حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mısır
Medya Bürosu
No: MS-BA-2025-MB-TR-28 |
H. 6 Safer 1447 M. Perşembe, 31 Temmuz 2025 |
Gazze’den Bir Dilim Ekmeği Esirgeyen, Erdemden Dem Vurmasın, Ey Dışişleri Bakanı! Refah... İşgalin Kıskacında mı, Yoksa Mısır Rejiminin Pençesinde mi?!
Tablo çok net: Gazzeli çocuklar, yıkılmış evlerinin üzerinde bir yudum su, bir lokma ekmek, bir doz ilaç bulabilmek için adeta bir can pazarı yaşarken, Mısır Dışişleri Bakanı, çıkıp ‘kötü niyetler’ ve ‘dış politikanın onuru’ gibi süslü laflarla Mısır rejimini Gazze Şeridi’ne dayatılan o boğucu kuşatmadaki fiili rolünden temize çıkarmaya çalışıyor.
Bakan Bedr Abdülati, 30 Temmuz 2025 tarihinde katıldığı bir televizyon programında; Mısır’ın dış politikasını “şeref ve dürüstlükle” yürüttüğünü, sınır kapısının “7/24 saat açık” olduğunu ve Mısır’ın rolünden şüphe duyanların ya “cahil” ya da “kötü niyetli” olduğunu belirtti. Bakan ayrıca , ‘terörist’ olarak nitelendirdiği bazı tarafları ve grupları Mısır’ın imajını zedelemeye çalıştığını iddia ederek, öfkenin Mısır’a değil, işgale yöneltilmesi gerektiği çağrısında bulundu.
Peki katliamlara tanık olanlara, bekletilen kamyonların hesabını tutanlara, Refah Kapısı’nda yaralıların yalvarışlarını görenlere böylesi açıklamalar yutturulabilir mi?
Bakan, Refah Sınır Kapısı’nın 24 saat açık olduğunu iddia etse de, uluslararası kuruluşlar, Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç; Ekim 2023’te Yahudi saldırganlığının başlamasından bu yana sınır kapısının çoğu gün kapalı kaldığını vurguluyor. Kaldı ki, kapı açık olduğunda bile durum farklı değildi. En iyi senaryoya göre bile sınır kapısı ancak kısmen ve çok katı güvenlik şartları altında açılıyordu. Geçişler de ancak güvenlik birimlerinin hazırladığı özel onay listelerine göre yapılıyordu. İşin en acı yanı ise, bu listelere en çok ihtiyacı olan muhtaç insanlar genellikle dahil edilmiyordu.
Üstelik uydu görüntüleri, görgü tanıkları ve sağlık görevlileri de Mısır tarafında yüzlerce yardım tırı birikmiş olmasına rağmen sınır kapısının günlerce kapalı tutulduğunu doğruluyor. Hatta bu bekleyiş o kadar uzadı ki, bazı şoförler ilaçların nasıl bozulduğunu ve hayvanların nasıl telef olduğunu gösteren videolar çekip yayınladı. Şimdi soruyoruz, ey Dışişleri Bakanı, bu tablonun neresinde sizin o bahsettiğiniz dürüstlük?
Dışişleri Bakanı, yardımların girişindeki ve yaralıların tahliyesindeki aksaklıkların sebebini, “işgal güçlerinin sınır kapısının Filistin tarafını tahrip etmesine” bağlıyor. Ama bu, kuşatmaya ve ölümlere ortak olmalarını gizlemek için bir bahane. Kaldı ki bu bahane gerçeği yansıtmıyor. Çünkü dünyada yüzlerce insani yardım koridorunun çok daha acımasız savaş koşullarında açıldığı ve bombardıman altında dahi tahliye ve yardım operasyonlarının gerçekleştirildiği gerçeğini görmezden geliyor.
Dahası, Refah Sınır Kapısı’nın ‘sözde’ Filistin tarafı denilen yer de zaten Mısır kapısının karşısındaki birkaç ofis ve güvenlik odasından ibarettir. İstense, kolaylıkla geçici bir acil durum geçiş noktası kurulabilir veya Kerem Ebu Salim’e bitişik sınır şeridi boyunca bir koridor açılabilir. Ki bu tür çözümler, ‘komşularının yaşam hakkına saygı duyan’ ülkeler için standart bir uygulamadır. Aslında bütün bu geçici çözümlerden daha önemlisi hatta Mısır ve ordusunun asıl yapması gereken şey, o ayrım duvarını tamamen yıkmak, Mısır ile Gazze arasındaki suni sınırı kaldırmak ve Gazze halkına topyekûn destek vermektir.
Şu an yaşananlar, zalimce bir kuşatmadan ve Gazze halkını en temel ihtiyaçlarından mahrum bırakmaktan başka bir şey değildir. Bu bir suçtur ve bu suça, Sykes-Picot’nun çizdiği yapay sınırları her şeyden üstün tutan ve kapıları kapalı tutan yönetimler, ya doğrudan ya da sessiz kalarak ortak oluyorlar. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
فُكُّوا الْعَانِيَ وَأَطْعِمُوا الْجَائِعَ وَعُودُوا الْمَرِيضَ“Esiri kurtarın, açı doyurun, hastayı ziyaret edin” Taberani’nin Abdullah ibn Ömer’den rivayet ettiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لَا يَظْلِمُهُ وَلَا يُسْلِمُهُ“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu (düşmana) teslim etmez.” Hadisteki «lâ yuslimuhu» (onu teslim etmez/yüzüstü bırakmaz) ifadesi, onu düşmana terk etmemek, yardımı engellememek, yüzüne kapıları kapatmamak, çocuklarının ölmesine sessiz kalmamak demektir.
Bakanın, öfkenin yalnızca işgale yöneltilmesi gerektiği sözüne gelince; bu, asli düşman ile yardımcı düşmanı, katille kurbanı öldürmesi için onu tutan kişiyi birbirine karıştırmaktır. Aslında Refah Sınır kapısını kapatarak, olur olmaz izinler isteyerek, gelen yardımlara el koyarak ve yakıtla tıbbi malzemelerin girişini engelleyerek bu kuşatmayı bizzat Arap yönetimleri yürütmektedir.
Bakan, Gazze’ye giren yardımların %70’ini Mısır’ın gönderdiğini söylüyor. İyi de bu, binlerce hastanın yüzüne kapıyı kapatmanın bir bahanesi olabilir mi? Bu oran doğru olsa bile, sınır kapısının seçici bir şekilde ve felaketin şiddetiyle uyumsuz bir tempoda açılmasını meşru kılmaz. Ayrıca bu, kuşatmaya ortak olanların, katliama göz yumanların ya da katille koordinasyon anlaşmaları yapanların sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz.
Kaldı ki yardım etmek bir iyilik değil, bir zorunluluktur. Gazze halkına yardım etmek ve Mübarek toprağın tamamını kurtarmak için orduların seferber edilmesi şeran farzdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ“Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur.” [Enfal 72] Buna göre yardım etmek bir sadaka değildir, aksine farzdır, kriz veya bütçe gerekçesiyle bu farz ortadan kalkmaz.
Sınır kapısının kapatılmasına ya da Mısır devletinin işgalin suçlarına sessiz kalmasına karşı çıkanları hemen ‘terörist’ veya ‘kötü niyetli’ diye yaftalamak, çok tanıdık bir baskıcı yönetim taktiğidir. Bu tür rejimler, ne zaman gerçeklerle yüzleşseler, hep bu eski yönteme sığınırlar.
Peki, şimdi Gazze’ye girişleri engellendi diye eylem yapan binlerce doktor terörist mi?! Sınır kapısı açılsın diye feryat eden Gazzelilere ne diyeceğiz, onlar da mı terörist? Peki ya “Bu kuşatma ihanettir” diyen hocalara, âlimlere ne demeli, onlar da mı terörist?
Mısır Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları, uluslararası tutuma açıkça yandaşlık etmek, işgalin cürümlerine göz yummak ve Gazze’nin son hayat damarı olan bir sınır kapısının kapatılmasına doğrudan suç ortaklığı yapmak için uydurulmuş siyasi bir kılıftan başka bir şey değildir. Bu işbirlikçi rolü aklama çabaları ve özgür sesleri şeytanlaştırma girişimleri, enkaz altındaki çocukların çığlıklarını, yaralıların iniltilerini ya da dul kadınların gözyaşlarını asla susturamayacaktır!
Gerçek kardeşlikten söz ediyorsak, sınır kapısı iş makineleriyle açılabilir! Sahte egemenlikten değil de onurdan söz ediyorsak, dikenli teller yerle bir edilebilir! Bu ümmet çok iyi bilir: Kimin onu yalnız bıraktığını, kimin destek olduğunu, kimin şerefli politika yürüttüğünü... Ve kimin ‘dürüstlük’ maskesi altında onu katlettiğini! Gazze’den bir yudum suyu, bir lokma ekmeği, bir kutu ilacı kesen ve onları düşmanın insafına bırakan herkes, bilsin ki Allah katında bu suçun ortağıdır. İstedikleri kadar vatanseverlik ya da onur maskesi taksınlar, bu gerçeği değiştiremezler.
Gazze’nin kapısı, yardım elinden önce savaşın demir yumruğuna ardına kadar açıktır. Gazze sınır kapıları yardım tırlarından çok zırhlı araçlara muhtaçtır. Açlıktan ölenler geri gelmeyecektir. Ama onları yüz üstü bırakanlar, eğer iş işten geçmeden harekete geçerlerse, belki kendilerini kurtarabilirler.
Ey ümmetin orduları! Ölü uykunuzdan kalkın, puslu rüyadan çıkın ve Mısır’da ilk kıvılcımı yakın... Çünkü Gazze’nin artık boş laflara değil, fetih ordularına ihtiyacı var.
وَمَالَكُمْلاَتُقَاتِلُونَفِيسَبِيلِاللهِوَالْمُسْتَضْعَفِينَمِنَالرِّجَالِوَالنِّسَاءوَالْوِلْدَانِالَّذِينَيَقُولُونَرَبَّنَاأَخْرِجْنَامِنْهَـذِهِالْقَرْيَةِالظَّالِمِأَهْلُهَاوَاجْعَللَّنَامِنلَّدُنكَوَلِيّاًوَاجْعَللَّنَامِنلَّدُنكَنَصِيراً“Size ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?” [Nisa 75]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Mısır Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 31 el-Cela’ Caddesi, Kahire / Mısır Telefon: Tel: +(20) 2 27738076 – 5119857010 www.hizb.net/ |
E-Mail: hizb.ut.tahrir.eg@gmail.com |