Haber-Yorum

ABD Lübnan’ı Uyardı: İran'ın Partisinin Yeni Hükümette Yeri Yoktur!

Haber:

Bilgi sahibi beş kaynak, Washington’un Yahudi varlığının Lübnan’a açtığı savaşın ardından Lübnan'da yeni bir realiteyi pekiştirmek ve Hizbullah’ın ülkedeki etkisini sınırlamak amacıyla İran’ın partisinin ya da müttefiklerinin maliye bakanını hükümete aday göstermesini engellemek için üst düzey Lübnanlı yetkililere baskı yaptığını ve bu baskının ABD’nin, Amerika'nın desteklediği Lübnan Cumhurbaşkanı ve başbakan adayıyla temaslarını da içerdiğini söyledi.(RT, 31/1/2025)

Yorum:

Aksa Tufanı operasyonunun 7 Ekim 2023 sonrasında ortaya çıkardığı en tehlikeli gelişmelerden biri de tüm Ortadoğu bölgesinin her türlü olasılığa açık hale gelmiş olmasıdır. Zira Yahudi ordusunun imajı çöktükten ve ordunun zayıflığı ifşa olduktan ve Gazze’deki direnişin, onun dışındaki ülkelerin aciz kaldığı bir sertlikle savaştığı ortaya çıktıktan sonra medyanın tüm bunları örtbas etmeyi amaçlayan söylemlerine rağmen Yahudi varlığının geleceği ciddi bir tehlike altına girmiştir.

Gazze’deki direnişin efsanevi kararlılığı bağlamında, Yahudi varlığı direniş eksenini vurarak caydırıcılık imajını yenilemeye çalıştı ve Yahudi varlığının Lübnan'daki İran partisine yönelik saldırıları ve liderliğin ilk saflarındaki kişilerin öldürülmesinden sonra parti neredeyse sona erdi ve bu ise İran ekseni içindeki casusların nekrozu nedeniyle oldu.Böylece dünya, büyük bir güce sahip olmasına rağmen Yahudi varlığının saldırılarına cılız bir karşılık veren İran’ın gücünün zayıflığına şahit oldu ve Yahudi varlığı caydırıcılık imajının yeniden tesis edilmesinden dolayı sevinç duydu.Ancak Suriye rejimi korkunç bir şekilde çökünce, ümmet dört gözle zaferi beklemeye ve Alahu Teala’nın şu kavlinin pratik tezahürlerini görmeye başladı: قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَنْ تَشَاءُ وَتَنْزِعُ الْمُلْكَ مِمَّنْ تَشَاءُ وَتُعِزُّ مَنْ تَشَاءُ وَتُذِلُّ مَنْ تَشَاءُ “(Rasulüm!) De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın.” [Al-i İmran 26]

Nitekim bölge, bir asırdır hiç olmadığı kadar değişime açık bir hale geldi; Batı bunu gördü ve özellikle Aksa Tufanı savaşından bu yana dehşete kapıldı; zira ümmet, iktidar, İslam ülkelerini tek bir devlet altında birleştirme, Yahudi varlığını yenme ve onu Filistin'den silip süpürme talebi konusunda kararlılıkla doluydu.Belki de bugün tanık olduğumuz yabancı yetkililerin birbiri ardına Suriye’ye yaptıkları ziyaretler, Batı’nın bölgedeki nüfuzunu korumak ve işlerin tamamen elinden kayıp gitmesine izin vermemek için son siperlerinde savaştığının bir kanıtıdır.

Bu şartlar altında Amerika’da yönetime yeni ve eski başkan Donald Trump geldi ve bu başkan ne istediğini açıkça söylemektedir; nitekim bu bağlamda Amerika, İran’ın partisinin yeni hükümete müdahale etmesini engellemek için Lübnan’a baskı yapmaktadır.Bu ise Yahudi varlığına, varoluşsal bir savaş olarak adlandırdığı savaşta bir nebze olsun kaybettiği güven duygusunu kazandırmak içindir; çünkü o, Müslümanlardan gelen yüksek derecedeki tehlikeyi kendi gözleriyle görmektedir.

ABD’nin bu talepleri, bu ajan yöneticilerin arkasına saklandıkları son perdeyi de düşürdüğünden dolayı Müslümanlar için büyük bir hayır barındırmaktadır.Zira bu yöneticiler, daha önce hiç olmadığı kadar ihanetlerini, sadece Amerika’nın bir aracı olduklarını ve kendi halklarıyla hiçbir ilgileri olmadığını gösterdiler.Buna dair örnek, ABD Başkanı’nın, Filistinlilerin Gazze’den tehcir edilmesi önerisinin Ürdün ve Mısır tarafından kabul edileceğini açıkça ifade etmesidir. Nitekim Trump bundan emindir; zira o, bu yöneticilerin ihanetlerinin derecesini ve onların kendisine, medyada söylediklerinden farklı bir şey söylediklerini biliyor. Böylece gerek ümmetimiz için gerekse ülkemizdeki yönetimden faydalanan kesim için hiçbir mazeret kalmamıştır. O halde ümmet, tek bir adamın kalkışı gibi ayağa kalksın, bu yöneticilerin boğazlarına sarılsın ve yüksek bir sesle, tüm Müslümanları birleştirecek İslam Devleti olan Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet Devleti’ni ilan etsin.

Bugün bu devlet, gerçeğe ve vakıaya göz açıp kapamaktan daha yakındır ve onun ilan edilmesi, Yahudi varlığı, Amerika, Avrupa ve tüm İslam düşmanları için bir yıldırım olacaktır.Tıpkı Suriye’deki olaylar onları şaşırttığı gibi bu da onları şaşırtacaktır.Böylece Allah, bu suçluların mülkünü bizim yöneticilerimizden söküp atacak, onları zelil edecek ve mülkü, dinini savunan muhlislere verecek ve onları ahiretten önce bu dünyada izzetli kılacaktır. Şüphesiz yarın, bekleyeni için yakındır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Bilal Et-Temimi