2021’de Kırgızistan’da yeni bir anayasa kabul edildi. O zamandan beri, yasaları yeni anayasayla uyumlu hale getirmek için yoğun çaba sarf edilmektedir. Bu çalışma çerçevesinde İçişleri Bakanlığı, “Aşırılıkçı Faaliyetlerle Mücadele Hakkında Kanun”u kabul etti. Yasa tasarısı, 29 Aralık 2021 - 28 Ocak 2022 tarihleri arasında kamuoyunda tartışmaya açıldı.

Sömürgeci kâfirlerin İslam’a karşı mücadelelerini “aşırılık” kisvesi altında gizledikleri biliniyor. İslam ülkelerindeki ajanları ise, benimsedikleri ve uyguladıkları bu kanunlar ile kâfirlerin entrikalarını gerçekleştiriyorlar. Yukarıdaki yasa tasarısından, hükümetin, kâfir efendilerini hoşnut etmek için bu yasayı çıkarma niyetinde olduğu besbelli.

Örneğin, yasa tasarısı şu maddeleri içeriyor:

Madde 1 - Aşırılıkçı Faaliyetlerle Mücadelenin Kanuni Temeli:

Aşırılık yanlısı faaliyetlerle mücadelenin yasal temeli, uluslararası anlaşmaların yanı sıra uluslararası hukukun evrensel ilke ve kurallarıdır.

Madde 5 - Aşırılıkla Mücadelede Uluslararası İşbirliği:

Kırgız Cumhuriyeti’nin devlet organları, uluslararası anlaşmalar ve uluslararası kuruluşlar temelinde yabancı ülkelerin hukuku koruma kurumlarıyla işbirliği yapmaktadır. Uluslararası hukukun, uluslararası kuruluşların ve uluslararası anlaşmaların, ülkemizin tepesindeki Demokles’in bir kılıcı olduğu sır değil.

Evet, bu İslam karşıtı yasa Kırgızistan’da yeni değil, önceki yasaların tam anlamıyla devamı niteliğinde. Mevcut yasa tasarısının öncekilerden farkı şu üç noktadadır:

1- Şimdiki Kırgızistan hükümeti, bu yasa tasarısını Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Aşırılıkçılık ile Mücadele Anlaşması ile uyumlu hale getirmeye çalışıyor. Bu, hükümetin “aşırılıkçılık ile mücadelede” Rusya ve Çin’i takip edeceği anlamına geliyor. Yani yetkililer, Rusya ve Çin’in İslam ve Müslümanlarla mücadeledeki katı önlemlerini taklit ediyorlar. Söz konusu önlemler ile kâfir efendilerine yardakçılık yapıyorlar.

2- “Aşırılık” yaftası, hükümetin rakipleri olan “laikler” üzerinde baskı oluşturdu. Çünkü Şanghay İşbirliği Örgütü’nün aşırıcılık tanımı buna izin veriyor. Bu nedenle Batı yanlıları, iki yıldır Bişkek’te uluslararası uzmanlarla “Aşırılıkla Mücadelede İnsan Hakları” konulu yuvarlak masa toplantısı düzenliyorlar. Böylece Batı yanlısı muhalif gruplar, aşırılık suçlamalarından korunmaya çalışıyorlar. Ancak yasanın yürürlüğe girmesi durumunda Batı yanlılarının eylemleri fayda etmeyecektir. Çünkü yasa çıkmadan önce hükümet, muhalefetin bazı üyelerini aşırılıkçılık ile suçlamaya başladı bile. Bir zamanlar dürüst Müslümanlar aşırıcılıkla suçlandıklarında ve ağır cezalara maruz kaldıklarında laiklerin sevindikleri unutulmamalıdır. Şimdi aşırılık suçlaması laiklerin başına bela oldu.

3- Şu ana kadar Kırgızistan’da 21 dini örgütün faaliyeti yasaklandı ve üyelerine çeşitli cezalar verildi. Bu yasa şimdi, faaliyetleri daha önce yasaklanmamış olan “ılımlı İslamcıları” hedef alıyor. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Kırgızistan’da dini kuruluşlar ve bazı vatandaşlar, hayırseverlik, eğitim veya sosyal öneme haiz eylemler kisvesi altında yıkıcı faaliyetler yürütmektedir. Belli bir aşamada aşırılık ve şiddet belirtileri olmasa da vatandaşların, toplumun ve tüm ülkenin hayatını tehdit etmektedirler.” Bu açıklama, zamanı geldiğinde Selefi hayır kurumlarının, Tebliğ Cemaati’nin hatta Gülencilerin bile yasaklanacağı anlamına geliyor. Aslında söz konusu prosedürler yasa çıkmadan önce başladı. Geçtiğimiz milletvekilliği seçimlerinde adayların dini söylemde bulunmaları yasaklanmıştı. Kendilerini “ılımlı İslamcı” olarak tanımlayan adaylar, İslam hakkında tek bir söz bile etmeden seçimlere katıldılar. Bu yasak karşısında ağızlarını açmadılar. Peki, meclise girdikten sonra yasaklar karşısında nasıl dine hizmet edebilecekler? Buna karşılık, Batı felsefesi perspektifinden İslam’ı ele alan “davetçiler” için kapılar sonuna kadar açıldı. Örneğin bazıları önceki gün, “Yılbaşını kutlamak farzdır” dediler.

Bunlar bu yasanın en bariz noktalarıdır. Belli ki Kırgız hükümeti, dinimize karşı giriştiği mücadeleyi yoğunlaştırma niyetinde. Ayrıca bu amaç, yeni benimsediği din anlayışına ve ceza kanunundaki “aşırılıkçılık” güncellemesine de yansıyor.

Ama bütün bunlar, Allah’ın izniyle, başarısız olmaya mahkûm, çünkü Kırgızistan’daki ideolojik ve siyasi uçurum, dünyada ve bölgede olduğu gibi iyice derinleşiyor. Allah’ın izniyle bu ideolojik boşluğu İslam, siyasi boşluğu da siyasi uyanık Müslümanlar dolduracaktır. Sömürgeci kâfirler ve ajanlarının entrikaları, kendi aleyhlerine dönecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللَّهُ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ “Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” ^{[Enfal 30]}