حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT–BA–2022–MO–TR–03 |
H. 7 Safer 1444 M. Cumartesi, 03 Eylül 2022 |
Hindistan’ın Hindutva Rejimi, Müslüman Katili ve Tecavüzcülerine Dokunulmazlık Sağladı
15 Ağustos’ta Hindistan’ın Gujurat eyalet hükümeti, Bilkis Bano adlı Müslüman bir kadına toplu tecavüz etmek ve 2002’de Müslüman karşıtı soykırım sırasında üç yaşındaki kızı da dâhil olmak üzere birkaç aile üyesini öldürmek suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırılan 11 Hindu erkeği serbest bıraktı. Bilkis, kızının kafasını gözlerinin önünde taşla ezerek öldüren erkeklerin saldırısına uğradığında bey aylık hamileydi. Annesi de tecavüze uğramıştı. Hükümlü Hindu tecavüzcüler, hapisten çıktıklarında çiçekten taçlarla karşılandılar, Bilkis’in şu an oturduğu köyün bitişiğindeki köye geldiklerinde o tecavüzcülere tatlı ikram edildi. Bu da Bilkis ve ailesinin hayatı ve güvenliği hakkında endişeye yol açtı.
Başbakan Narendra Modi liderliğindeki Müslüman karşıtı Hindu Milliyetçisi BJP partisi yönetimindeki Gujurat hükümeti, Hindistan’ın 75. bağımsızlık yılını kutladığı ve kutlamalarda Modi’nin kadınların onuruna saygı duyulması gerektiğini söylediği gün tecavüzcüleri serbest bıraktı. Bu Hindu tecavüzcülerin bu gün serbest bırakılması, Müslümanlara yönelik açıkça bir mesajdır. Müslüman kadınların Hindu devletinin korumasından muaf olduğuna, Müslümanları öldürenlere ve namuslarını kirletenlere gelecekte bir ceza verilmeyeceğine dair bir mesajıdır. Hindistan Müslümanları, aşırı milliyetçi Hindu yönetimi altında Müslüman kadın tecavüzcülerine bir cezanın verileceğini beklememelidir. Nitekim çeşitli Hindu rahipler ve Hindutva liderleri, Müslümanlara karşı açıkça soykırım çağrısında bulundular. Bu yılın Nisan ayında Uttar Pradesh’teki bir Hindu başrahip, Khairabad kasabasındaki bir caminin önünde düzenlenen büyük bir mitingde Müslüman kadınları kaçırıp tecavüz etmekle tehdit eden bir konuşma yaptı.
Bu, Hindutva’nın adalet tarzıdır. Müslümanların katilleri ve tecavüzcüleri, serbest bırakılarak ödüllendiriliyor. İslam’a ve Müslümanlara nefret kusanların önü açılıyor, tefrika ve şiddeti teşvik tamamen serbest bırakılıyor. Bu arada yetkililer, Madya Pradeş’te olduğu gibi, Hindu çetelerinin saldırılarına karşı topluluklarını savunmakla suçlanan Müslümanların evlerini buldozerlerle yıkıyorlar. Bugün Hindistan’da Müslüman kadın ve kız çocukları, saldırı ve namuslarının kirletilmesi korkusuyla yaşıyorlar. Bu suçları işleyenlerin kahraman muamelesi göreceğini, cezasız kalacaklarını, kendilerini eziyetten koruyacak ya da İslam düşmanlarının işlediği korkunç suçlar nedeniyle onlara gereken cezayı verecek bir varlığın olmadığını biliyorlar. Dahası, İslam’ın kadınları baskı altına aldığını ve haklarını gasp ettiğini söyleyerek Şeriat ve İslam yönetimine iftira atmaktan geri durmayan Batı hükümetleri, ekonomik çıkar için Modi ve rejimini bağırlarına basıyorlar. Bilkis gibi kadınlara karşı işlenen suçlara sağır sultan kesiliyorlar. Dolayısıyla Müslüman kadınların refahı için sergiledikleri endişeler sahtedir. Kadın haklarıyla ilgili tüm konuşmaları, İslam karşıtı laik gündemlerini Müslüman topluluklar arasında yaymak için kullandıkları bir araçtır.
İslam’ın Müslüman bir kadının namusunun korunmasına verdiği değer eşsizdir. Bu öyle bir değerdir ki Sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem Müslüman bir kadını taciz etmeleri ve İslami kıyafetine saldırmaları nedeniyle Yahudi kabilesi Beni Kaynuka’yı Medine’den sürgün etmiştir. Bu öyle bir değerdir ki, geçmişte Hilafet dönemindeki İslam liderleri, bu değeri korumak ve savunmak için ülkelere savaş açmışlar, ülkeler fethetmişlerdir. Nitekim 8. yüzyılda Halife Velid bin Abdül Malik, baskıcı Hint Kralı Raja Dahir’in hapsettiği bazı Müslüman kadınları kurtarmak için Müslüman komutan Muhammed bin Kasım liderliğinde güçlü bir orduyu seferber etmiştir. 9. yüzyılda Halife Mutasım Billah da, Türkiye’nin Amuriye kentinde Romalılar tarafından hapsedilen Müslüman bekâr bir kadını kurtarmak için büyük bir ordu göndermiştir. Doğrusu, Nübüvvet metodu üzere Hilafet geri gelmeden bu ümmetin anneleri ve kızları için adaletten, koruma ve himayeden bahsedilemez. Hilafet, ümmetin kadınlarının çıkarlarını savunacak ve dinlerini koruyacaktır. Hilafet, adaletin vücut bulmuş halidir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
الْإِمَامُ رَاعٍ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ “İmam çobandır ve sürüsünden sorumludur.”
Dr. Nesrin Nevaz
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları Direktörü
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizbuttahrir.today |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |