Başbakanlık Ofisinde Politika, Koordinasyon ve Parlamento İşleri Devlet Bakanı William Lukuvi, son zamanlarda Dodoma Methodist Kilisesinde ve Anayasal Mecliste bir açıklama yaptı ve Zanzibar halkının Tanganyika hükümeti, Zanzibar hükümeti ve Birlik Hükümeti adı altında üç katmanlı bir birlik hükümeti kurulması için savaştığını doğruladı. Verilen bu mücadelenin, Zanzibar'da bir İslam Devlet kurmaya yönelik olduğunu söyledi.

Hizb-ut Tahrir olarak biz, Devlet Bakanı tarafından yapılan açıklamanın yalan ve iftira olduğunu, ama aynı zamanda bazı gerçekleri ortaya koyduğunu açıkça ifade ederiz.

Yalandır, çünkü CUF partisinin Zanzibar'ı İslami Devlete dönüştürme niyeti olduğu söyleniyor. Oysa CUF, laik bir partidir, tüm laik ilkelere bağlıdır ve onları savunur. Bakan Lukuvi, CUF partisinin Zanzibar Ulusal Birlik Hükümeti'nde CCM partisi ile işbirliği yaptığından yoksa habersiz mi?

Aldatmadır, çünkü Zanzibar'ın İslami bir Devlete dönüşeceği söyleniyor. Müslümanların İslam'a göre yönetilmeleri gerektiğinde hiçbir şüphe yoktur. Ancak İslami Devlet belirli nitelikleri sahip bir yerde kurulmalı ve temel kriter de İslam'a dayalı olmalıdır. İslami fıkha göre Zanzibar bu nitelikler ve kriterden yoksundur. Bu nedenle nüfusunun çoğunluğu Müslüman olsa bile böyle bir devlet burada kurulamaz. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem, nusret veren kimselerin dâhili ve harici kurulacak devleti koruma ve savunma gücüne sahip olduklarını öğrendikten sonra ancak İslami Devleti kurmuştur. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem nusret vermeye hazır olan ama güçleri olmayan tüm kabilelerin Devlet kurmak için sundukları nusreti reddetmiştir. Zamanımızda güç kavramı, arazi ile ilgili çeşitli yönler dikkate alınarak İslami Devletin başlangıç noktası olacak şekilde genişletilmiştir. Bu temele dayalı olarak, İslami Devlet herhangi bir yerde kurulamaz. Aksine iktidarı sunan ve maddi güce sahip belli başlı İslami ülkelerde kurulabilir. Bu da gösteriyor ki bu tür niteliklere ve kritere sahip sadece bir kaç Müslüman ülke vardır.

Lukuvi'nin açıklamasındaki gerçek ise, İslam'a ve Hilafet sistemine açıkça düşmanlık sergilemesidir. Bu, Amerika'nın baskısı, İslam'a, Müslümanlara ve onların sistemlerine karşı kirli propaganda yürüten gelişmekte olan ülkelerin hükümetlerinden ve politikacılardan beklenen bir meseledir. Diğer taraftan Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasında kin ve düşmanlık ortamı oluşturulmaya çalışılmaktadır. İşte Lukuvi'nin kilise içinde böyle bir açıklama yapmasının nedeni budur.

Sonuç olarak Lukuvi ve İslam'a karşı kirli propaganda ve kin ile beslenen gelişmekte olan ülkelerin tüm demokratik politikacıları, İslam'ın yönetim sistemi olan Hilafetin İnşaAllah yakında kurulacağını ve hiçbir kimsenin bunu önleyemeyeceğini anlamalıdırlar.

وَقَدْ مَكَرُوا مَكْرَهُمْ وَعِنْدَ اللَّهِ مَكْرُهُمْ وَإِنْ كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُولَ مِنْهُ الْجِبَا

"Onlar gerçekten tuzaklarını kurmuşlardı. Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak olsa bile, tuzakları Allah katındadır." ^{[İbrahim 46]}

Mesûd Msellem
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Doğu Afrika
Medya Temsilcisi Yardımcısı