Nijerya’yı etkisi altına alan kıtlık krizi özellikle Nijerya’nın kuzeydoğusunda kötüleşiyor. Birleşmiş Milletler’e göre, Borno, Adamawa ve Yobe eyaletlerinde halkın yüzde 42’sinden fazlası yeterli gıdaya erişemiyor ve aynı eyaletlerde insani yardıma ihtiyaç duyan insanların yüzde 80’inden fazlası kadın ve çocuklardır. Raporda, kuzeydoğuda artan çocukların yetersiz beslenmesi “saatli bomba” olarak tanımlandı ve ülkedeki 2 milyon çocuğun ciddi akut yetersiz beslenmeden mustarip olduğu kaydedildi. Bilgi ve Kültür Bakanı temsilcisi Lydia Shehu-Jafiya, yetersiz beslenen çocuklar açısından Nijerya’nın Afrika’da 1.ci, dünyada ise 2.ci sırada olduğunu belirtti ve 5 yaşın altındaki tahmini 14,7 milyon çocuğun orta ve şiddetli akut yetersiz beslenmeden muzdarip olduğunu ifade etti. UNICEF’in ülkedeki Baş Beslenme Sorumlusu Nemat Hajeebhey, Nijerya’daki çocukların üçte birinin ciddi gıda yoksulluğu içinde yaşadığını belirtti. Kaliteli gıdaya erişim eksikliğinden kaynaklanan yetersiz beslenme, bodur büyüme ve gelişim sorunları de dahil olmak üzere çocuklar üzerinde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir ve zayıflamış bir bağışıklık sistemi, çocukları ölüme yol açabilecek bulaşıcı hastalıklara daha yatkın hale getirebilir. UNICEF’e göre Nijerya’da 5 yaşın altındaki 36 milyon çocuğun 15 milyonu (% 42) bodur, 2,8 milyonu ciddi şekilde zayıf ve 30 milyonu da (% 83) anemiktir. Ayrıca UNICEF, Nijerya’da saatte 5 yaşın altındaki yaklaşık 100 çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle öldüğünü, bunun günde 2400 ölüme tekabül ettiğini belirtti.

Hiperenflasyon, yüksek gıda fiyatları, aşırı yoksulluk ve 2 milyondan fazla insanın yerinden edilmesine ve tarımsal üretimin aksamasına neden olan iç çatışmalar nedeniyle kaynaklanan güvensizlik, ülkedeki çocukların kitlesel açlığına katkıda bulunmuştur. Geçen yıl hükümet yetkililerinin, ülke içinde yerinden edilenlere ait bazı kampları kapatması sorunu daha da kötüleştirmiştir. Bu arada bakanlar, BM yetkilileri ve diğer uluslararası kuruluşlar, boş konuşmalar yapıyorlar ve gıdaya erişimi iyileştirmeyi vaat eden ve gerçekte kitlelerin umutsuz durumuna gerçek bir değişiklik getirmeyen işe yaramaz girişimlerde bulunuyorlar. Bu da insanların sorunlarına çözüm bulamadıklarını defalarca kanıtlamaktadır.

Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, her bireyin temel ihtiyaçlarının karşılanmasının hakkı olduğunu bildirmiştir:

لَيْسَلاِبْنِآدَمَحَقٌّفِيسِوَىهَذِهِالْخِصَالِبَيْتٌيَسْكُنُهُوَثَوْبٌيُوَارِيعَوْرَتَهُوَجِلْفُالْخُبْزِوَالْمَاءِ   “Ademoğlunun şu hasletler dışında hiçbir şey demeye hakkı yoktur. Barınacağı bir ev, giyinip örtünebileceği bir elbise, biraz ekmek ile su.” Maalesef İslam yönetim sistemi Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yokluğunda ümmetimizin çocuklarını bile yeterince doyuramıyoruz. İslami sistemin yokluğunda ümmetimizin milyonlarca annesinin en büyük arzusu, sadece çocuklarını hayatta tutmaktır. Bir zamanlar Afrika, Allah’ın yönetimi altında dünyanın gıda sepetiydi. Halife Ömer İbnü’l Hattab’ın yönetimindeki kıtlık döneminde Kuzey Afrika’nın Arabistan halkına gıda takviyesi yaptığı, Müslüman topraklarının zenginlikle dolup taştığı zamanlar olmuştur. Öyle ki 8. yüzyılda Halife Ömer bin Abdülaziz’in yönetiminde İslam’ın ekonomik politikaları ve servetin adil dağılımı nedeniyle Hilafet’in çeşitli vilayetlerinde zekât verilecek insan bulunamamıştır. Tüm dünyanın, refahı, birinci sınıf eğitimi, sağlık tesisleri ve teknolojik gelişmeleri ve dünyanın en büyük üniversitelerinden bazılarının Afrika’da inşa edilmesi nedeniyle Müslüman topraklarını kıskandığı zamanlar olmuştur. Şimdiyse bölgede sadece karanlık ve umutsuzluk hakimdir. Devletler, insan yapımı kusurlu ve yozlaşmış sistemler ve halkına nasıl bakacağını bilmeyen bencil yöneticiler ve rejimler altında gelecek nesillerini hayatta tutmak için mücadele ediyorlar. Kuşkusuz Hilafet Devleti, ümmetin koruyucusudur ve İslam Şeriatı altında bu ümmetin güvenliğini ve refahını yeniden tesis edebilecek tek sistemdir. Bu ümmetin çocukları, artıklardan daha iyisine layıktır. Tüm ihtiyaçlarını karşılayacak, onları kötülüklerden koruyacak, onları insanlığa örnek ve parlak bir nesil olarak yetiştirecek bir sisteme layıktırlar!

وَمَا أَصَابَكُم مِّن مُّصِيبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ أَيْدِيكُمْ وَيَعْفُو عَن كَثِيرٍ “Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder.” ^{[Şura 30]}

Dr. Nesrin Navaz
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları Direktörü