Keşmir Günü, bugün tüm Pakistan genelinde coşkuyla kutlandı. İnsanlar, Keşmirli Müslümanlar ile dayanışma içinde olduklarını göstermek ve marşlar söylemek amacıyla gösteriler düzenlediler. Rahil-Navaz rejimi bile büyük bir gayret ve coşku ile bu günü kutladı.

Geçen altmış sekiz yılının ardından Keşmir, hâlâ Hindistan işgalinden kurtarılamadı. Keşmir ve Pakistan Müslümanları, konuyu Birleşmiş Milletler'e taşıyarak "uluslararası topluma" güvendi. Ama hiçbir sonuç elde edemediler. Aynı uluslararası toplum, özellikle Amerika, konunun Pakistan ile Hindistan arasında karşılıklı müzakereye dayalı olarak çözülmesi gerektiği tavsiyesinde bulundu. Ancak Hindistan, bu konuda konuşmayı hatta gündeme gelmesini bile reddetti. Keşmirli Müslümanlar ve bölge halkı, yıllarca cihat ettiler. İlk kez General Müşerref, Amerika'nın talimatı doğrultusunda Keşmir cihadından desteğini çekti. Ve o zamandan beri de her hükümet aynı politikayı takip edegeldi. Bugün Keşmir Müslümanları, Hindistan'ın zulmü ile karşı karşıyalar ve hiç bir yerden yardım almaksızın kendi kurtuluşları için kendi başlarına mücadele ediyorlar.

Geçen altmış sekiz yıl şunu gösterdi ki "Uluslararası topluma" başvurarak Birleşmiş Milletler aracılığıyla, ikili görüşmelerle ya da birey ve grupların cihadı ile Keşmir kurtarılamaz. Keşmir, sadece cihat eden ordular ile kurtarılabilir. Dolayısıyla Keşmir'i kurtarmak için Pakistan silahlı kuvvetleri altında cihat yapmak kaçınılmazdır. Mevcut Rahil-Navaz rejim, bunu yapamaz. Bu rejimin meselesi, Afganistan'da Amerikan Haçlı ordusuna karşı cihat eden mücahitleri terörist olarak ilan etmek ve sınırlarını onlara kapatmaktır. Keşmir Günü Rahil-Navaz rejiminin yaptığı konuşma, eylemleri ile taban tabana zıttır. Şimdiye kadar bu hükümet, General Müşerref'in Keşmir'de cihadı yasaklayan politikasını hep sürdüre geldi. Hindistan ile ticaret ilişkisi kurmak amacıyla her türlü çabayı sarf etti. Kontrol Hattı'nda ve sınırlarda Hindistan saldırganlığına karşı verilen misilleme, utanç vericidir. Rahil-Navaz rejimi, müzakerelere davet eden ve sınırda iki güvenlik gücümüzü şehit eden Hindistan'ı sadece ve sadece kınamakla yetindi.

Hizb-ut Tahrir, Keşmir ve Pakistan Müslümanları ile silahlı kuvvetler içindeki samimi subaylara şunu açıkça vurgulamak ister ki Keşmir, ancak Pakistan ordusu altında cihat yaparak kurtarılabilir. Ve bu da sadece Hilafet tarafından realite edilebilir. Hilafet, silahlı kuvvetlerin gücünü ve bu bölgedeki Müslümanları bir araya getirecek ve Hindistan'ı kolayca Keşmir'den geri çekilmeye zorlayacaktır. Hindistan, silahlı kuvvetlerimiz tarafından desteklenen bir kaç bin mücahit ile baş edemediği için Keşmir'e 500 bin asker konuşlandırmak zorunda kaldı. Hal böyleyken Hilafetin ordusu ile nasıl baş edecek? Bu nedenle Pakistan halkı, silahlı kuvvetler içindeki kardeşleri ve evlatlarından Hilafetin kurulması için Hizb-ut Tahrir'e nusret vermelerini talep etmelidir. Bu bölgedeki Müslümanların görkemli tarihini tekrar diriltmek için de samimi subayların Hizb-ut Tahrir'e nusret vermeleri gerekir.

فَلاَ تَهِنُواْ وَتَدْعُوۤاْ إِلَى ٱلسَّلْمِ وَأَنتُمُ ٱلأَعْلَوْنَ وَٱللَّهُ مَعَكُمْ وَلَن يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ

"Üstün durumda iken gevşeyip barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir." ^{[Muhammed 35]}