Fas kökenli Belçika vatandaşı 15 yaşındaki bir çocuk, Fas’ta tatildeyken bisiklet kazasında hayatını kaybetti. Bu haber, sosyal medyada yoğun bir şekilde paylaşıldı. Verilen tepkiler, ahlaki çöküntü ve alçaklığın en iyi tanığıdır. Bu haber, iğrenç ırkçılığın Flaman toplumunun ayrılmaz bir parçası olduğu ortaya koydu. Kimi Flamanlar bu olaya şu sözlerle tepki gösterdi: “Bir siyah kafalı daha azaldı” Kimileri de “1 hiç yoktan daha iyidir”, kimileri de “İki tane olmadığına üzülüyoruz, hahaha”, kimileri de “Eğer o Flaman ise ben de o zaman zenciyim.”, kimileri de “Şimdi ağlamam mı gerekiyor üfffffff” sözleriyle tepki gösterdiler.  

İğneleyici ve alaycı diyebileceğimiz tüm bu yorumlar, iğrenç ırkçılığın birer yansımalarıdır. Irkçı yorumlar, siyaset ve medyada da heyecan yarattı. Kültür ve Medya Bakanı Flaman Swen Gatz, bu ırkçılık yorumları kınadı ve bunu iğrenç bir hastalık olarak niteledi. Flaman milletvekili Tine de “Bir çocuğun ölümü, korkunç ırkçı yorumlara neden oldu. Bu dünyada ters giden ne?” diye sordu. Bu dünyada olanlar şudur; politikacılar, politikalarıyla Müslümanlara karşı nefreti körüklüyorlar. Nefret ve kin duyguları Müslümanlara yöneliktir. Bugün medyanın tek uğraşı, camiler, okullar hatta evlerdeki Müslümanlardır. Şuan izlenen politika, Müslüman topluluğunu şeytanlaştırmaktan başka bir şey değildir. Her Müslüman, toplum ve Batılı yaşam tarzı için potansiyel tehlike olarak betimleniyor.

Baskıcı yasalar ve keyfi önlemler, yalnızca Müslümanlar içindir. Terörizm, radikalizm ve köktendincilikle mücadele de bunların kisvesidir. Bugün dünyada özellikle Belçika, Hollanda ve Fransa dâhil olmak üzere Avrupa’da olanlar işte budur. Biz bildiri ve yayınlarımızda bu olabileceklere ilişkin uyarılarda bulunduk. Biz, kasten Müslüman topluluğunu şeytanlaştıran Avrupa politikalarının topluma fitne saçtığını söylüyoruz. Bu politikalar, ancak nefret ve kin devşirir. Politikacıların ektiği bu politikaların bugün neler devşirdiğini gördünüz. Peki, buna ilişkin neler yapıyorsunuz? Irkçılık atmosferinde bu politikalara devam edecek misiniz? Irkçı fikirlerin yayılmasını önleyecek misiniz? Yoksa ırkçı fikirleri sadece içi boş sözlerle mi kınayacaksınız? Eylem, yasa veya düzenlemeler olmayacak mı? Yahut katı yasalar ve düzenlemeler sadece Müslüman topluluk için mi geçerli?