- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Netanyahu ve Batılı Destekçileri Hoşlanmasa da Hilafet Geri Dönecektir!
Haber:
Yahudilerin Başbakanı Netanyahu kısa süre önce şöyle bir açıklamada bulundu: “Akdeniz kıyısında herhangi bir Hilafetin kurulmasını kabul etmeyeceğiz.”
Yorum:
Netanyahu'nun, "Akdeniz kıyısında herhangi bir hilafetin kurulmasını kabul etmeyeceğiz" şeklinde bir ilanda bulunduğunda bu, sıradan bir açıklama değildir, aksine Müslümanlara ve özellikle de Batı'ya açık bir mesaj vermeyi amaçlayan belirli fikirlerle yüklü, iyi düşünülmüş bir açıklamadır.
Bu açıklama, sömürgeci güçlerin köklü bir taktiğini yansıtmaktadır ki o da şudur: İşgal ve baskıyı meşrulaştırmak için korku yaratmaktır. Ayrıca Batı'nın işgallere, darbelere ve rejim değişikliklerine destek toplamak için çeşitli İslam ülkelerinden gelen tehditleri abartmasıdır; Netanyahu da şimdi Batı başkentlerine korku salmak için yükselen Hilafet “tehdidini” öne sürüyor ki bunun tek bir hedefi vardır; Batı'nın Siyonist projeye desteğinin devamını sağlamak ve İslam ülkelerinde İslam'ın siyasi bir güç olarak kalkınmasını bastırmaktır.
İslam beldelerindeki mevcut rejimlerden bahsetmiyor; çünkü onlar kendi yanında yer aldığı için onlardan korkmuyor. Nitekim onların ihanetleri Gazze katliamları sırasında ortaya çıkmıştır; çünkü sessizlik, normalleşme ve suç ortaklığıyla Yahudi varlığını örtbas etmişlerdir. Dolayısıyla bu rejimler, İslami yönetime davet edenleri hapse atıyorlar, diriliş hareketlerini eziyorlar ve ahlaksız bir şekilde Batı’nın çıkarlarına hizmet ediyorlar; peki Netanyahu gerçekte kimden korkuyor?
Şüphesiz Netanyahu, ümmet arasında yükselen dalgadan, yani İslam şeriatının gölgesinde İslami siyasi birliği sağlayacak olan Hilafete yönelik davetin artmasından korkuyor. Zira Hilafet, İslam ümmetinin arasında on dört asırdan fazla bir süredir kökleşmiş bir fikir olup şimdi her zamankinden daha güçlü bir şekilde geri dönmüştür. Dolayısıyla bu fikir, yapay devletler veya kukla yöneticilerin aksine bombalanamaz, kendisine yaptırımlar uygulanamaz ya da susturulamaz.
Netanyahu, Batılı liderlerin uzun zamandır kabul ettiği gibi Yahudi varlığının, asla Yahudiler için kurulmuş bir vatan olmadığını, bilakis Müslüman ülkeleri bölmeyi, birliklerini engellemeyi ve Batı'nın bölgedeki jeopolitik çıkarlarını korumayı amaçlayan sömürgeci bir ileri karakol olduğunu biliyor.İşte tam da bu nedenle Hilafeti hedef alıyor; çünkü İslam'ın, egemenliğe sahip kâmil bir siyasi sistem olarak kurulması, kendisi, hegemonyası, yapay sınırları ve sürdürmeye çalıştığı sömürgeci sistemi için gerçek bir varoluşsal tehdit oluşturmaktadır.
Bu yüzden o, sömürgecilerin her zaman yaptığı şeyi yapmaya çalışıyor ki o da şudur: İslami yönetimin imajını çarpıtmak, Batı'yı arkasında toplamak ve kaçınılmaz olanı yavaşlatmaya çalışmaktır. Ancak onlar, Allah Subhanehu ve Teala’nın takdir etmiş olduğu şeyi durdurmaya güç yetirmeyeceklerdir. يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُواْ نُورَ اللهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlayacaktır.” [Saff 8]
Hilafet bir hayal değil, bilakis bir hakikat olup Akdeniz kıyılarından Kudüs'ün kalbine ve ötesine geri dönecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Okay Pala