2 Mart 2023 Perşembe akşamı Filistin Yönetimi Sağlık Bakanlığı, Kalkilya’nın doğusundaki Azun kasabasından 15 yaşındaki Muhammed Selim’in şehit düştüğünü ve başka bir çocuğun da göğsünden ağır yaralandığını duyurdu. Muhammed Selim’in şehit edilmesi, Yahudilerin Havara kasabasına saldırı düzenledikleri ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in kasabayı yakıp yıkmak ve yok etmek için çağrıda bulunduğu bir zamana denk geliyor.

Yahudi varlığı ve yerleşimci sürüsü, çocuk, yaşlı, kadın, erkek ayrımı yapmadan Filistin halkına karşı her gün düzenli biçimde suç işliyor. Muhammed Selim’in şehit edilmesiyle birlikte bu yılın başından bugüne kadar işgal ordusu ve yerleşimci sürüsünün kurşunlarıyla şehit edilenlerin sayısı 68’e ulaştı. Bunlardan 4’ü ve 14 çocuk ile 4 yaşlı yerleşimci sürüsünün kurşunlarıyla şehit oldu.

Mübarek toprak Filistin’de dökülen bu temiz kanlar, genel olarak Filistin halkını, özel olarak Havara halkını Yahudi varlığı ve yerleşimci sürüsünün caniliği ve küstahlığıyla baş başa bırakan komplocular ve normalleştiriciler aleyhine bir argümandır. O temiz kanlar, daha kanlar kurumadan ihanet ve komplo serilerini sürdürmek için cani ile Akabe’de bir araya gelen entrikacılar ve hainler aleyhine de bir argümandır. Yine o temiz kanlar, Yahudilerden intikam alabilecek ve Müslümanların yüreğine su serpebilecek Müslüman orduları aleyhine de bir argümandır. Ama gel gör ki gözlerini bile kırpmamışlardır!

Bu cani varlık, sadece güç dilinden anlar. Filistin halkına karşı işlediği suçlar, ancak Filistin davasını İslam ümmetinin kucağına teslim ederek durdurulabilir. Çünkü Filistin meselesi, tüm Müslümanların sorunudur, akideleriyle bağlantılıdır, sadece Filistin halkının meselesi değildir. Filistin ve halkının kurtuluşu başta ordular olmak üzere tüm İslam ümmetinin sorumluluğundadır. Ordular, suçlu ajan yöneticilerin boyunduruğundan kurtulup ümmetin yanında yer almalı ve Rabbini razı etmek için ümmete yardım etmelidir. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ“Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur” ^{[Enfal 72]} Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:

مَا مِنْ امْرِئٍ يَخْذُلُ امْرَأً مُسْلِماً فِي مَوْضِعٍ تُنْتَهَكُ فِيهِ حُرْمَتُهُ وَيُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ إِلَّا خَذَلَهُ اللَّهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ. وَمَا مِنْ امْرِئٍ يَنْصُرُ مُسْلِماً فِي مَوْضِعٍ يُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ وَيُنْتَهَكُ فِيهِ مِنْ حُرْمَتِهِ إِلَّا نَصَرَهُ اللَّهُ فِي مَوْطِنٍ يُحِبُّ نُصْرَتَهُ“Hürmetsizlik ve şerefine tecavüz edilen bir yerde, Müslümanı yardımsız bırakan kimseyi Allah da yardıma muhtaç olduğu bir yerde öyle bırakır. Kendisine saygısızlık edilen ve şerefine tecavüz edilen bir yerde, Müslümana yardıma eden kimseye de, Allah, yardıma muhtaç olduğu yerde yardımda bulunur.” Allah ve Rasûlü’nün çağrısına ve Müslümanların yardım çığlıklarına icabet edecek misiniz?