Mısır Milli Eğitim Bakanlığı, 30 Eylül’de başlayacak yeni eğitim-öğretim dönemi itibariyle tek tip okul üniformalarında yüzün kapatılmasını yasaklama kararı aldığını duyurdu. Milli Eğitim Bakanlığı, tüm illerdeki milli eğitim müdürlüklerine bir genelge gönderdi. Kız öğrencilerin her türlü başörtüsü takmasına izin verilen genelgede “Kızların saçlarını örtmesinin isteklerine bağlı olduğu ve öğrencinin isteğine göre örtünmesinde sadece yüzünü kapatmaması şartı olduğu” belirtildi. Mısır Eğitim Bakanlığı, peçe yasağı ile Allah’ın helal kıldığını haram, haram kıldığını da helal kılmaktadır. Bakanlık, türban, eşarp gibi başörtülerin özel kontroller olmadan okullarda takılabileceğini belirtti. Baş ve boyundan göğüs bölgesine kadar salıverilen şeri tesettür, bakanlığın başörtüsü arasına girmiyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَى جُيُوبِهِنَّ “Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar.” ^{[Nur 31]}

Mısır Milli Eğitim Bakanlığı peçe yasağı ile neyi amaçlıyor? Peçe, şeri bir tezahür ve İslami bir kıyafettir. Müslüman kızlar, şeri giysi ile Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan sevap almak umuduyla müminlerin annelerini taklit ederler. Peçenin yasaklanmasının ve buna karşılık her türlü başörtüsüne izin verilmesinin ardındaki motivasyon nedir? Bu, şeri hükümlerin kasıtlı olarak sulandırılması, genç nesillerin kalbinde şeri kıyafetin aşağılanması için bir ortam yaratılması, hatta onları şeri kıyafetten nefret ettirip ilim talebi önünde bir engel haline getirilmesidir. Peçe ve peçeli kadınlar, bakanlıktaki yetkilileri kızdırdılar mı da peçeyi yasaklıyorlar? Yoksa bu, Mısır halkının kalbindeki Allah’ın dinini hedef alan bir yasama politikasının bir adımı mıdır? Ya da bu yasak, ahlaksızlığı ve kanunsuzluğu meşrulaştıran, mümkün olan her yolla CEDAW ve Pekin sözleşmelerini Mısır’a dayatmak isteyen Birleşmiş Milletler’in yeni vizyonu doğrultusunda feminist gündeme hizmet etmek için midir?

Aslında toplumlar ve insanların işlerinin güdümüyle ilgili mevzuat, zihniyeti ve ülkenin yönetildiği eğilimi yansıtan bir aynadır. Peçenin yasaklanması gibi bir karar, Mısır yöneticilerinin İslam’la mücadele boyutunu ve ritüellerinden ne kadar nefret ettiklerini gösteriyor. Onların durumu, kendilerinden önceki Kitap Ehline benziyor.

يُؤْمِنُونَ بِالْجِبْتِ وَالطَّاغُوتِ وَيَقُولُونَ لِلَّذِينَ كَفَرُوا هَؤُلَاءِ أَهْدَى مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا سَبِيلاً “Kendilerine Kitap’tan bir nasip verilmiş olanları görmüyor musun? Onlar “cibt”e ve “tâğût”a inanıyorlar. İnkâr edenler için de, “Bunlar, iman edenlerden daha doğru yoldadır” diyorlar.” ^{[Nisa 51]}

Mısır halkı hayırlı ümmetin bir parçasıdır. Ülkelerinde, Allah’ın dinine kurulan tuzak ve desiselere rağmen hâlâ bu dine sımsıkı sarılmaya, ritüelleri üzerinde sebat etmeye devam ediyorlar. Bütün bu incitici darbeler, kalplerindeki akidenin ve imanın dipdiri ve sağlam olduğunun göstergesidir. Bedenin geri kalanı gibi onlar da Allah’ın kendisine itaat edenleri şereflendireceği, isyankarları ise aşağılayacağı bir günün özlemini çekmektedirler. Allah’tan bizi ve onları itaati üzerinde sebat ettirmesini ve zaferini hızlandırmasını diliyoruz. Ki Şeriatıyla yönetilelim ve kalplerimiz hidayetinin egemenliğiyle huzur bulsun. Kuşkusuz O buna kadirdir.

وَيَقُولُونَ مَتَى هُوَ قُلْ عَسَى أَن يَكُونَ قَرِيباً“Ne zamanmış o?” diyecekler. De ki: “Yakın olsa gerek!” ^{[İsra 51]}