حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT-BA-2023-MO-TR-13 |
H. 14 Safer 1445 M. Çarşamba, 30 Ağustos 2023 |
Fransa, İslam’la Bağlantılı Olan Her Şeye Karşı Savaşını Sürdürmek İçin Müslüman Kadınların Okullarda Abaya Giymesini Yasaklıyor!
Fransa Eğitim Bakanı Gabriel Attal Pazar günü yaptığı açıklamada, Fransız okullarında abaya giyilmesini yasaklama karar aldıklarını duyurdu. Abayadan kasıt, cilbab olarak da bilinen uzun geniş elbisedir. Attal, Fransız televizyonu TF1’e verdiği röportajda, “Okulda abaya giymek artık mümkün olmayacak” dedi. Attal, ülke çapında derslerin başlaması öncesinde okul müdürlerine “ulusal düzeyde net kurallar” vereceğini kaydetti. Fransa Eğitim Bakanı’nın duyurusunu yaptığı bu karar, konuyla ilgili aylardır süren tartışmaların ve aşırı sağdan gelen yasaklama çağrılarının ardından geldi. Yine bu karar bu durumun okullarda giderek yaygınlaştığı ve bu konuda öğretmenler ile veliler arasında gerginliklerin yaşandığına ilişkin raporların ardından gelmiştir. Fransız hükümeti üyeleri Pazartesi günü yaptıkları açıklamada alınan ve destekledikleri önlem hakkında şunları söylediler: “Fransa’da okullarda abaya yasağı, siyasi saldırılara karşı birlik olma ihtiyacına yanıt veriyor.” Hükümet sözcüsü Olivier Veran bile bunu açıkça ifade etti: “Bu siyasi bir saldırıdır. Siyasi bir jesttir. Abaya giymek bir tür dini propagandadır.” Fransa Eğitim Bakanı, laikliği tehlikeye atanlara karşı birleşik cephe oluşturulması çağrısında bulunarak, 2025 yılına kadar yılda 300.000 memura, 2023 sonuna kadar da 14.000 idari çalışanın tamamına eğitim verileceği sözünü verdi.
Evet, küstahça ve tevriye yapmadan bunun siyasi bir savaş olduğunu, daha doğrusu varoluşsal savaşı olduğunu açıkladılar. İslam’ı gerçek bir tehdit olarak görüyorlar ve herkesi seferber ederek İslam’ı tebliğ etmek olarak gördükleri şey karşısında herkesi yanlarında durmaya çağırıyorlar.
Evet son yıllarda okullarda, enstitülerde ve üniversitelerde abaya giyen kadınların sayısında bir artış oldu. Bu, Müslüman kadınların Rablerinin hükümlerine bağlanma ve birçok Fransız kadının İslam’a girme arzusundan kaynaklanıyor. Hükümetin 2004’ten bu yana okullarda başörtüsünü yasaklamak için getirdiği kısıtlamalara rağmen bu durum, Müslüman kadınları eritmeyi, dinlerinden tamamen uzaklaştırmayı, bedeninin büyük bir kısmını açan çıplak Batılı kadının tam bir kopyası yapmayı başaramamıştır. Bu durum uykularını kaçırmış ve uzun, örtülü, bol veya dar kıyafetleri İslam’la ilişkilendirmeye ve onu dini bir sembol olarak görmeye başlamışlardır. Bu yüzden tesettüre, kadın futbolcuların başörtüsüne, şimdi de abaya karşı savaş açmışlardır. Ekim 1989’da, “Creel Hijab Olayı” olarak bilinen olayda, ortaokul öğrencisi 3 kız başörtüsünü çıkarmayı reddettikleri için okuldan atılmıştır. Yüksek İdare Mahkemesi 27 Kasım 1989’da öğrencilerin dini aidiyetlerini gösteren semboller taşımalarının laikliğe aykırı olmadığına karar vermiş olsa da başörtüsü sorunu, 2004 yılına kadar gündemde kalmaya devam etmiştir. 2004 yılında tüm kamu ilk ve orta okullarında dini simgelerin kullanılmasına yasak getirilmesi kabul edilmiştir. O dönemde meselenin tamamen siyasi olduğu, her zaman başımızı ağrıttıkları bireysel özgürlüklerle çeliştiği açığa çıkmıştır.
Ardından 2010 yılında halka açık yerlerde peçe yasaklanmış ve Avrupa Birliği Yüksek Mahkemesi 2021’de işverenlere, çalışanların işyerinde peçe giymesini yasaklama hakkı veren bir karar almıştır. Fransa Danıştay’ı da geçtiğimiz Haziran ayı sonlarında kadın futbolcuların başörtüsü takmasının yasaklanması kararına destek verdiğini açıklamıştır. Şimdi de abayayı yasaklıyorlar, safların sıkılaştırılmasına ve laiklik cephesinde yer alınmasına çağrıda bulunuyorlar. Bunun İslam’a karşı siyasi bir savaş olduğunu açıkça ilan ediyorlar. Peki hangi laiklikten bahsediyorlar? Hak ve özgürlüklerin garantörü olduğunu iddia ettikleri laiklikten mi? Yoksa başörtüsü ve abaya giymeyi tercih ettikleri için genç kızların eğitim hakkını elinden alan ama haçlı kolyelere ve Yahudi kippalarına göz yuman laiklikten mi? Yoksa hukuka saygı duyduğunu ve ihlalleri önlediğini iddia ettikleri laiklikten mi? İktidardakiler, özellikle de konu Müslümanlar olduğunda laikliği defalarca ihlal etmişlerdir. Ramazan Bayramı’nda okula gelmeyenler hakkında istihbarat toplanması ve listelerinin tutulması hafızalardan uzak değildir. Yoksa çağrıda bulundukları ve kendi standartlarına göre şekillendirdikleri laiklik, Attal’ın dediği gibi “Kişinin okul yoluyla özgürleşme özgürlüğü mü dür?” Önemli olan, İslam ve İslam ile ilintili her şeye karşı bir savaştır.
Fransa Eğitim Bakanı’nın eğitim kalitesinin düşmesi, okullardaki kapasite eksikliği, düşük gelirli ailelere yönelik okul yardımlarının yetersiz olması ve diğer sorunların yanı sıra yozlaşmanın yayılması, kötü eğitim ve çocuklar arasında cinsel ilişki ve uyuşturucunun yayılması gibi Fransa’daki eğitim ve okulların yaşadığı ciddi sorunlarla ilgilenmesi yakışık alırdı. Bu sorunlar artık Fransa’daki veliler için bir sır değil. Ama hayır, bakanın görüşüne göre bu sorunlar bekleyebilir! Paketleri artık sadece abaya ve uzun gömlekler için harcanması gerekir!
Fransız politikacılar, hatalarını sürdürüyorlar. Kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. İslam’a ve Müslümanlara karşı savaşlarında hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyorlar. Dolayısıyla Fransa’daki Müslümanlar, Allah’ın izniyle İslam Devleti kuruluncaya kadar dinlerinde hedef olmaya devam edeceklerdir. Hilafet mazlumlara sığınak olacak, onları komplocuların tuzaklarından koruyacaktır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizbuttahrir.today |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |