The Telegraph gazetesi, 16 Kasım 2022’de Doğu Türkistan’da Müslüman kadınların maruz kaldığı zorla evlendirilme koşullarını bildirdi. Makale, “Çinliler Uygurları yok etme planı gereği Müslümanlarla evlenmek için para alıyorlar” başlığı taşıyor. İnsan hakları grubu, Doğu Türkistan yetkililerinin Uygur kadınlara zorla evlenmeleri için rüşvet verdiklerini ve tehdit ettiklerini tespit etti. Washington merkezli kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Uygur İnsan Hakları Projesi (UHRP), Müslüman olmayan yerli Han erkekleriyle görücü usulü evlilik yapmaları için Uygur kadınlarına mali şantaj ve rüşvet verildiğini belgeledi. Rapor, resmi politika belgelerine, sosyal medya paylaşımlarına ve yurtdışındaki Uygurlarla yapılan röportajlara dayanıyor. Simina Mistreanu imzalı rapora göre “Sincan yetkilileri, Han erkekleriyle evlenmek isteyen Uygur kadınlarına konut, eğitim, iş ve sağlık sigortasının yanı sıra nakit para veriyorlar, reddetmeleri halinde kadınları veya ailelerini toplama kamplarına göndermekle tehdit ediyorlar. Bir vakada yerel medyaya göre Aksu Eyaleti’ndeki Kalasa Köyü yetkilileri, köyün “ulusal birlik, tek aile” kampanyası kapsamında Uygur-han karşımı bir çifte 40.000 yuan (4.750 £) teklif ettiler. Benzer şekilde resmi belgelere göre, eski Kashgar şehri, “etnik evlilik ödülleri” için yılda 20.000 yuan (2.380 £) ayırmıştır. Çin’in Tiktok versiyonu Douyin’de dolaşan ve yurtdışındaki aktivistleri tarafından yüklenen videolar, zorla evlendirilen Müslüman kadınların düğün merasimlerini gösteriyorlar. Çinli yetkililer, terörizmi önlemek ve toplumsal uyum sağlamak için bu önlemlerin gerekli olduğunu söylüyorlar.”

Gerçek şu ki bu, Çin rejiminin İslam ve bölgede artan gücüne karşı duyduğu korkuya bir başka örnektir. Müslüman kadınlar, ümmetin gelecekteki zihniyetinin anahtarıdır. Dahası, Müslüman kadınların çocuklarını İslam’ın güçlü değerlerine göre yetiştirme yeteneklerini zayıflatmak, bölgedeki İslami fikirlerin kadim varlığını baltalamak için kullanılan stratejik bir manevradır. Oysa bu, beyhude bir siyasi saldırıdır, Müslümanları sadece dinlerini korumaya teşvik edecektir. Kaldı ki, Müslümanlara yapılan zulümler, tarihsel olarak onları dinlerinden döndürmeyi asla başaramamıştır. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ her zaman Müslümanların yanında olmuştur ve Doğu Türkistan’daki Müslüman kadınlar, görecekleri zulüm karşılığında Rablerinden sevap alacaklardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

  إِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ أَجْرَهُم بِغَيْرِ حِسَابٍ“Yalnız sabredenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir.”^{[Zümer 10]}

Aslında, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bize bildirdiği gibi, zulüm öldürmekten beterdir ve Müslümanların yöneticilerinin, Müslüman kız kardeşlerimizin maruz kaldığı acımasız muameleye sessiz kalmaları, devrilmelerini ve İslam düşmanlarından kız kardeşlerimizin onurunu korumak için Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulmasını gerektiren bir suçtur.