- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Rejimin Kalıntılarının Geri Dönüşü Yeni Bir Hegemonya ve Despotluk Aşamasının Bir Başlangıcı mıdır?
Haber:
Saha kaynaklarının bildirdiğine göre Beşar Esad'ın devrilmesinden aylar sonra, Suriye rejiminin kalıntılarından oluşan gruplar tarafından, Lazkiye ve Tartus kırsalları başta olmak üzere Suriye kıyılarının çeşitli bölgelerinde askeri hareketlilikler başladı. Bu girişimler, ülkedeki siyasi kargaşa ve tam bir istikrarsızlık ortamında gerçekleşmektedir; zira eski rejimle bağlantılı bazı gruplar kendilerini yeniden konumlandırmaya ve etki alanlarını yeniden kazanmaya çalışıyorlar.
Gözlemciler bu hareketlenmelerin, başta Hmeymim hava üssü ve Tartus limanı olmak üzere bölgede stratejik çıkarları olan Rusya olmak üzere bölgesel ve uluslararası aktörler tarafından desteklenebileceğine işaret ettiler.
Öte yandan geçiş hükümetinden kaynaklar, rejimin kalıntılarının yeniden oluşturulmasına yönelik her türlü girişime sert bir şekilde karşı konulacağını ve eski rejimin herhangi bir siyasi ya da askeri kılıf altında yeniden üretilmesine izin verilmeyeceğini vurguladı. (El Cezire Net)
Yorum:
Suriye rejiminin kalıntılarının sahilin kontrolünü yeniden ele geçirme girişimi sadece bireysel bir hamle olmayıp, bölgedeki stratejik konumlarından kolay kolay vazgeçmeyecek olan Rusya'nın başını çektiği uluslararası güçlerin çıkarlarını yansıtmaktadır. Bu ise özellikle Hmeymim ve Tartus limanı gibi büyük askeri üslerin varlığının gölgesinde Rusya'nın nüfuzunun geleceği hakkında soru işaretleri gündeme getirmektedir.
Öte yandan bazıları bu hareketlenmelerin, rejimin Şam'ın kontrolünü kaybetmesi halinde uzun zamandır bir seçenek olarak ortaya atılan “Alevi devletçiği” projesinin yeniden canlanmasının bir başlangıcı olduğunu düşünüyor. Demografik yapısı ve rejimle olan tarihi bağlarıyla Suriye sahili, rejimin kalıntıları için önemli bir odak noktası oluşturmaktadır.
Bir başka açıdan bakıldığında ise bu gelişmeler, Batı'nın rejimi yeni yüzlerle değiştirerek Suriye'nin uluslararası hegemonya altında kalmasını sağlamaya yönelik komplolarının devamını yansıtmaktadır. Bu yüzden Beşar Esad düşse bile, onun yerine sömürgeci güçler tarafından desteklenen bir hükümetin geçmesi, bağımlılık gerçekliğini değiştirmeyecek, aksine rejimi başka bir şekilde yeniden üretecektir.
Bizler tek çözümün ne geçiş hükümetlerinde ne de dış destekli siyasi projelerde değil de Allah'ın şeriatıyla hükmedecek, Müslümanları tek bir liderlik altında birleştirecek ve sonsuza dek yabancı müdahalenin elini koparacak Hilafet Devleti'nin kurulmasında yattığını vurguluyoruz.
Nihayetinde geriye şu soru kalıyor: Uluslararası güçler rejim kalıntılarını destekleyerek kendi siyasi düzenlemelerini dayatmayı başarabilecekler mi? Yoksa Suriye halkı bu planları bozmaya ve kendi iradesini dayatmaya muktedir midir?
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Lina Nasır