Pazartesi, 21 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Erdoğan: Muhalifler Aldatıldıklarını Düşünüyorlar

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Erdoğan: Muhalifler Aldatıldıklarını Düşünüyorlar

Haber:

Erdoğan, başkent Tahran’da Suriye hakkında gerçekleştirilen üçlü zirvede yaptığı konuşmada şöyle dedi: “Suriye’de yeni bir şiddet dalgası ve insani kriz yaşanmasına izin verilmeyeceği mesajının, bu zirveden uluslararası kamuoyuna verilmelidir.”

Ayrıca gerginliği azaltma bölgelerinden geriye sadece İdlib’in kaldığını ve bölgelerin tesisinin ardından yaşanan gelişmeler dolayısıyla muhalefetin kendilerinin aldatıldığını düşündüğünü dile getirdi. (dasmannews-07/09/2018)

Yorum:

Mücrim Beşar rejimiyle uzlaşmanın reddedilmesi ve onların İdlib’e gönderilmeleri hesap edilmeksizin doğaçlama kombine edilmiş bir süreç değildir. Defalarca söylediğimiz ve uyardığımız üzere Washington'da dokunan ve başta Erdoğan olmak üzere bölgedeki destekçilerine ve ajanlarına uygulaması için vekâlet verdiği iğrenç bir plan ve komplodur. İşte mücrim Esed ve yardımcıları, kurtarılmış bölgeleri ısırmaları daha kolay bir hale gelmesinin, buraların işgal edilmesinin, hiçbir sorun olmadan birbiri ardına bir tek olan halkını kötüye kullanmasının ardından ve sözde gerginliği ve tırmanmayı azaltma anlaşması altında devrimcilerin son kalesi ve son kırmızıçizgileri olan İdlib’in kapılarında duruyorlar! 

Aha işte bu planları yapan yalancı deccallar, masum olduğu anlayışını oluşturmak için suçu üzerinden atma girişiminde bulunarak Tahran’dan muhalefetin kendilerinin aldatıldığını düşündüğünü açıklıyor. Oysa o, onların bu aşamaya gelinceye kadar aldatılmalarının ve saptırılmalarının kendisi tarafından olduğunu çok iyi biliyor.

Eğer devrimci gruplar çok geç de olsa kendilerinin aldatıldığını düşünüyorlarsa, onun rolünün samimi muhlislerin içerisinden aldatılan “kurbağaları” bildiği için bu grupların ve liderlerinin pozisyonlarını gözden geçirip motive etmek olması gerekir. Ayrıca mücrim ve hainlerin bir araya gelmesi, tehdit ve korkutmaların artması, kalplerde endişeye ve ümitsizliğe düşülmesine neden oluyor. Nitekim mücrim rejimin zebanileri ve yardımcıları, güçlerini ve cellatlarını İdlib’in kapılarına ulaştıramadılar. Ancak devrimcilerin, işlerini Erdoğan gibi ikiyüzlü hilekârlara verip dolarları kabul etmeyenleri eleştirmelerinin ardından pusulaları şaşırdı ve basiretleri kapandı.

Zafer ve iktidar; sadece bir tek olan Allah Azze ve Celle’ye tevekkül ettikten sonra safları inceleyip birleştirmeyi, ardından “dost ülkeler(!)” ile tüm ilişkileri koparmayı, her türlü koşullu desteği reddetmeyi, kuvvet hazırlamak için çaba sarf edecek ve tek amacı rejimi yıkıp Allah’ın hükümlerini ikame edecek olan askeri bir liderlik tercih etmeyi gerektirir. Siyasi liderliğe gelince; kayda değerdir ki halkına yalan söylemeyen bir liderlik olmalıdır. Bu da tüm detayları açıklanmış İslami siyasi bir proje taşıyan Hizb-ut Tahrir’dir.  Devrim ancak bu şekilde düzelir ve ulaştığı bu tehlikeli durumdan bu şekilde çıkarılır. Böylece insanların bu devrimin sadakatini, pusulasının doğruluğunu, liderliğin samimiyetini ve uyanıklığını görmelerinin ardından devrim sadece İdlib’de değil, dahası Şam’ın dört bir tarafından yeniden alevlenecektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Velid Belibel

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER