Aden İli Sağlık ve Nüfus Müdürü, UNICEF ve Dünya Sağlık Örgütü gibi insani yardım kuruluşlarına göre hamile kadınlar arasında dünyanın en yüksek ölüm oranının Yemenli kadınlarda olduğunu söyledi. 100 bin yeni doğan çocuktan 365’i ölü doğuyor. İnsani yardım kuruluşları, genel tahminlere göre yüzde 22’i doğumun sağlıklı koşullarda gerçekleştiğine dikkat çekti. Acil durumlarda ambulans yetersizliği ya da eksikliği var. Bunun sonucunda hamile kadınların yüzde 33’ü sancılı doğum yapmaktadır. 

 Yıllar önce yapılan bir ankete göre hamile kadınların yüzde 65’in ebe gözetiminde doğum yapmadıkları ortaya çıkmıştır. Hamile kadınların yüzde 20’si de çeşitli nedenlerden ötürü sağlık merkezlerindeki sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor.

 Nitekim çatışma ve siyasi istikrarsızlığın yaşandığı tüm ülkelerde, kadın ve çocuklar toplumun en savunmasız sınıfıdır. Bu kanlı çatışmaların ve yozlaşmış politikaların yıkıcı sonuçlarının kurbanları kadın ve çocuklardır. Yemen’deki kadınların bu trajik sağlık durumunun nedeni, stratejik öneme sahip bu ülkede İngiltere ile Amerika arasında devam eden hegemonya savaşıdır. Bu çatışma sonucunda ülke, yıllardır acımasız savaşa tanık olmaktadır. Bir diğer nedeni de uluslararası kurum ve kuruluşları yıllardır uyguladığı sömürgeci politikalar ve laik kapitalist sistemdir.

 Suudi Arabistan liderliğindeki ABD-Arap koalisyonu tarafından yürütülen askeri operasyonlar üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçmiştir. Suudi Arabistan, bu operasyonların amacının bölgenin güvenliğini, uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden Husi saldırganlığından Yemen ve halkını korumak, “terör örgütleri karşısında” Yemen’e yardım etmek olduğunu iddia etmektedir.

 Aslında bu askeri operasyonlar, Yemen halkını felaketten felakete sürüklemektedir. Hava saldırıları sonucunda sağlık tesisleri, hastane ekipmanları ve tıbbi cihazlar tamamen yerle bir olmuştur. Çatışma taraflarının bombardımanı nedeniyle tıbbi malzeme, ilaç, elektrik ve jeneratör eksikliği çekilmektedir. Bu nedenle ülke genelinde sağlık hizmetleri aksamaktadır.

Tüm bunlar, zaten trajik bir durum yaşayan Yemenli kadınların sağlık koşullarını iyice kötüleştirmektedir. Sağlık hizmetleri yetersizliği ve kötü sağlık bakımı dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Buna ek olarak bebekler ve yeni doğan çocuklar, Müslüman Yemen halkını, kadın ve insanlığa hiçbir değer vermeyen laik sistemlere göre yöneten ardışık ajan hükümetlerin yönetimi altında tıbbi ihmal ve doğru beslenmekten yoksundur. Laik sistemlerin tek amacı, kapitalistleri korumak, onların servetlerini geliştirmek, Batı çıkarlarını muhafaza etmek ve sömürgecilik planlarını uygulamaktır.

Ey Müslüman Yemen halkı! Özellikle de ey kadınlar! Çektiğiniz bu sıkıntıların yegâne nedeni, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin yokluğudur. Hilafet Devleti, insani sağlık kaynaklarını, yeterli sağlık altyapısını ve kolayca erişilebilirliği güvence altına alır. Çünkü halk sağlığı, toplumun temel ihtiyaçlarından biridir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

الإمام راع، ومسؤول عن رعيته“İmam çobandır ve güttüklerinden sorumludur.”^[Buhari]

Bu nedenle sorunlarınızın tek çözümü, İslam sistemini kapsamlı bir şekilde uygulamaktır. İslam, Yemenli kadın, erkek ve çocukları korur. Dolayısıyla Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Kadın Kolları olarak biz, tüm Yemenli kadınları Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak ve İslami hayatı yeniden başlatmak için bizimle birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Ki böylece dünya ve ahiretin güzelliğine nail olalım.