Batı ve Orta Darfur’dan özellikle de Ardamta ve El Cenine şehirlerinden gelen haberlerde Hızlı Destek Güçleri ve ona bağlı milislerin bu iki şehirde ve Darfur bölgesindeki diğer şehirlerde tüyler ürpertici katliamlar işledikleri yer aldı. İşin en çirkin ve iğrenç yanı ise, kabile ve etnik gerekçelerle yüzlerce insan öldürülmesi bu saçma savaşın gidişatında tehlikeli bir gelişmedir. Bu saçma savaşta kanlar döküldü, namuslar çiğnendi, kamu ve özel fonlar yağmalandı, altyapı yok edildi, kabile ve etnik temelde bu savaşla hiçbir ilgisi olmayan yüzlerce savunmasız vatandaşın evleri yıkıldı.

Bütün bu vahşetler ve diğer zulümler, sömürgeci kâfir Batı’nın gündemini gerçekleştirmek içindir! Yetmedi kafir Batı, bir de Darfur’daki masum, savunmasız insanların hayatından endişe ediyormuşçasına timsah gözyaşları döküyor. Sudan’daki Amerikan Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada “Görgü tanıklarının Hızlı Destek Güçleri ve ona bağlı milislerin ciddi insan hakları ihlalleri işlediğine dair raporlarından, Batı Darfur’un Ardamta şehrinde işlenen cinayetler ve Masalit topluluğunun liderleri ve üyelerinin etnik olarak hedef alınmasından endişe duyuyoruz...” ifadeleri yer aldı. İngiltere Büyükelçiliği de benzer bir açıklama yaptı! El Arabi kanalı ayrıca Cuma günü Batı Darfur’da artan insan hakları ihlallerine ilişkin Birleşmiş Milletler’e bir uyarıda bulundu.

Darfur’da masum insanların etnik kimlik temelinde öldürülmesinden Hızlı Destek Güçleri sorumludur. Ordu komutanları, Hızlı Destek komutanları ve bu işi yapan Hızlı Destek askerleri de bu günaha ortaktırlar. Hepsine diyoruz ki, Müslüman kardeşlerinizin kanı için Allah’tan korkun. Bu kanlardan siz sorumlusunuz ve hesap günü bundan hesaba çekileceksiniz. Özellikle Hızlı Destek Güçlerindeki savaşçılara diyoruz ki, sırf etnik ve kabile farklılıkları yüzünden kardeşlerinizin öldürülmesine nasıl izin verirsiniz? Sizler Müslümansınız. Arap’ın Arap olmayana, beyazın da siyaha üstün olmadığını ve kanın da kutsal olduğunu bilmiyor musunuz! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Veda Haccı’nda şöyle buyurmuştur:

إنَّدِمَاءَكُمْوَأَمْوَالَكُمْوَأَعْرَاضَكُمْعَلَيْكُمْحَرَامٌ،كَحُرْمَةِيَوْمِكُمْهَذَا،فِيشَهْرِكُمْهَذَا،فِيبَلَدِكُمْهَذَا“Böylesi kutsal bir beldede ve böylesi kutsal bir ayda bu gününüzün kutsallığı gibi mallarınızı kanlarınız ve onurlarınız da birbirinize karşı kutsaldır...” Allah Subhânehu ve Teâlâ, bir Müslümanı kasten öldüren kimseyi ebedî cehennem ve büyük bir azapla tehdit etmiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِناً مُتَعَمِّداً فَجَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِداً فِيهَا وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَاباً عَظِيماً“Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası içerisinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap eder ve lanet eder. Onun için büyük bir azap da hazırlamıştır.” ^{[Nisa 93]}

Hizb-ut Tahrir olarak biz, bu lanet savaştan ve sonuçlarından Allah’a sığınıyoruz. Ordu ve Hızlı Destek Güçlerine, ister Darfur isterse başka bir yerde olsun, kutsal kanı dökmekten kaçınmaları çağrısında bulunuyor, silahlarını Gazze’de, Batı Şeria’da ve Filistin’de kardeşlerimizi katleden düşmana yöneltmelerini talep ediyoruz. İşte o zaman kurtuluşa erenlerden olacaklardır.

İbrâhim Usmân [Ebu Halil]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsü