Haber-Yorum

Tövbe Eden “Terörist” ve Tövbe Eden “Terörist Odak”

Bahreyn’in Birtakım Odak ve Bireyleri “Terör Listesinden” Çıkarmasının Ardından Ortalıkta Dolaşacak Olan Terimler

Haber:

Bahreyn Haber Ajansı (BNA), Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Salman bin Hamad el-Halife başkanlığında toplanan Bahreyn Bakanlar Kurulu’nun, İçişleri Bakanı’nın bazı odak ve kişilerin terörist gruplar listesinden çıkarılmasına ilişkin muhtırayı onayladığını bildirdi. (El Arabia Net, 28/01/2025)

Yorum:

Bir odağın terör listesinden çıkarılması, terörizm teriminin tamamen siyasi olduğunu teyit etmektedir.Aksi takdirde bunu uygulayan bir kişi tövbe etse bile onu uyguladıktan sonra nasıl olur da listeden çıkarılabilir ki? Bahreyn devletinin bir odağı “terörizm” sınıflandırmasından çıkarılması anlamına gelen kaldırma işleminin ardından biz de şunları soruyoruz:Bu haberden kastedilen, özellikle de haberde bu odakların kim olduğu açıkça belirtilmediğine göre Şam’ın yeni yöneticileri midir?Kastedilenin yeni Suriye hükümetinde yer alan kişilerin olması kuvvetle muhtemeldir.Bahreyn ve onun arkasında yer alan İngiltere, Şam’daki yeni yöneticilerin yaklaşımından emin mi oldular?

Baas Partisi’nin çöküşü ve Beşar Esad’ın kaçışının, Müslümanların başındaki yöneticileri, özellikle de Körfez yöneticilerini endişelendirdiği açıktır; çünkü onlar, ümmetin otoritesine değil de, ister İngiltere isterse Amerika olsun, onları kendi çıkarlarının koruyucusu olarak dikenlere dayanan tahtlarının benzer ve yankılı bir şekilde düşmesinden korkuyorlar.

Ancak Şam’ın mevcut yöneticileri ile Arap Birliği’nden bir heyet arasında kısa süre önce yapılan bir toplantının ve Şam’ın mevcut yöneticilerinin Sykes-Picot sistemini sürdürme ve Arap Birliği’ne girme yönünde ilerleyen arzularını dile getirdikleri bir basın toplantısının ardından ve yine Şam’ın mevcut yöneticilerinin Katar, Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkelere, yönetimlerine ya da Yahudi devletine herhangi bir tehdit oluşturmaya niyetli olmadıklarına dair yaptıkları toplantılar, verdikleri güvenceler ve iletişimlerden sonra,Arap ve Müslüman yöneticiler, Şam’ın mevcut yöneticilerinin dış ilişkilerinde İslam’a dayalı bir devlet kurmak istemediklerinden emin oldular.

“Terörizm” terimi korkuluğu artık İslam ümmeti ve genel olarak Batı ortamlarındaki düşünce sahalarında sömürgeci kafirlere hizmet etmektedir; bunun da ötesinde bu terim, hem Arapların, hem Müslümanların, hem de Batı'nın yöneticilerinin köhnemiş tahtlarının etrafındaki zayıf ve güçsüz güvenlik departmanlarında sırf bir sınıflandırma haline gelmiştir;zira Gazze ve Şam’daki olaylar bunu kanıtlanmıştır.

Nitekim Batı’nın, Müslüman ülkelerdeki kapitalist sistemi korumak için, Bahreyn yöneticileri de dahil yöneticilerin ve Şam’ın mevcut yöneticilerini kendi çıkarlarının koruyucusu olmaya ikna etme girişimi dışında hiçbir aracı kalmamıştır.Peki bu konuda başarılı mı olacaklar, yoksa İslam ümmetinin, uluslararası hukuku, Arap Birliği’ni ve ulusal devletleri sırtlarının arkasına atarak İslam ümmetinin projesini benimseyecekleri başka bir sözleri mi olacak?

Allahu Teala bize, Peygamberimiz Yusuf Aleyhisselam’ın lisanı üzerinden şöyle buyurmuştur: وَاتَّبَعْتُ مِلَّةَ آبَائِي إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ مَا كَانَ لَنَا أَن نُّشْرِكَ بِاللهِ مِن شَيْءٍ ذَلِكَ مِن فَضْلِ اللهِ عَلَيْنَا وَعَلَى النَّاسِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَشْكُرُونَ “Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un dinine uydum. Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmamız bize yaraşmaz. Bu, Allah'ın bize ve insanlara olan lütfundandır. Fakat insanların çoğu şükretmezler.” [Yusuf-38]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Nizar Cemal