Eriha Sulh Mahkemesi, Nebi Musa Makamı Külliye’sinde müzikli eğlence düzenlemesinin ardından gözaltına alınan Sema Abdülhadi’nin gözaltı süresini iki hafta uzattı. Savcılık, Abdülhadi’ye “kutsal mekâna saygısızlık” ve “Korona salgınını önlemek için alınan acil durum önlemlerinin ihlali” suçlaması yöneltti. Turizm ile Eski Eserler Bakanlığı, grubun konser düzenlemesine izin verdiği gerekçesiyle birbirlerini suçladılar. Başbakan, sorumluların tespiti için soruşturma talimatı verdi.

Filistin Yönetimi, COVİD-19 virüsünün yayılmasını önlemek bahanesiyle camileri ve okulları kapatırken, ibadetleri, geçimleri ve eğitimleri konusunda insanlara diktatör kesilirken, kutsal mekân Nebi Musa Makamı Külliyesi’nde bu tür karışık parti düzenlenmesine izin veriyor. Hükümetin, her zamanki gibi kabuklara yapışması ve esası bilinçli bir şekilde görmezden gelmesi büyük talihsizliktir. Turizm ve -Başbakanın üstlendiği- Eski Eserler Bakanlığı, bu partiye kimin izin verdiğine dair karşılıklı suçlamalarda bulundular. Konuyla ilgili bilgilerinin olmadığı, müzikli eğlencenin planlı, organizeli ve otoritenin onayından ziyade rastgele olduğu görüntüsü veriyorlar. Müslümanların duygularını ve kutsallarını görmezden geliyorlar. Şuan Sema Abdülhadi dosyasında olduğu gibi suçu bir veya birkaç kişi üzerine yıkarak, dava, her zamanki gibi ve beklendiği gibi sona erecek, önceki birçok davada olduğu gibi bu dava da kapanacaktır. Bu, otoritenin yozlaşmışlığını, ajanlığını, tıpkı topraktan vazgeçtiği gibi ilkelerden, ahlaktan ve değerlerden de vazgeçme bataklığına saplandığının gösteriyor.

Öte yandan, feminist dernekler ve CEDAW destekçileri, çirkin yüzlerini ve aşağılık hedeflerini açıkça afişe ettiler. DJ Sema’yı hararetle savunmaya kalktılar, suç işlemediğini, turizmi desteklemek için bir sanat etkinliği düzenlediğini, öfkeli kamuoyunu yatıştırmak amacıyla gözaltına alındığını ileri sürdüler.

Ahlaksızlığı sanat, kadın erkek karışımını özgürlük, kutsal yerlerin kirletilmesini turizme teşvik olarak adlandırıyorlar! Nesillerin eğitimcileri zorla hükümet tarafından emekliliğe sevk edildiğinde neredeydiler, neden sesleri çıkmadı? İçlerinden bazıları, hak sözü söyledikleri ve haklarını talep ettikleri için ifadeye çağrıldılar! Hükümet, genç erkekleri ve kızları yozlaştırma, dinimize ve geleneklerimize yabancı kavramlar ve davranışlar ithal etme faaliyetinde bulunanları savunuyor. Yasaları değiştirerek, onları saf “CEDAW” yasaları haline getiriyor.

Ey mübarek toprak halkı! Başınızın üstünde güçlü ve şiddetli bir tehlike zili çalıyor. Otorite, sapkınlığını, toprak ve kutsalları peşkeş çektiği gibi, onurun, ahlakın, değerlerin ve dinin peşkeş çekilmesi planlarını umursamıyor. Eğer otoriteye karşı çıkmaz ve kindar “CEDAW” planları karşısında tek bir el ve tek bir vücut gibi durmazsanız, o zaman yozlaşma daha fazla yayılacak, kızlarınız, eşleriniz ve kız kardeşleriniz Şeriata ve dine aykırı bir şekilde aleyhinize döneceklerdir.

Yaşadığımız zorluklar, hastalıklar ve felaketler yeterli değil mi? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ “İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat çıkar; Allah da belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır.”^{[Rum 41]}

Öyleyse geri dönecek misiniz?