Suçlu Yahudi varlığı savaş uçakları, 2 Kasım 2023 Perşembe sabahı uluslararası yasaklı olan beyaz fosfor bombalarıyla Gazze Şeridi’ndeki Sahil kampında binlerce yerinden edilmiş insanın sığındığı Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) ait “Ebu Asi” okuluna saldırı düzenledi. Saldırıda en az beş kişi şehit oldu, onlarca kişi de yaralandı. Aktivistlerin çektiği videolarda, saldırının başlamasının ardından anne ve babaların çocuklarının canı pahasına yaşadıkları panik ve korkuyu gösteren sahneler yer aldı. Anneler, yalınayak kucaklarında çocuklarıyla kendilerini okul dışına attılar. Erkekler ise beyaz duman çıkmasını önlemek için okul bahçesine düşen bombaları kuma gömmeye çalıştılar.

Yahudi varlığının suçu tüm sınırları ve hayalleri aşmıştır. Üst üste katliamlar gerçekleştirmekte, başta kadın ve çocuklar olmak üzere savunmasız sivillere karşı suç ve vahşetini sürdürmektedir. Tüm kırmızı çizgileri aşmakta, fosfor gibi uluslararası alanda yasaklı etkisi yüksek silahlar kullanmakta, savaşlarda bilinen tüm kural ve adetleri ihlal etmekte, okul, hastane, cami gibi insanların güvenli olduğunu düşündüğü yerleri hedef almaktadır. Öyle anlaşılıyor ki bu suç ve vahşetin ışığında güvenli bir yer yoktur.

Bu okulun bombalanması ne ilk ne de son olacaktır. İşgal savaş uçakları, 3 Kasım 2023 Cuma akşamı Gazze’nin kuzeyindeki Saftavi’de bulunan ve yerlerinden edilmiş sivillerin sığındığı Usame Bin Zeyd okulunu bombaladı. Korkunç saldırıda yaralı ve şehitlerin organları paramparça oldu. İşgal uçakları gün içinde Şifa Hastanesi’nin bahçesinde Refah Sınır Kapısı’na yaralı götürmeye hazırlanan ambulans konvoyunu vurdu, aynı anda diğer hastaneleri de bombaladı.

Bu mücrim varlık, cezasız kalacağının farkında, bu yüzden de taşkınlık yapmaya ve suç işlemeye devam ediyor. Başta komşu ülkeler olmak üzere Arap ve Müslümanların yöneticileri, entrikacılardır, Yahudiler ve Amerika’nın çıkarlarına hizmet ediyorlar ve hiçbir şey yapmıyorlar, açıkça Gazze halkına karşı hareket ediyorlar ve onları kuşatma altına alıyorlar. Bu suç varlığın en büyük destekçisi olan Amerika önderliğindeki uluslararası toplum, komplocu ve suç ortağıdır. Haklar ve sözleşmelerle başımızı ağrıtan ama Müslümanlar söz konusu olunca kör, sağır ve dilsiz kesilen Birleşmiş Milletler önderliğindeki kurumları da aynıdır.

Yıkım sahneleri, ceset parçaları, kanlar, yardım çağrıları, çocukların ve kadınların çığlıkları, erkeklerin ağlamaları, taşları bile yumuşatacak dehşet verici sahnelerdir. Müslüman ordularındaki güç ve kuvvet ehlinin kalpleri neden bu tür sahneler karşısında yumuşamıyor?

ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُم مِّن بَعْدِ ذَٰلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةً وَإِنَّ مِنَ الْحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنْهُ الْأَنْهَارُ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ الْمَاءُ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللهِ وَمَا اللهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ“(Ne var ki) bunlardan sonra yine kalpleriniz katılaştı. Artık kalpleriniz taş gibi yahut daha da katıdır. Çünkü taşlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar. Öylesi de var ki, çatlar da ondan su fışkırır. Taşlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukardan aşağı yuvarlanır. Allah yapmakta olduklarınızdan gafil değildir.” ^{[Bakara 74]}

Allah aşkına, harekete geçmek için daha neyi bekliyorsunuz? Kalbinde azcık iman ve İslam olan birinin yüreği, bu sahnelere kesinlikle dayanamaz. Allah’a andolsun ki, sorguya çekileceksiniz ama iş işten geçmiş olacak, o gün gelmeden önce kendinizi Allah’ın gazabından ve azabından koruyun.