Eski bir IMF görevlisinin Pakistan Devlet Bankası Valisi ve eski bir Dünya Bankası yetkilisinin de Başbakanın Mali Danışmanı olarak atanması ateşli tartışmalara neden oldu. Batının ekonomideki kiralık adamlarını reddetmek kesinlikle yeterli değil. Şu an yaşanan ekonomik yıkımdan kaçınabilmek için Dünya Bankası ve IMF ile olan ilişkiler reddedilmelidir. IMF ve Dünya Bankası çok büyük bir zarar kaynağıdır. ABD ordusuna göre IMF, Dünya Bankası ve OECD gibi sömürgeci finansal kuruluşlar, “çatışma ve büyük ölçekli savaş sırasında” finansal ve gayri nizami silahlardır. ^{“(ABD Ordusu’nun “Saha El Kitabı (FM) 3-05.130, Ordu Özel Harekâtları Gayri Nizami Harpler” Eylül 2008)} Dahası mevcut rejim, ekonomik yıkımın farkında olmasına rağmen IMF ve Dünya Bankası ile olan ilişkilerini sürdürmektedir. 18 Eylül 2011’de İngiliz The Guardian gazetesine bir demeç veren İmran Han “Yardıma dayanan bir ülke mi? Ölüm bundan daha iyidir. Yardım, sömürgecilik gibi potansiyelinize ulaşmanızı engeller, aşağılayıcıdır. Bildiğim kadarıyla IMF ya da Dünya Bankası programını uygulayan her ülke, yoksulları fakirleştirmiş, zenginleri de zenginleştirmiştir.” şeklinde konuşmuştu.

Ey Pakistanlı Müslümanlar! On yıllardır sözde başarılı rejimlerin IMF ve Dünya Bankası ile yaptıkları anlaşmalar nedeniyle sürekli kötüleşen ekonomi ve artan sıkıntıların farkındasınız. Gerçekten de PML-N ve PPP’nin PTI’ye yönelik eleştirisi, denizköpüğü gibidir. Zira hepsi de IMF ve Dünya Bankası ile kurulan ilişkileri kaçınılmaz olarak kabul etmektedir. Oysa yüce dinimiz, IMF ya da Dünya Bankası gibi sömürgeci kurumlarla girişilen bütün ilişkileri kesinlikle reddetmektedir. Sömürgeci aparatlar, kâfirlerin işlerimiz üzerinde söz sahibi olmasını sağlar. Hâlbuki Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا“Allah kafirler için müminler üzerinde bir yol kılmayacaktır.” ^{[Nisa 141]} Sömürgeci aparatlar, ilişkiler yoluyla bize büyük zararlar verebilir. Oysa Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ“Zarar vermek ve zarara zararla mukabele etmek de yoktur.” ^{[İmam Malik, İbn Mace]} Sömürgeci aparatlar, İslam’dan gayrısıyla yönetilmesini sağlar. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ bunu sadece reddetmemizi değil, aynı zamanda inkâr etmemizi de emretti. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُوا بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَنْ يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوا أَنْ يَكْفُرُوا بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلالا بَعِيدًا“(Ey Muhammed!) Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Putlarının önünde muhakeme olunmalarını isterler. Oysa onları tanımamakla emir olunmuşlardı. Şeytan onları derin bir sapıklığa saptırmak ister.” ^{[Nisa 60]} Öyleyse Allah’ın ipine sımsıkı sarılan Hilafet savunucuları ile birlikte gerçek bir değişim için çalışmanın tam da zamanı değil mi?