Rusya'nın Müslümanlara yönelik tutumu ve özellikle Müslüman bayanlara yönelik tutuklamaları ve zulmü Brüksel'deki Rus Büyükelçiliği önünde lanetlendi.
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Rusya Güvenlik Birimlerinin Uygulamalarının Keşmekeşliği
Rusya iç güvenlik birimi [F.S.B], 19 Mayıs 2011 sabahı Moskova şehrinde 1976 doğumlu Sıddikova Omidjan Ganevna adındaki Müslüman bir bacıyı tutukladılar ve yerini haber vermesi için telefon açmasına bile izin vermediler. Ayrıca 1999 doğumlu kızı Mirmihan, 2001 doğumlu oğlu Nusratullah ile 2003 doğumlu oğlu Salahaddin olmak üzere üç evladı teslim alınarak yetimhaneye yerleştirildi.
Daha önce de 1972 doğumlu olan eşi, Sıddikov Farroh Fadloddinoviç, 4 aralık 2010 tarihinde siyasî bir hizbin mensubu olmak suçlamasıyla tutuklanmış... mazlum kadın ise işlemediği bir suçu itiraf etmesi için eşine baskı yapması amacıyla tutuklanmıştı. Bugün ülke liderlerinin, Rusya'nın insan haklarına bağlı medenî bir ülke olduğunu göstermeye çalıştıkları bir sırada gerçekte onların, hedeflerini gerçekleştirmek için nasıl davrandıklarını ve anne ile evlatlarının arasını ayırdıklarını görmekteyiz. Nitekim mahkeme, Sıddikova'nın iki ay hapsine hükmetti.
Mayısın 23'ünde de Ufa şehri ve civarlarındaki evlere haksız yere operasyonlar yapılmış ve Müslüman kadınlar evlerinde tutuklanmışlardı.
Yine Milli Güvenlik görevlileri, 23 mayıs 2011 tarihinde, evi Ufa şehrinin Mohanikova sok: 11 Daire no: 617'de bulunan bayan Manabova loyola Kazayhanova'nın evini aramışlardı. Ardından bu bayanı, 55 /a Kalinina caddesine çıkardılar, tornavida ve tığ ile tehdit ettiler ve psikolojik hasta ve sapık diye bağırdılar... Bayanın üzerinde manevî baskı oluşturmak için evlatlarını tutuklamakla tehdit ettiler. Tüm bunlar, yaklaşık gün boyu tekrar etti. Bu sırada bayanın meme emen bebeği ile beş yaşındaki küçük çocuğu tek başlarına evde kalmışlardı.
Ayrıca 1985 doğumlu olup Ufa şehrinin Karliva caddesinde oturan ve sekiz aylık hamile olan Minnibiva Elmira Ionnerova adındaki bayanın da evi aranmış ve arama hukuka aykırı bir şekilde yapılmıştı. Zira adres evraklara hatalı yazılmış olup arama esnasındaki şahitler birlikte aramaya katıldıkları aynı birimlerdendi. Nitekim güvenlik birimi ajanları, bacının yüzünü net bir şekilde tasvir etmek için tüm yaşananları kameraya çektiler. Kameraya çeken Vislav adındaki görevli de kamerasını tamamen bayanın üzerine odaklamıştı.
Tüm bunlar yaşanırken bayanın eşi Tahir Vanisoviç ile bir yaşındaki evlatları Alîm, odada olup birimin ajanlarının uygulamalarına ve kirli ayaklarıyla Kur'an ayeti içeren kitaplara bastıklarına tanıklık ettiler.
Onlar bu davranışlarıyla tüm müminlerin duygularını hakir gömüşler, uygulamaları sonucunda bayanın üzerinde stres belirtileri, kalp atış hızında artış ve alt karın bölgesinde ağrı görülmüş ve ambulans çağrılmıştır. Doktor muayenesinin ardından bayanın durumunun sinersel olduğu ve çocuğunu kaybedebileceği sonucuna vardı. Bayana yatıştırıcı ilaç verdikten sonra Haviva caddesinde bulunan 6 nolu doğum hastanesine naklettiler. Muayenesinin ardından hastanenin dolu olduğu gerekçesiyle hastane girişinin yapılmasını reddettiler.
Yine 6 yaşında Zeynep, 4 yaşında Salahaddin, 2 yaşında Ali, 1 yaşında Cennet olmak üzere 4 evladı olan 1982 doğumlu Şakirova Leyla Ramilva ile ailesi, güvenlik birimleri tarafından baskıya maruz kalmışlardır. Zira bacının evine 23 Mayıs 2011 sabahı saat yedide iki otomobil gitmiş, otomobillerden aralarında bazı kadınlarında olduğu birçok adam çıkmış ve daha sonra bu kadınların arama sürecine tanık oldukları ortaya çıkmıştır. Bu sırada bacı, 282/1. madde gereği 22 eylül 2010'dan beri hapse mahkum olan kocası Şakirov Albert Zakayoviç ile görüşmek için evinden çıkmıştır. Böylece bu aile, geçimini sağlayan kimseyi ve koruyucusunu kaybetmiş olmaktadır. Ayıca bu kişiler, bacının etrafını çepeçevre kuşatmışlar ve hiçbir sebep olmaksızın zorla cep telefonunu çekmeye başlamışladır. Ardından eski alışkanlıklarına göre davranmaya başlamışlar, bacıya arama iznini göstermişler ve içeri girmek üzere kendilerine kapıyı açması için onu zorlamışlardır. Yasak edebi malzemeleri arama sırasında her şeyi aramışlar ve onları oraya buraya fırlatmışlardır. Hatta evde bulunan tüm kitaplar bu ülkede yayınlanmasına rağmen buzdolabının buzluk kısmı bile onlardan nasibini almıştır. Sonra gözlerinin gördüğü eşyalarla yetinmemişler tahtadan olan duvar levhalarını parçalamakla tehdit etmeye ve küçük çocukları korkutacak şekilde bağırmaya başlamışlar, onları uykularından uyandırmışlar ve bacı, uzun bir süre çocukları sakinleştirmeye çalışmıştır. Yeniden sakinleşmeleri için bugün daha kaç çocuğun zamana ihtiyacı var bilemiyoruz.
Aramanın ardından bacıyı, 55 /a Kalinina caddesindeki 218 oda numaralı asıl bölüme götürmeleriyle olay başladı. Olayın özeti şöyledir: Bu kişiler, içerisinde bacının köktenci olduğunu itiraf ettiği yazılı bir kağıt hazırladılar ve bacıdan bunu zorla imzalamasını istediler. Bacı avukatın çağrılmasını talep etti, onlara Rusya Federasyonu anayasasının 51. maddesini hatırlattı ancak bu onları hiç etkilemedi. Bilakis cevapları, bacıyı hapse atmak ve çocuklarını alıp yetimhaneye koymakla tehdit etmek şeklinde oldu. En yakın yetimhanenin adresini bildirmeleri için yönetimle iletişim kurarak bacının yüzüne karşı tığ ve bıçak sallamaya başladılar.
....
23 Mayıstan beri bu bacılardan hiçbir haber alınamamıştır. Bu zamana kadar da tutuklanmaları hakkında herhangi bir gerekçe verilmemiştir. İnsan hakları derneklerinin, İslami derneklerin ve cami imamlarının Rusya güvenlik birimlerine bu bacıların serbest bırakılıp çocuklarıyla birleştirilmesi hususundaki talepleri de ne yazık ki sonuçsuz kalmıştır.
Hizbut Tahrir, Müslümanların onurunu ve şerefini koruması adına İslam ülkelerinde İslam devleti olan Hilafet sistemini tekrar hakim kılmak istediği için Rusya güvenlik birimleri kendilerini Rus mafyasının uygulamalarına inecek kadar aşağıladılar. Bu uğurda kendi koymuş oldukları yasaları dahi hiçe sayıyorlar. Kendi polisleri tıpkı birer mafya gibi davranıyor. Acımasız birer diktatör çehresinde hareket edip bu uğurda çocukları dahi görmezden geliyorlar.
Fakat Hizb-ut Tahrir ve üyeleri Allah'ın huzurunda söz verdiler ki küfre ve eziyete mağlup olup boyun eğmeyecekler. Rusya'nın bu işkencelerine de boyun eğmeyecekler. Hizb-ut Tahrir Müslümanları tek bir çatı altında birleştiren sistemlerin ve yönetimin en doğrusu ve şereflisi olan İslam hükümleriyle bir araya getirmek için çalışmalarına hiç durmadan ve yılmadan devam edecektir.
İnsanlara bu bilgiyi vermemizdeki gaye de onlar da bizler için Allah Celle Celaluhuya dua etsinler ki O Subhanehu ve Teala bizlere bu zor günlerde güç ve sabır versin. Kendisini korumaktan aciz olan ailelerimizi Allah (cc) koruyup kollasın çünkü O’ndan (cc) daha iyi gözetip koruyan yoktur ve Allah (cc) en kısa zamanda Hizb-ut Tahrir'e bu uğurda başarıyı ve nusreti nasip etsin inşaallah.
Çünkü biz biliyoruz ki İslam devleti olan Hilafet o zaman bu Rusya güçlerinden hesap soracak ve bizleri koruma altına alacaktır. Tıpkı dünyadaki bütün Müslümanları güvenliği ve koruması altına alacağı gibi.
Belçika'nın başkenti Brüksel'deki Rusya Büyükelçiliği önünde toplanan Müslümanlar, Rusya güvenlik birimlerinin Müslümanlara yönelik baskısını protesto etti.
Rus yönetimi, Avrupa'nın değişik ülkelerinden gelen Müslümanlar tarafından Rusya'nın Brüksel Büyükelçiliği önünde düzenlenen bir gösteri ile protesto edildi.
Avrupa Hizb-ut Tahrir'in organize ettiği gösteriye onlarca kişi katıldı. Rusya'da mafyavari tutuklann Müslüman kadınların derhal serbest bırakılmasını isteyen göstericiler sık sık tekbirler getirdiler. Polisin sıkı önlemler aldığı gözlemlenen toplantı Kur'anı Kerim okunmasıyla başladı. Daha sonra Hollandaca, Fransızca, Rusca olmak üzere üç dilde yapılan basın açıklamasından sonra dua ile sona erdi. Yapılan duanın ardından elçiliğe iletilmek üzere kapalı bir zarf içerisinde bir mektup verildi. Mektubu alan emniyet müdürü daha sonra elçilik yetkililerine mektubu teslim etti. Toplantıya katılanlar daha sonra sessizce dağıldılar.
----------------------------
Protesto hakkında Belçika medyasında geçen haberler:
Ukkel'de İki Yüz Müslüman Gösteri Yapıyor
18 Haziran Cumartesi günü İslami siyasi parti "Hizb-ut Tahrir Avrupa" nın yaklaşık iki yüz üyesi Belçika Ukkel'da Rus büyükelçiliği karşısında protesto yaptılar. Bu şekilde parti üyelerinin eşlerinin Rus güvenlik servisleri tarafından tutuklanmalarına hoşnutsuzluğunu gösterdiler.
Protestocular bu bayanların derhal serbest bırakılmasını talep ettiler.
23 Mayıs gününde bazı Müslüman kadınlar Rus şehri Ova da "yasadışı aramalar" sonucunda tutuklandılar. Aramalar sonucunda cocukları da ellerinden alındı. Kocalarının kaderi hakkında büyük belirsizlik sürmektedir. Bir diğer tutuklamada 19 Mayıs tarihinde bir parti üyesinin eşi tutuklandıktan sonra gerçekleşti. Bu bayanın çocukları yetimhaneye götürüldü.
Protestocular kadınların işkenceye maruz kaldıklarını iddia ettiler. Onlar "Rus yetkililerin mafya uygulamalarından" söz ediyorlar.
Ukkel'de İki Yüz Müslüman Gösteri Yapıyor
18/06/11, 17:16
İslami siyasi parti "Hizb-ut Tahrir Avrupa" üyelerinden oluşan yaklaşık iki yüz kişi Belçikanın Ukkel şehrinde Rus büyükelçiliği önünde toplandı.
Mayıs ayında Rus güvenlik güçleri tarafından çeşitli parti üyesi eşlerinin tutuklanmalarını protesto ettiler. Protestocular tutuklamaların hiçbir sebep olmaksızın yapıldığını ve bayanların derhal serbest bırakılmaları talep ettiler.
Tutuklamalar
Hizb ut Tahrir üyeleri 23 Mayıs tarihinde bazı Müslüman kadınların yasadışı aramalar sonucunda tutuklandıklarını iddia ediyorlar. Ayrıca çocukları da götürüldüler. Kocalarının kaderi hakıkında şu ana kadar büyük bir belirsizlik sözkonusu.
Diğer bir tutuklama 19 Mayıs'ta bir parti üyesinin eşi tutuklandığı zaman Moskova'da gerçekleşti. Onun çocukları da yetimhaneye götürüldü.
İşkence
Şimdiye kadar kadınlarla temasa geçilememiş, ve tutuklama nedeni henüz belli değil. Hatta burada işkence sözkonusu ve protestoculara göre bu olay "Rus yetkililerin mafya uygulamasıdır" (Belga / sam)
Resim Galerisi
https://www.hizbuttahrir.today/tr/index.php/dava-haberleri/bel%C3%A7ika/1260.html#sigProId99c9547284