حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT-BA-2024-MB-TR-03 |
H. 3 Ramazan 1445 M. Çarşamba, 13 Mart 2024 |
Yahudi Hapishanelerinde Kadın Esirlerin Bulunması Suçtur, Vahşettir, Asalet ve Merhamet Sahibi İnsanlar İçin Bir Yardım Çığlığıdır
Filistin Esirler Cemiyeti (Tutuklu ve Eski Tutuklu İşleri Komitesi, Filistinli Mahkumlar Kulübü ve Addameer Mahkum Desteği ve İnsan Hakları Derneği) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir rapor yayınladı. Raporda “Bu yıl, “İsrail”in Filistinli kadınlara yönelik en kanlı yılı.” ifadesi kullanılarak Filistinli kadınları hedef almanın,” işgalin ilk yıllarından bu yana en bilinen, sabit ve sistematik politikalardan biri” olduğu vurgulandı. Halihazırda işlenen suçlara, “Filistinli kadınların onlarca yıldır süren işgal boyunca tanık olduğu, 7 Ekim sonrasının istisnai bir durum olmadığı” ifade edilen raporda, “İşgalin 7 Ekim’den sonra Kudüs dahil Batı Şeria’da ve 1948’de işgal ettiği bölgelerde yaklaşık 240 kadını gözaltına aldığı” kaydedildi. Ayrıca “Gazze’de alıkonulan kadınların sayısı hakkında net bir bilgi olmadığı” aktarılan raporda, “bir kısmının alıkonulup daha sonra serbest bırakıldığı ancak hala askeri kamplarda alıkonulan kadınların bulunduğu ve zorla kaybedilmeye maruz bırakıldıkları” belirtildi. Raporda, “Bu raporun yayınlandığı tarih itibariyle, işgal hapishanelerinde tutulan ve çoğunluğu Damon Hapishanesi’nde bulunan kadın esir sayısının 60’a ulaştığı, aralarında 2 çocuk, 24 anne, 12 idari tutuklu, 12 kadın esir, 12 kız öğrenci, 2’si yaralı olmak üzere 11 hastalık ve sağlık sorunu yaşayan kadın esirin yanı sıra kadın esir eşi ve annesi, kız kardeş ve şehit annesi olan kadın esirlerin de olduğu” belirtildi.
Raporda “Aralarında esir ve şehit eşlerinin, yetmiş yaş üstü bazı annelerin de bulunduğu kadınların, bir aile üyesini teslim olmaya zorlamak amacıyla rehine olarak tutulduğu” kaydedildi ve “Rehin olarak tutulmalarıyla birlikte evlerinin tahrip edildiği, çocuklarının korkutulduğu, para ve altın takılarına el konulduğu, aranan oğul veya kocayı öldürmeye kadar varan taciz ve tehditler yapıldığı” ifade edildi.
Bu raporlar ve istatistikler yürek parçalayıcıdır. 7 Ekim 2023 olaylarından sonra Yahudi varlığının hapishanelerindeki kadın esirlerin maruz kaldıkları çıplak arama, onurlarına saldırı ve acımasız işkenceler gibi trajik koşulları yürek burkucudur. Bu raporlar, bir mümin hakkında bir yemin ve ahit gözetmeyen, kadın-erkek, yaşlı-genç ayrımı yapmayan, kadın ve çocuklara karşı aslan kesilen, onları hedef tahtası ve “zaferlerinden” biri haline getiren bu cani ve korkak varlığın gerçekliğini vurguluyor.
Sahte ve aldatıcı sloganlarla Dünya Kadınlar Günü’ne övgüler düzüyorlar. Mübarek Topraktaki hapishane ve hapishane dışındaki kadınlarının durumu hiç kimse için sır değildir. İşte Gazze’deki kadınların durumu bu. Acımasız suç makinesinin elinde nelere maruz kaldıkları gözler önünde. Söylemeye gerek yok, resimler ve videolar her şeyi anlatıyor. Ancak genelde Mübarek Toprak özelde Gazze’deki kadınlar için ağlayacak hiçbir kimse yok. Onlarınki bir din, iman, sebat, İsra ve Miraç topraklarında Ribat davasıdır. Dine ve hükümlerine isyan, CEDAW ve Pekin gibi kadın yasalarına ve sözleşmelerine uyma davası değildir. Zaten böyle olmuş olsaydı, o zaman Batılı ülkeler ve kurumlarının onları kurtarmak için seferber oldukları görürdük. Fakat bu suçlara sessiz kalmadıkları gibi faillerini desteklemekte ve onlarla işbirliği yapmaktadırlar. Bırakın Müslüman ülkeleri, dünyada bu sloganlara ve goygoycularına acaba aldananlar kaldı mı?
Ey insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet! Kız kardeşleriniz ve onurlarınıza karşı suç işleniyor, öldürülüyorlar, yaralanıyorlar, hapsediliyorlar, işkence görüyorlar, onurları çiğneniyor, kendileri ve çocukları açlığa maruz bırakılıyor, çadırlarda yaşıyorlar, kışın soğuğundan bile korunamıyorlar. Peki siz ne yapıyorsunuz ey Müslümanlar?
Ey rütbe ve madalya sahipleri! Ey Müslüman ordularındaki güç ve kuvvet ehli! Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, bir Yahudi başörtüsünü açtı diye bir kadını savunmak için Beni Kaynuka’yı sürgün etti. Mutasım, Müslüman kadın esirin feryadı üzerine büyük bir ordu hazırlayıp siyah atı üzerinde Amuriye’yı fethetti. Kılıç kitaplardan daha doğru bir haberdir. Müslüman bir kadının feryadı üzerine Muhammed bin El Kasım, Müslüman kadınların gemisini ele geçirerek onları esir alan Sindh Kralı’nın tahtını yerle bir etti. Müslüman kadınları korkutan kişiyi yakalayan Kuteybe ibn Müslim, o zavallı kişinin fidye olarak teklif ettiği altın ve gümüşleri kabul etmeyerek şu meşhur sözünü söylemiştir: “Allah’a yemin olsun ki, Müslüman bir kadını asla korkutamayacaksın” dedi ve öldürülmesini emretmiştir. Peki Allah katındaki sayfalarınızda ve tarihin sayfasında sizin hakkınızda neler yazılacak? Mertlik ve yiğitlikten yoksun vurdumduymazlar kategorisinde mi yazılacaksınız? Yoksa aranızdan bu büyük kahramanlara ve liderlere benzeyen birileri çıkacak mı? Hadi çok geç olmadan Allah’a hayır ameller takdim edin.
وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ “Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur.” [Enfal 72]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizbuttahrir.today |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |