Sudan Adalet Bakanı Muhammed Said El Halo, Kosti şehrinde düzenlenen sağlık ve hukuk çalıştayında konuştu. UNFPA ortaklığıyla Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Federal Birimi tarafından düzenlenen çalıştayda, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, bakım ve adli makamlar konusu ele alındı. Adalet Bakanı, kadınların ailenin en önemli sütununu oluşturduğunu, onlara önem verilmesi, tüm yasal haklardan ve uluslararası anlaşmalardan yararlanmaları gerektiğini söyledi. Gelenek ve göreneklerde ve dinde kadın haklarıyla çelişen toplumsal bir mirasın olduğunu, bu toplumsal mirasın bu tür uzman çalıştaylar ile yok edilip azaltılması gerektiğini belirten Bakan, kadına yönelik şiddetle ilgili yasaların tartışılması ve bunlara alan açılmasının önemine değindi. Bakan El Halo, Bakanlığının kadın haklarıyla ilgili tavsiyeler benimseyeceğini ve bu tavsiyelerin pratikte uygulanmasına sponsor olacağını taahhüt etti. Bakan, Bakanlığın Ahvali Şahsiye Yasası’nda değişiklik yapmak ve kanunla ilgili görüş belirtmek bildirmek üzere bir komisyon oluşturduğunu belirtti. ^{(09.11.2023 Sudan Haber Ajansı)}

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Kadın Kolları olarak biz, bu sapkın ve tekerrür eden politikalar karşısında şunu açıklıyoruz: Birleşmiş Milletler kanunlarına göre “kadın haklarıyla bağdaşmayan”, bakanın deyimiyle ise “yok edilmesi gereken” toplumsal miras İslami mevzuattır. Sudanlı kadınlar, kafirlerin bu ülkeyi askeri olarak kolonileştirdiği günlerde bile bu yasalara bağlı kalmışlardır. O günlerde bile hiç kimse Ahvali Şahsiye Yasası’nı değiştirmeye cesaret edememiştir. Ancak Adalet Bakanı ve uluslararası ortakları, şeri hükümlerden geriye kalan yasaları kapitalist Batı uygarlığına uygun olarak manipüle etmek için savaşlar, etnik temizlik, kutsallıkların ihlali gibi ülkenin içinden geçtiği bu kritik koşulları ganimet biliyorlar.

Ey Sudan kadınları! Pek çok kadının maruz kaldığı zulüm ve zulmün nedenlerini Ahvali Şahsiye Yasası’na bağlayan konuşmalara sakın aldanmayın. Çünkü kadın ve erkeklerin zulüm görmesinin temel nedeni, insan yapımı kapitalist sistemlerdir, yoksa Ahvali Şahsiye Yasası’nın kadınlara zulüm yapması değildir. Zulümler ekonomik baskılar, savaşlar, çatışmalar, toplumsal gelenekler, devlet daireleri, adli ve diğer kurumların yozlaşması gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır.

Ey Sudan halkı! Uluslararası yasaların kabulü, aileyi parçalayacak ve kadınları yozlaştıracaktır. Sonunda toplumumuz, çökmüş Batı toplumları gibi olacaktır. Bireyleri arasında hiçbir bağ olmayacak, ilişkilerini ve hayatlarını şeri hükümler düzenlemeyecek, Allah korusun hayvanlar seviyesine ineceklerdir. Vallahi, bu çok büyük bir felaket ve çok büyük bir musibettir, dolayısıyla hepimiz bu yasaya karşı çıkmalı ve onunla güçlü bir şekilde mücadele etmeliyiz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

إِنَّ الَّذِينَ يُحِبُّونَ أَن تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَاللهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ“İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” ^{[Nur 19]}

 Ey Müslümanlar! Ahvali Şahsiye Yasası’nın değiştirilmesi ve kadınlara Batı kanunlarına uygun haklar verilmesi, CEDAW Sözleşmesi’nin onaylanması demektir. Bu ise, miras haklarının birleştirilmesi, çok eşliliğin, babanın velayetinin, velayet ve nafaka hükümlerinin kaldırılması, kadınların şeri haklarını ve onurlarını koruyan, onları kraliçe yapan ve herkesi hizmetine veren diğer İslami mevzuatın iptal edilmesi anlamına geliyor. İyi olanı kötü olanla mı değiştiriyorsunuz?

Bakan, Ahvali Şahsiye Yasası’nda değişiklik yaparken, “Kanun hakkında her türlü yorumu yapabilirsiniz” diyecek kadar alçak gönüllü davranmıştır! Değişiklik, şeriat hükümleriyle alakası olmayan bir medeni kanuna, daha doğrusu uluslararası anlaşmalarla örtüşen bir kanuna doğru atılmış bir adımdır. Bu kanun aileyi yok edecek, kadın-erkek ilişkilerini Batıdaki gibi hayvansal seviyeye indirecektir. Bu yasa kesinlikle kadınlara yapılan haksızlığı ortadan kaldırmak için değildir, aksine İslam düşmanı kafirleri memnun etmek içindir.

 Şeriatın hükümlerini, Âlemlerin Rabbinin hükümlerini değiştirmek, fiillerinde kafirlere benzemek saçmalığı, mevcut yöneticilerin ümmet ve din düşmanı olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Öyleyse bu yöneticileri ortadan kaldırmak ve bizi Allah’ın kitabına göre yönetecek bir halifeye biat etmek için var gücümüzle çalışmalıyız.

  وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللهُ وَرَسُولُهُ أَمْراً أَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ “Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.” ^{[Ahzab 36]}

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilayeti Kadın Resmi Sözcüsü