Donald Trump: ABD, Gazze Şeridi’ni devralacak ve orada bir iş yapacağız. Oraya sahip olacağız...

ABD Başkanı Donald Trump, ‘İsrail’ Başbakanı Benjamin Netanyahu ile düzenlediği basın toplantısında, Filistinlilerin zorla göç ettirileceğini ve Gazze’yi ABD’nin devralacağını açıkladı. Trump, “gerekirse” ABD askerlerinin bölgeye konuşlandırılacağını ve Gazze’deki yaklaşık iki milyon insanın, geri dönüş hakkı olmadan komşu ülkelere göç ettirileceğini belirtti. ^{(04.02.2025 Reuters)}

Sömürgeciliğin Sürgün ve İşgal Politikalarının Yeniden Dirilişi mi?

ABD hem dünya genelinde hem de iç kamuoyunda yoğun eleştirilerle karşı karşıya. Siyaset sahnesindeki farklı kesimlerden eleştirmenler, Filistinlilerin zorla yer değiştirilmesini etnik temizlik olarak niteliyor ve bunun yeni bir sömürgecilik dalgasının başlangıcı olabileceğine dikkat çekiyor.

Bir ABD’li gazeteci ile Trump arasında gergin bir diyalog yaşandı. Gazeteci, “Egemen bir toprağı ele geçirmekten bahsediyorsunuz- bunu yapmanıza hangi yasal yetki izin veriyor? Kalıcı bir işgal mi öneriyorsunuz?” diye sorarken, Trump ise sert bir dille ve açıkça “Orada, uzun vadeli bir sahiplik pozisyonu görüyorum” yanıtını verdi.

Senatör Chris Murphy, oldukça sert bir dille tepki gösterdi: “Tam anlamıyla aklını yitirmiş! ABD’nin Gazze’ye müdahalesi, binlerce Amerikan askerinin ölümüne ve Orta Doğu’da onlarca yıl bitmek bilmeyen bir savaşa neden olur. Bu, ancak kötü ve hastalıklı bir şaka olabilir.”

Temsilci Jake Auchincloss da Trump’ın önerisini “sorumsuz ve mantıksız” olarak değerlendirdi ve sert eleştirilerde bulundu. Daha da ileri giderek,

“Trump’ın her zaman olduğu gibi bu politikasının da altında, akraba kayırmacılığına ve kendi çıkarlarına dayalı sinsi bir bağlantı yatıyor,” dedi.

Uluslararası Hukukun Açık İhlali

Amnesty International, yayınladığı sert açıklamada, ABD yönetimini sert şekilde eleştirerek, uluslararası hukuku pervasızca çiğnemeye devam ettiğini ifade etti: “Savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle UCM tarafından aranan ‘İsrail’ Başbakanı Netanyahu ile iş birliği yapan ABD, küresel adaleti alenen hiçe saymaktadır. Cenevre Sözleşmeleri, savaş suçlarından sorumlu tutulan kişilerin yargılanmasını veya iadesini zorunlu kılar. İnsanlığa karşı suç işleyenler için hiçbir güvenli liman olmamalıdır.”

Amnesty, ABD’nin sağladığı silahların savaş suçlarında kullanıldığına dair birçok kez kanıt sunulduğunu belirtti. Buna karşın, Washington’un ‘İsrail’e silah tedarik etmeyi sürdürmesinin, soykırımı önleme yükümlülüğüne aykırı olduğunu vurguladı.

Eski Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Justin Amash, ABD yönetimini sert bir dille eleştirdi: “ABD, sadece sorumsuz bir işgal planını devreye sokmuyor, aynı zamanda etnik temizliğin de suç ortağı oluyor. Vicdan sahibi hiçbir Amerikalı bu utanca ortak olmamalıdır.”

Eylem Çağrısı

Trump’ın tutarsız ve anlamsız açıklamaları, Siyonist işgal devletinin etnik temizlik uygulamalarına onay verdiğinin veya bu uygulamalara öncülük ettiğinin bir göstergesidir. Bu durum, başkanın zihniyetinin otoriter bir sisteme ve işgalci bir güce yöneldiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Sonuç olarak, Amerika Birleşik Devletleri’nin saldırganlıkla dolu çalkantılı bir döneme girdiği açıktır. Gazze halkı, herhangi bir güç tarafından gerçekleştirilecek bu düşmanca ele geçirmeye karşı olduklarını açıkça belirtti. Allah ruhlarını kutsasın ve onları her türlü saldırıya karşı güçlü kılsın.

Amerika’daki Müslümanlar, bu yönetimin izlediği tehlikeli politikalara karşı uyarıda bulunmanın dini bir sorumluluk olduğunu vurguladılar. Trump’ın pervasız politikalarının, ABD’yi hızla otoriterliğe ve sömürgeci yayılmacılığa doğru sürüklediği, yerli Filistinlilerin (Müslüman ve Hristiyanları) yerlerinden edilmesine ve topraklarının güç ve açgözlülükle sahiplenilmesine yol açtığı açıktır.

Ey Amerika halkı! Bu çılgınlığa karşı koyun! Adaletsizliği halkınızı ve ulusunuzu tüketmeden önce durdurun. Tarih bize, kibir ve saldırganlığın imparatorlukları çöküşe sürüklediğini, adaletin ise kalıcı istikrarın temeli olduğunu göstermiştir.

Ey İslam ümmeti! Böyle bir adaletsizlik karşısında sessiz kalmak kabul edilemez ve büyük bir günahtır. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın emrettiği gibi, hak ettiğiniz o onurlu duruşu sergilemek zorundasınız.

كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ“Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız.” ^{[Ali İmran 110]}

Ey Müslüman ordular! Gücünüz var, değişimi siz yapabilirsiniz.

Allah’ın Ensar’ı olun ve adaleti sağlamak için harekete geçin. Mazlumları sömürgeci işgalcilerden ve yozlaşmış yönetimlerden kurtarın. Kur’an bu konuda nettir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ“Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur.” ^{[Enfal 72]}

Ey Amerika halkı! Sizi açık bir kalple düşünmeye davet ediyoruz. Siyonist destekli medyanın propagandalarını bir kenara bırakın ve İslam’ı dünyayı tüketen ahlaki çöküşe karşı bir çözüm olarak görün. İslam, insanlık için bir rahmet ve gerçek adaletin yol göstericisidir. Gazze, bu inancın gerçek temsilcisi olduğunu defalarca kanıtlamadı mı? Onların sabrı, direnci ve hatta düşmanlarına karşı gösterdikleri adalet bile gözler önündedir. Dikkat edin, inancın gücünü hafife almayın; çünkü sonunda inanç ve adalet mutlaka galip gelir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا إِلَى كَلِمَةٍ سَوَاءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ أَلَّا نَعْبُدَ إِلَّا اللهَ وَلَا نُشْرِكَ بِهِ شَيْئاً وَلَا يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضاً أَرْبَاباً مِنْ دُونِ اللهِ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَقُولُوا اشْهَدُوا بِأَنَّا مُسْلِمُونَ“De ki: “Ey Kitap ehli! Ancak Allah’a kulluk etmek, O’na bir şeyi eş koşmamak, Allah’ı bırakıp birbirimizi Rab olarak benimsememek üzere, bizimle sizin aranızda müşterek bir söze gelin”. Eğer yüz çevirirlerse: “Bizim Müslüman olduğumuza şahit olun” deyin.” ^{[Ali İmran 64]}