Türkiye Vilayeti, Şanlıurfa'da Gıyabi Cenaze Namazı ve Basın Açıklaması Düzenledi
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti Şanlıurfa'da Denizde Boğulan Suriye'li Çocuklar İçin Gıyabi Cenaze Namazı ve Basın Açıklaması Düzenledi
Aylan ve Galip kardeşler ve ölüme yelken açan diğer tüm Müslümanlar için gıyabi Cenaze namazı ve Basın açıklaması yapıldı. Cahit Toprak hocanın okuduğu Basın Açıklamasında "Türkiye Müslümanları olarak, Müslümanların yaşadığı beldelerdeki yöneticilere" şöyle seslenildi:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.
Aziz ve kahhar olan Rabbimiz, niyazımız sanadır, yakarışımız sanadır.
Değerli Müslümanlar, Kıymetli kardeşlerim
Bugün burada 2 Eylül 2015 tarihinde Bodrum sahillerinde yüzü kumlara dayalı yatan çocuklarımız, evlatlarımız için bir araya geldik...
Bugün burada cansız bedenleri ile tüm dünyayı utanç içinde bırakan henüz 2 ve 3 yaşında olan Aylan ve Galip kardeşlerin ve daha nice ölüme yelken açan Müslümanlar için bir araya geldik.
Bugün burada Akdeniz sahillerinde yatan o minik elli çocuklar için toplandık.
Ey bizi işiten, gizlediklerimizi ve açığa vurduklarımızı bilen,
Gönderdiğin bu kitap aleyhimize şahitlik ettiği o günde...
Gönderdiğin Resul'ün s.a.v aleyhimize şahitlik ettiği o günde...
Gözlerimiz, dillerimiz, ellerimiz, ayaklarımız, kendi aleyhimize şahitlik ettiği o günde bu masum yavruların 'bizleri niçin ölüme terk ettiniz, bizleri niçin zalimin eline bıraktınız, bizler.. yerimizi yurdumuzu sizin bombalarınız yüzünden terk ettik' diye şikayet ettiklerinde Ya Rabbi bizleri bu zulme sessiz kalmayan ve tüm zalimlere karşı hakkı haykıran kullarından eyle.
Bizleri bu günahı yüklenen kullarından eyleme Ya Rabbi...
Kıymetli müslümanlar, değerli kardeşlerim.
Suriye kasabı, kimyasal silah kullandı, çocuklarımız nefessiz kaldı, can verdi, Sessiz kalındı. Her ramazan ayı geldiğinde İsrail Gazze’de çocukların üzerine fosfor bombası attı, Sessiz kalındı.
Yanı başımızda, Suriye’de çeşitli zulümler yaşandı, bir halka kıyıldı, bir ümmet yok edildi, sadece kınamakla yetinildi.
Müslümanların topraklarında kafir Amerika sivil halkın üzerine bombalar attı, Tepkisiz kalındı. O Acımasız bombalar, kadınların, çocukların, yaşlıların ve gençlerin bedenlerini paramparça ederken, sessiz kalındı.
İncirlikte Türkiye'nin de müttefik olduğu Batılı kafirler, Suriye’de terörü bahane ederek sivil Müslümanların üzerine ölüm yağdırdı. Dünya seyretmekle yetindi. Oysa Resul Sallallahu aleyhi Vessellem buyurmadı mı '' mazlumun bedduasından sakının. Çünkü o hakkını Allahtan ister ve Allah hakkını sahibine mutlaka verir.
İsrail'i ve Amerika'yı, Batıyı ve Hain yöneticileri, Firavunu helak ettiğin gibi helak eyle ya Rabbi.
Nemrud'u zelil ettiğin gibi, Karun'u yerin dibine geçirdiğin gibi zalimleri de... zulme rıza gösterenleri de zelil et ya rabbi, saraylarını yerin dibine geçir Ya Rabbi.
Acısını içimize gömdüğümüz, bir fert olarak seyretmekten başka bir çaremizin olmadığı bu görüntüler karşısında sadece ve sadece seyretmekle yetinen, suçu başkasına havale eden suskun ve zelil yöneticileri yanlız ve yanlız sana şikayet ediyoruz Ya Rabbi.
Kıymetli kardeşlerim ne için susarız biliyor musunuz?
Çünkü Amerika dünyanın tek süper gücü, yenilmez kuvveti ve batı özgürlüklerin ve barışın yılmaz temsilcisidir deniyor.
Gerçekten böyle mi kardeşlerim?
Gelin tarihe bakarak o kafir batının dünya barışı için ve Müslümanlar için neler yaptığını hatırlayalım:
Bosna da.. binlerce Müslümanı Sırp kasaplarına teslim eden, kafir batının vicdanı değil midir?
Özbekistan da yüzlerce Müslümanı ömür boyu hapsettiren, eziyetine alkış tutan, kafir batının vicdanı değil midir?
Myanmarda Budistlerin Müslümanları öldürüp evlerini başlarına yıkmasına susan, kafir batının vicdanı değil midir?
Irakta Saddam askeriyle kaçarken, ölmeyi Iraklı Müslümanların kaderi sayan zihniyet, kafir ABD ve batının vicdanı değil midir?
Allahumme Ya Hayyu Ya Kayyum..
Ya Zel Celali Vel İkram...
Suriye de 5 yıldır bütün dünyanın gözleri önünde Müslüman kardeşlerimizin kanını döken, Onları yerlerinden, yurtlarından eden, Onlara dünyayı dar eden Esat ve taifesini yok et Ya Rabbi...
Myanmar’da Müslümanlara zulmeden, Onların evlerini ateşe veren, Çocuklarını katleden Hindu Budistleri kahr-u perişan et Ya Rabbi…
Yakın zamanda, çocuklarımızla beraber karşılayacağımız kurban bayramında,
Kobanide, Hamada,humusta, derada, rakkada, şamda, korkuyla avuçlarını açmış, masum yavruların ve çaresiz annelerin duaları hürmetine,
Onları ve tüm mazlumları felaha çıkar Ya Rabbi...
Biz, Vicdanı olmayan, merhameti olmayan kafirlerden medet beklemiyoruz.
‘’Akdeniz’e sınırı olan bu ülkeler bu insanları kabul etmeliler’’ demiyoruz.
Bizler Türkiye Müslümanları olarak, Müslümanların yaşadığı beldelerdeki yöneticilere şunları söylüyoruz.
Ey Yöneticiler! Müslümanların malları ve canları ne zamandan beri kâfirlerin korumasına ve insafına terk edildi.
Ey Yöneticiler! Batının medeniyetinin, merhametinin, insanlığının Türkiye sahillerine vurduğunu görmüyor musunuz?
Amerika ve İngiltere’nin, Irak ve Afganistan’da yüz binlerce çocuğu yetim ve öksüz bıraktığını unuttunuz mu?
Fransızların Cezayir’de ve Malide neler yaptıklarını, İtalyanların Libya’da neler yaptıklarını unuttunuz mu?
Nasıl olurda hala Amerika’dan Avrupa’dan ve diğer kafir ülkelerin yöneticilerinden medet umarsınız.
Ey Yöneticiler!
Bir taraftan boğulan çocukların suçlusu olarak Batı’yı gösterirken,
Öte taraftan ABD ve Batılı askerlerin topraklarımıza gelerek Suriye ve Irak halkını bombalaması için tezkere çıkartıyorsunuz
Bir taraftan uluslararası toplumdan şikâyetçi olurken,
Öte taraftan ABD ve NATO’ya hava üslerimizi açıyorsunuz, onların katliam ve cürümlerine ortak oluyorsunuz. Bu ne yaman çelişkidir.
Allah sizleri ıslah etsin..
Allah sizlere bildiği gibi muamele etsin.
Ey Resulün varisleri olan alimler, bunca yaşanan zulme karşı neden sesinizi birleştirip hakkı haykırmazsınız. Neden yöneticilerinizi muhasebe etmezsiniz. Neden mazlumların sesi olmayarak bu acılara ortak oluyorsunuz.
Ya Rabbi, Sen Hakkı haykıran alimlerin ve önderlerin sayısını arttır.
Şunu bilelim ki kardeşlerim. Bu zulümlerin ve acıların son bulması, ancak ve ancak Raşidi bir Hilafet devletinin ikamesi ile mümkündür.
Allahumme Ya Kahhar ya azim.
ya zel celali vel ikram
Allah’ım kafirlerin uykusunu kaçıracak Hilafet Devleti'ni geri getir
Allah’ım ümmetin vahdetini sağlayacak Hilafet Devleti'ni geri getir
Allah’ım yeryüzüne İslam’ın adaletini taşıyacak Hilafet Devleti'ni geri getir.
Allah’ım feryadımıza koşacak Halife Mutasım’lar, Harun Reşitler gönder.
Gözyaşlarımızı dindirecek Selahaddin Eyyub’iler, Tarık bin Ziyadlar gönder
Allah’ım biz günahkarız, sen merhametlisin
Bize amellerimizle muamele etme
Bizi rahmetinle yargıla
Günahlarımızı affet, bizleri bağışla
Şüphesiz sen tevbeleri çokça kabul edensin
Bizleri de affeyle Ya Rabbi.
Ve ahiru davane ve devahum enil hamdulillahi rabbil alemin.
23 Zilka'de 1436 H - 07 Eylül 2015 M
Resim Galerisi
https://www.hizbuttahrir.today/tr/index.php/dava-haberleri/t%C3%BCrkiye/5386.html#sigProIdc2a148c068