Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti Merkezi Temas Komitesi, Dr. Muhammed Cabir başkanlığında, Sayda kenti Merkezi Temas Komitesi üyesi mühendis Bilal Zeydan ve Bekaa bölgesi komite üyesi Dr. Muhammed El Bekai eşliğinde, 15 Mayıs 2022 seçimlerinden sonra Sayda milletvekili olarak meclise giren Abdurrahman El-Bizri’yi 3 Haziran 2022 Cuma günü ikindiden sonra Sayda’daki ofisinde ziyaret etti.

Heyet ve Milletvekili Dr. El Bizri arasında gerçekleşen sohbette, heyet milletvekili El Bizri’ye şunları söyledi:

Şimdi üzerinize büyük bir sorumluluk düşüyor, yoksulluğun pençesinde inim inim inleyen insanların seslerini ve acılarını meclis kürsüsünden kamuoyuna duyurabilirsiniz. Bu zor ve kritik dönemde milletvekilliği görevi, tatsız bir durumdur. Bunun nedeni şudur:

Birincisi: Dış etkiler. Özellikle Amerika, Lübnan’ın politikası ve ekonomisi üzerinde etkin. Tüm Lübnan cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğrudan ve açık bir şekilde müdahale etmiştir. Bu, Lübnan’ın hareketini ve ilişkilerini etkiledi.

İkincisi: Lübnan’ı çepeçevre kuşatan mevcut zorlukların ülke tarihinde eşi benzeri görülmemiştir. Ülkeler arasındaki krizde Lübnan örneği benzersizdir. Lübnan, enflasyon örsü ile durgunluk çekici arasında sıkışıp kaldı. Enflasyon ve durgunluk, büyük paralara sahip ve kapitalist sistemin efendilerinden kabul edilen büyük ülkeleri bile yerle yeksan etmiştir. Lübnan’ı haydi haydi yok eder!

Üçüncüsü: Bu ülkedeki politikacıların izlediği tedaviler, tefeci kapitalist sistemden dışarı çıkmaz. Bu sistem, halkın ve ülkenin kamburudur. Özellikle 2008 yılından günümüze kadar sadece Lübnan’da değil tüm dünyada bir sorundur. İşte Amerika, İngiltere ve Avrupa ülkeleri, hastalıklı bu sistemi izlemelerinin sonucu yıkılmamak ve çökmemek için çırpınıyorlar! Politikacılar ve ekonomistler, bu durumun bilincindeler.

Heyet, devletin eklemlerini kontrol eden yozlaşmış eski milletvekilleri ile yeni milletvekillerinin ısrarla aynı sistemi takip etmelerinden, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası yılanlarından yardım dilenmelerinden çok korktuğunu açıkladı. Bu iki kuruluş girdikleri bir ülkenin kanının emmekte, halkını yağmalamaktadır. Mısır, Tunus ve Sudan bunun en güzel örneği!

Bu nedenle heyet, bu düzen ve bu anlaşmalardan ivedilikle kurtulmak gerektiğini vurguladı. Meclise girenlerin yeni bir bakış açısı olabilir belki. Heyet, İslam’ın ekonomik sistemi ve rehberliğinde ancak gerçek bir çözüme ulaşılabileceğini, yeni milletvekillerini İslam’ın ekonomik sistemi hakkında detaylıca bilgilendirebileceklerini kaydetti. Bu çözümün kesinlikle fayda vereceğini, çünkü göklerin ve yerin Yaratıcısından geldiğini belirtti; Kulları için neyin iyi ve neyin kötü olduğunu en iyi Yaratıcı bilir.

أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ “Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.” ^{[Mülk 14]} İslam, insanın sorunlarını insan olarak ele alan ayrıntılı bir ekonomik sisteme sahiptir.

Heyet, Dr. Abdurrahman El-Bizri’yi çok iyi tanıdığını, çünkü Sayda’nın çocuklarından olduğunu, milletvekili olmadan önce insanların durumunu görüşmek üzere kendisiyle defalarca görüşüldüğünü söyledi. Hizbin Lübnan’ı İslami çevresiyle birleştirmek için büyük bir proje ve sorumluluk taşıdığını açıklayan heyet, ümmeti Hilafet Devleti altında toplamak istediğini belirtti. Hilafet, birleştiricidir ve tüm insanları yine birleştirebilir. Milletvekili olmasıyla birlikte El Bizri, Ahvali şahsiye sorunları da dâhil olmak üzere Lübnan Müslümanlarını ilgilendiren tüm konularda halkın sesi haline gelmiştir. Laikler, Lübnan ve diğer ülkelerde Müslümanların birçok meselelerine saldırdılar, şimdi de Ahvali şahsiye hükümlerine saldırmaya çalışıyorlar.

Dr. Abdurrahman el-Bizri, Hizb-ut Tahrir’in Müslümanların birliğinin en önde gelen savunucularından biri olduğunu, diğer seslerin bu konuda cılız kaldığını ifade etti. Uluslararası Para Fonu’na gelince, muhalefet edeceği konuların başında geldiğini, çünkü Lübnan’a çok fazla borca ​​soktuğunu söyledi. Ahvali Şahsiye gibi Lübnan Müslümanlarını ilgilendiren konularda pozisyonunun hala sabit olduğunu, ayrıca demokrasi ile İslami yönetim arasındaki bariz farkın olduğunu kaydetti.

Görüşmenin sonunda, fikir alışverişinde bulunmak ve uygun çözümler sunmak için her zaman bir araya gelinmesi gerektiği konusunda mutabakat sağlandı.

Sonuç olarak Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti, otorite ve aygıtları ile siyasi mücadele yürütmektedir. Aziz ve Celil olan Allah için kınayıcının kınamasından korkmaz. Makam ve mevkiden ziyade Allah’ın dini ve kulların hakkı için kendisine tevdi edilen görevi yerine getirmektedir Siyaset ve yönetim mevkiindekileri denetleyip muhasebe etmek, Allah’ın Müslümanlara verdiği bir haktır.