Pazartesi, 21 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yönetici, Milletin Faydasından Önce Hayrını Önceler

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Yönetici, Milletin Faydasından Önce Hayrını Önceler

Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da toplu açılış töreninde yaptığı açıklamada Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile alakalı “tutturmuş 'erken emeklilik.' İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Niçin erken emeklilik?”

Bu hesabın kötü, şer ve zararlı bir hesap olduğunu dile getiren Erdoğan, "Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız da. Arkadaşlarıma söylüyorum, beni bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimin faydası neredeyse ona varım, milletimin ve ülkemin zararına olan bir şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum." diye konuştu. (16.11.2019 Ajanslar)

Yorum

Ülkeyi idare eden yöneticiler, kendilerine hak gördükleri şeylerden tebaayı mahrum bırakıp bunu da hukuki bir zemine oturtuyorlarsa ortada nizam ve yöneticilerin ikiyüzlülüğü var demektir. Seçim süreçlerinde her meselede olduğu gibi emeklilik meselesini de politikalarının parçası yapan yöneticiler, seçimlerden sonra alışkanlıkları olduğu üzere vaatlerini, sözlerini kulak arkası yapmaktan hiç çekinmezler. Çok erken yaşlarda emekli olan birçok yönetici ve idareci, sıra halka gelince ayak diretip böyle bir uygulamanın ekonomiyi olumsuz yönde etkileyeceğini iddia etmekteler. Vakıa olarak bu doğru bir tespit olsa da, yaptıkları söylediklerini yalanlamaktadır. Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; İskandinav ülkelerinin bu meseleden dolayı battığını iddia etmesi, toplumun aklıyla alay edildiğinin açık ifadesidir. Kişi başı GSMH oranı Türkiye’den kat kat yüksek olan İskandinav ülkelerinin erken emeklilikten dolayı battığını söylemek bilgisizlik değilse aldatmadır.

Elbette burada emeklilik meselesinin lüzumundan bahsetmiyoruz. Kapitalist nizam, insanların yıllarca çalıştığı emeğin belli bir kısmına el koymak suretiyle sağlık güvencesi ve emeklilik vaatleriyle insanların haklarını gasp edip zulmettiği bir hakikattir. Fakat şu da bir hakikattir ki, emeklilik beklentisi ve düşüncesiyle hareket eden halkların, toplumu tembelleştirmesi de kaçınılmazdır. Lakin düzenin direksiyonunda bulunan yöneticiler, gerek halkın emeğini, gerekse de halkı, koltuklarına feda etmekten hiç çekinmediler. Bu durum halka hangi zaviyeden yaklaştıklarının da göstergesidir.

Hal böyle olmasına rağmen Erdoğan’ın, milletin faydası neredeyse varım, zararına olan şeyde olmayacağım ifadesi hak ve hakikatten fersah fersah uzaktır. Halkı Müslüman olan bir ülkede toplumun menfaati kayıtsız şartsız Allah’ın hükümlerinin icrasındadır. Allah’ın hükümlerinin askıya alındığı bir düzende hiçbir menfaat hiçbir fayda, fayda değildir.

Hele ki, boğazına kadar kötülüklerin içerisinde olan yöneticilerin, basit dünyevi menfaatlerle halkı oyalaması en büyük zarardır. İslam’ın kati bir şekilde nehy ettiği faizi, hayatın her alanına yayan, halkın emeğinin karşılığı olan on milyarlarca doları, her yıl faiz lobileri ve bankalara ödeyen yöneticiler, acaba toplum için fıkhi ve mali yönden ne gibi bir fayda görmüşler? Dev şirket ve spor kulüplerinin milyarlarca TL vergi borcunu silip halkı zam ve vergilerle ezmek halka zarar değil mi? Yine kendileri için ultra lüks bir hayat ön gören, devletin tüm imkânlarını ali menfaatleri için kullanan yöneticiler, halka nasıl bir fayda sunmakta?

Yani aldıkları maaşlar, yaşadıkları mekânlar, kullandıkları araçlar, işyerleri, tahsis edilen personeller, hesap edilmesi imkânsız olanak ve ödenekler acaba halka nasıl bir menfaat sağlamakta? Yine haramlığı hususunda açık naslar olan kumar, içki, zinayı yasallaştırıp buralardan vergi alarak bu rezillikleri halkın arasında alenileştirmek halkın hangi menfaatine hizmet etmektedir? Bu zulüm ve fücurlar halkın dinine, dünyasına açıkça zarar olup ve bizzat bunlar ellerinizle işlenirken halkın yanında olduğunuzu iddia etmeniz ne kadar gerçekçi sayın Erdoğan!

Yine Batı’dan ithal edilen, İslam’a ve Müslümanlara düşman olan demokratik düzeninizin Müslümanlara ne gibi faydası olmuştur ki, sizler hala bu batıl düzeni uygulamakta ısrar etmektesiniz? Yine kâfirlerin, İslam coğrafyasında cirit atıp katliamlar, yıkımlar gerçekleştirirken hâlâ onlarla dost olduğunuzu iddia etmeniz Müslümanlara fayda mı sağlamakta, yoksa zulüm, zarar mı getirmekte? Elbette, Allah’ın haram kıldığı bu davranışların hiçbiri, dünyalık anlamda menfaati ne kadar büyük olursa olsun hak namına hiçbir şey ifade etmemektedir.

Tebaasını düşünen bir yöneticinin, halkın dünyevi menfaatlerini batıl nizam içinde değil, Allah’ın hüküm olarak beyan ettiği yönetimi uygulamak suretiyle, hakkın içinde halkın menfaatini icra etmesi gerekir. Bu, hem dünyevi hem de uhrevi anlamda Allah’ın kulları üzerindeki hakkıdır. Yöneticilerin ise sorumluluğudur.

İslam nizamı, öncelikle tüm problemleri insan fıtratına uygun bir şekilde çözmeye ehil yegâne nizamdır. Bu uhrevi anlamda en büyük menfaat iken, tüm insanların temel ihtiyaçlarını garanti edip, halkın emeğini göz dikmeden, üretime teşvik edip, ürettiğinin karşılığını eksiksiz vermeyi taahhüt eden bir düzen olmasıyla da dünyevi anlamda en büyük menfaati insana sunmaktadır. Halkı değil hakkı, menfaati değil hakkın içindeki hayrı önceleyin.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ahmet Sapa

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER