15 Ekim 2020’de Mozambik merkezli militanlar, Tanzanya’nın (Mtwara bölgesi) Güney sınırındaki Kitaya köyüne saldırdı. Ölüm, adam kaçırma, yıkım de dâhil olmak üzere çok sayıda zayiata neden oldu. Birçok kişi korku ve kargaşadan dolayı evlerinden uzak sınır bölgelerine kaçtı.

Biz, Hizb-ut Tahrir / Tanzanya olarak, militanların masum sivillere yönelik saldırısını, şiddetini, barbar ve acımasız eylemini şiddetle kınıyoruz ve tüm kurbanlara başsağlığı diliyoruz.

Bununla birlikte sınır ötesi istikrarsızlık ile ilgili olarak ciddi endişeler taşıyoruz. Tanzanya hükümeti, 2017’ten bu yana Mozambik ile sınır bölgelerindeki güvenliği arttırdı ve Mayıs 2020’te ihtiyati tedbir olarak bölgeye resmen asker konuşlandırdı. ^{(The Citizen)}

Buna rağmen bu barbarca olaylar neden hala devam ediyor? Örneğin, Ekim 2019’un başlarında Tandahimba bölgesindeki Ngongo köyünde altı kişi vahşice öldürüldü ve uluslararası basında çıkan haberlere göre en son Kitaya köyünde gerçekleşen katliam, endişelere yol açtı. ^{(Deutsche Welle)}

Dahası, ülke insanları güvensizlik içinde yaşarken, Tanzanya ordusunun, sözde uluslararası güvenlik misyonları ve büyük sömürgeci güçlere ve kapitalist çıkarlara hizmet eden barış girişimleri uğrunda kullanıldığını görmek çok talihsizliktir, üzüntü vericidir.

Kapitalizmde insanlar, İslam’ın aksine sürekli korku ve şiddet altında yaşarlar. Hilafet Devletinde yönetici, vatandaşları korumaktan sorumludur.

Kapitalist sistemde vatandaş sadece vergi öder ve oy kullanır, yöneticiler barış ve güvenliklerini umursamazlar. Oysa gerçek şu ki, hükümetin doğası, hizmet etmek için vardır. Barış ve savaşta insanlara hizmet eder.