حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Doğu Afrika
Medya Bürosu
No: DAu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201303 |
H. 28 Cumâde’l Ûlâ 1436 M. Perşembe, 19 Mart 2015 |
Basın Açıklaması Yolsuzluk, Kapitalist Toplum İçindeki Bir Diğer Kanserdir, Sadece Belirtilerini Ortadan Kaldırarak Tedavi Edilemez!
Kamu Muhasebe Komitesi Yönetim Kurulu Başkanı Ababu Namwamba yanı sıra bazı üyeler yolsuzluk skandalına karışmakla suçlandılar. Namwamba, soruşturma sonrasında gizli hesaplardan hortumlanan 2,9 milyar Şilling konusunda sahte rapor düzenlemek amacıyla Savunma Bakanı tarafından kendilerine rüşvet verildiği iddiaları ile suçlandı. Kamu Muhasebe Komitesi'nin [PAC] yaptığı sahtekârlık, parlamenterler arasında kargaşaya neden oldu. Özellikle de Namwamba'nın mali yolsuzluğun Kenyalı liderlerin üniforması olduğunu itiraf ettikten sonra. Amerikan, İngiliz ve İsviçre büyükelçileri, Kenya hükümetine yolsuzluk ejderhasını öldürme çağrısında bulundular.
Bu konu ile ilgili olarak Hizb ut Tahrir / Doğu Afrika, aşağıdaki noktaları açıklamak ister:
Birincisi: Rüşvet, ülkede yaygın bir hastalıktır ve sadece kamu kurumları değil, özel sektörler de bu hastalıktan dolayı kangren olmuş durumdadır. Ünlü IIEBC'ın "Tavuk Skandalı", Anglo Leasing, Goldenberg ve benzeri devasa yolsuzluklar aracılığıyla milyarlarca kamu fonu politikacıların cebine inmiştir. Gerçekten bu, kamu kurumlarına çöreklenmiş ve kamu çıkarlarını temsil ettiklerini iddia eden sözde yetkililerin büyük bir zulmü ve ihanetidir. Vatandaşların yaşam standartlarını geliştirmek için çalışmak yerine kamu paralarını zimmete geçirmek için adeta birbirleri ile nefes nefese yarışıyorlar. Ne yazık ki hiçbiri hakkında gerekli adımlar atılmış ve adli işlemler başlamış değil. Daha kötüsü sonunda skandallar, sadece siyasi bir sirke dönüşüyor. Bu, meclisin milletin iradesini temsil ettiğini ve koruduğunu beyan eden Batılı siyasi demokratik sistemin kepazelik ve yalanlarından sadece biridir. Oysa gerçek şudur ki meclis, kamu mallarını hortumlamak için bir VIP platformudur.
İkincisi: Batılı diplomatlar tarafından koparılan gürültü ile ilgilidir. Kenyalı yetkilileri, yolsuzluğa karışan üst düzey şüphelileri izlemeye çağırmak, naif Kenyalılar ile alay etmektir. Batı ülkelerinin ezici çoğunluğu yolsuzluk bataklığına saplanmış durumdadır. Hal böyleyken siyasi emperyalizm ve tehditleri, sözde üçüncü dünya ülkelerine karşı bir silah olarak kullanıyorlar. Ülke kaynaklarını yağmalamak için onları kendi şirketleri ile süresiz sözleşmeler imzalamaya zorluyorlar. Bu durum, dünyada, özellikle de Afrika'da korkunç yaygın yoksulluğa neden olmuştur. Ve gerçekten de bu, büyük bir yolsuzluktur. Eğer temiz olsalardı, o zaman yolsuzluğu kökünden söküp atarlardı!
Üçüncüsü: Yolsuzlukla mücadele amacıyla kurulan çeşitli komisyon ve kuruluşlar, baş belası yolsuzluk ile mücadele konusunda başarısız oldular. Yolsuzluk sorunu ile mücadele etmek yerine sonunda dibine kadar kendileri de yolsuzluğa gömüldüler. Bu apaçık ortadadır. Komisyonlar ve kurumlar kurulduğu ve bazı isimler değiştirildiği halde hâlâ yolsuzluk devam ediyor ve korkunç bir hızla da yayılıyor. Onların başarısız olmalarının tek nedeni, temel sorunla mücadele etmek yerine gerçek problemin sonucu ile mücadelede her zaman boş yere zaman öldürüyorlar.
Kenya ve genel olarak tüm dünyada yolsuzluğun özü, köhnemiş sömürgeci demokratik kapitalist ideolojinin benimsenmesinden kaynaklanıyor. Çünkü bu ideoloji, hayat için tek kriter olarak materyalist hazzı görüyor ve buna boğulmuş durumda. Bu kriter, liderler dahil insanları doğru ya da yanlış olup olmadığına bakmaksızın herhangi bir yolla servet biriktirme hırsına boğuyor. Dolayısıyla kapitalist liderlerin boğazına kadar hırsızlık, yolsuzluk, zimmete para geçirme ve rüşvete gömülmeleri garip değildir. Bu da gösteriyor ki kapitalizmde liderlik, insanlara hizmet etmek değil, sadece zenginliğe erişmenin bir yoludur.
Dördüncüsü: Bu sorunun temel nedeni, demokratik kapitalizm olduğuna göre, öyleyse gerçek ve somut çözüm, bu iğrenç ideolojiden kurtulmakta yatıyor. Bu ideolojiyi bir başka ideoloji ile değiştirmek gerekir ki o da İslam'dan başkası değildir. Aşağıda nasıl İslami ideolojisinin yolsuzluk baş belası ile acımasızca mücadele ettiğinin özeti vardır. İslam, rüşvet ve yolsuzluğa karışan herkesi lanetler.
- Yolsuzlukla mücadele sorumluluk ve görev, belirli kişi veya komisyona değil herkese havale edilmiştir.
- İslam'da liderlik bir güvendir ve güvenilir kişiler Kıyamet günü bundan hesaba çekilecektir.
- İslam, liderden toplumdaki durumuna bakmaksızın yolsuzluğa karışan herkese karşı ciddi önlemler almalarını talep eder.
Bu önlemler sayesinde dünyanın yarısına hâkim olduğu dönemlerde on üç yüzyıl boyunca İslam'da neredeyse yolsuzluk vakalarına rastlamak mümkün değildir. Aynı şekilde Hilafet yeniden kurulduğunda, yolsuzluk baş belası ve diğer kötü alışkanlıklar yok olup gidecektir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Doğu Afrika Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: Mob: +254(0737)606667 / +254(0717)606667 www.hizbuttahrir.today |
E-Mail: abuhusna84@yahoo.com |