlüğü, siyasi katılım, azınlık hakları ve işkence yasağı gibi özgürlükler en kutsal değerlerdi... Ancak bu değerler, kapitalistlerin ve yönetici elitin çıkarları ile çatıştığında, kutsal saydıkları bu değerlerini çiğnemekten de çekinmemektedirler.
Avrupa’nın kimi yerlerinde, kendi liberal düşüncelerine göre kişisel özgürlük sayılması gerekirken Müslüman kadınların okullarda, iş yerlerinde ve birtakım kamusal alanlarda başörtüsü takması yasaklanıyor! Ancak görünen o ki, bu “özgürlük” yalnızca hâkim kültürel ve politik ajandaya hizmet ettiği sürece geçerlidir.
Bugün, Amerika’da bir kez daha korkunç bir çelişkiye şahit oluyoruz! Üniversite öğrencileri, Gazze halkının soykırımına ve yerinden edilmesine verilen kayıtsız şartsız desteği eleştirerek kampüste düşüncelerini dile getirdiklerinde—ki bu, ABD Anayasası ile güvence altına alınmış bir haktır—Trump yönetimi, finansal ve siyasi seçkinlerin desteğiyle bu öğrencileri suçlu ilan etti. Söz konusu öğrencileri üniversitelerden atmakla ve hatta aralarındaki yabancı uyruklu öğrencileri sınır dışı etmekle tehdit etti!
Gazze’de yaşananlar, Batı’nın özgürlükleri savunma söyleminin riyakarlığını gözler önüne serdi. Bu olaylar, kapitalist sistemde özgürlüğün, yalnızca yönetici elitlerin çıkarlarına hizmet ettiği sürece bir araç olarak kullanıldığını, çıkarlarıyla çatıştığında, hiç tereddüt etmeden bu özgürlükleri ayakları altına almaktan çekinmediklerini kanıtladı.
Dünya artık İslam’ı yeniden düşünme vaktinin geldiğini görmüyor mu? İslam, Batı’nın içi boş özgürlük sloganları gibi değildir! İslam, insanlığı diğer insanlara kulluktan kurtaran ve hakları kişisel çıkarlardan ziyade adalet üzerine tesis eden bir sistemdir. Bir gün, Ömer RadıyAllahu Anh halka hitap ederken bir kadın onu düzeltti, o ise Halife olmasına rağmen o kadını susturmadı ve sözünü de kesmedi. Bunun yerine, tevazu içinde hatasını kabul etti ve şöyle dedi: “Ömer yanıldı, kadın ise doğru söyledi.” Bir başka olayda ise, şu sözleri sarf etmiştir: “Annelerin hür olarak doğurduğu insanları ne zamandan beri köleleştirdiniz?”
İslam, kadın-erkek, ırk ve etnik köken ayrımı gözetmeksizin insanlara insan olmaları hasebiyle haklar ve sorumluluklar bahşetmiştir. İslam, hiçbir zaman inancı zorla dayatmamıştır! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
لَا إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ قَد تَّبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّ“Dinde zorlama yoktur. Artık doğru ile yanlış birbirinden açıkça ayrılmıştır.” [Bakara 256] İslam, inancı zorlama üzerine değil, akıl ve düşünme üzerine inşa etmiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَالْفُلْكِ الَّتِي تَجْرِي فِي الْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ النَّاسَ وَمَا أَنزَلَ اللهُ مِنَ السَّمَاء مِن مَّاء فَأَحْيَا بِهِ الأرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ الرِّيَاحِ وَالسَّحَابِ الْمُسَخِّرِ بَيْنَ السَّمَاء وَالأَرْضِ لآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ“Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah’ın gökten indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için (Allah’ın varlığını ve birliğini ispatlayan) birçok deliller vardır.” [Bakara 164]
İslam, kanunların uygulanmasını kişisel arzulara değil, takvaya dayandırmıştır. Ayrıca, güçlülerin zayıfları gözetmesini de zorunlu kılmıştır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
أَلَا كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ“Hepiniz çobansınız ve her biriniz kendi güttüklerinden sorumludur.”
İslam, insanlara, kişisel ya da toplumsal çıkarlarına ters düşse bile adaletin yanında durmayı farz kılmıştır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُونُواْ قَوَّامِينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَاء لِلّهِ وَلَوْ عَلَى أَنفُسِكُمْ أَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالأَقْرَبِينَ“Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun.” [Nisa 135] Böylece, İslam toplumu, merhamet ve adaletle yönetilen örnek bir toplum hâline gelmiştir.
İmanınızı yalnızca kültürel bir miras olarak değil, Şeriatın sunduğu kapsamlı bir sistem olarak yeniden keşfedin ve toplumları onun adaletiyle yeniden inşa edin! Amerikan halkını, entelektüelleri ve gerçeği arayan herkesi, medyanın İslam’ı çarpıtmasına kapılmamaya ve ideolojik önyargılardan arınmış bir şekilde İslam’ı incelemeye davet ediyoruz. İslam’ı önyargılardan uzak bir şekilde incelediğinizde, o zaman dar çıkar hesaplarının değerleri yok ettiği bu dünyayı kurtaracak adil alternatifin İslam olduğunu göreceksiniz! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Amerika Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |