Çarşamba, 25 Şevval 1446 | 2025/04/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcının Belirlenmesinde Sadece Hilalin Görünmesini Benimsemede Israr Etmenin Nedeni!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcının Belirlenmesinde Sadece Hilalin Görünmesini Benimsemede Israr Etmenin Nedeni!

Haber:

Uluslararası Astronomi Merkezi (IAC), Müslümanların oruç ayının hilalinin görülebileceği günü belirleyen astronomik hesaplamaları benimseyerek 2025 yılında mübarek Ramazan ayının ne zaman başlayacağına karar verdi.Merkez, internet sitesinde yaptığı açıklamada, Müslüman ülkelerin 28 Şubat 2025 Cuma günü Hicri 1446 yılı Ramazan hilalini gözetleyeceğini belirtti.O gün hilali görmenin Batı Asya, Afrika'nın büyük bölümü ve Güney Avrupa'dan teleskopla, Amerika kıtasının büyük bölümünden ise çıplak gözle mümkün olduğunu açıkladı. İslam beldelerinde hilalin cuma günü görülme ihtimali bulunduğunu ve hilalin görülmesinin gün batımından önce gerçekleştiğini ve tüm bölgelerde ayın gün batımından sonra battığını göz önünde bulundurarak çoğu ülkenin Ramazan ayının başlangıcını 1 Mart Cumartesi günü ilan etmesinin beklendiği eklemesinde bulundu.

Yorum:

Müslümanlara Ramazan ayının ve Şevval ayının başlangıcını hilalin görünmesini benimsemeleri gerektiğini hatırlatmada ısrarcı olmanın nedeni, bu şerî görüşün racih ve güçlü olduğu ve İslam ümmetinin birliğinin gerçekleşmesi içindir. Zira başta fakihleri olmak üzere Müslümanlar, İslam ümmetinin birliğinin, Müslümanların gerçekleşmesi yolunda ölüm kalım duruşu sergilemesi gereken İslam şeriatının maksatlarından biri olduğu konusunda icma etmiştir. Nitekim İslam, ümmetin birliğinin ve tek bir adamın kalbi üzere kalmasının farz olduğunu ve buna aykırı hareket edenin en ağır bir şekilde cezalandırılacağını belirtmiştir. Zira Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: مَنْ أَتَاكُمْ وَأَمْرُكُمْ جَمِيعٌ عَلَى رَجُلٍ وَاحِدٍ، يُرِيدُ أَنْ يَشُقَّ عَصَاكُمْ، أَوْ يُفَرِّقَ جَمَاعَتَكُمْ، فَاقْتُلُوهُİşiniz (yönetiminiz) tek bir adam üzerinde birleşmiş iken her kim gelir de asanızı parçalamak veya cemaatinizi (birliğinizi) bölmek isterse onu öldürün.” Ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: فَمَنْ أَرَادَ أَنْ يُفَرِّقَ أَمْرَ هَذِهِ الْأُمَّةِ وَهِيَ جَمِيعٌ، فَاضْرِبُوهُ بِالسَّيْفِ كَائِناً مَنْ كَانَHer kim bu ümmet derli toplu iken onun işini dağıtmak isterse, kim olursa olsun hemen kılıçla onun boynunu vurun!” [Sahih-i Müslim] Dolayısıyla Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu ümmeti bölmek isteyenlerin cezasının, ölüm ve öldürme olduğunu açıklamıştır. Bu nedenle Müslümanların birliğini gerçekleştirecek hükümleri talep etmek ve benimsemek; ister Allah'ın indirdikleriyle hükmetmek olsun, ister kendilerini Allah'ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti ile yönetmesi için bir Halife atamanın vacipliği olsun, ister namaz, oruç, hac, zekat ve cihat gibi dinlerinin ritüelleri olsun, ümmeti işlerinde birleştirmek için çalışan samimi insanların amelidir.

İbadetlerin Allah Subhanehu ve Teâlâ'nın istediği ve O'nun razı olduğu şekilde yerine getirilmesinin kolaylığına rağmen, ancak İslam'ı ve Müslümanları gözetleyip duranlar, İslami şiarlarında ümmetin birliğini baltalamayı amaçlayan siyasi gündemleri gerçekleştirmek için fıkhi olarak muteber olmayan görüşleri benimsemekte ısrar ediyorlar; zira onlar, tıpkı sömürgeci kâfirin siyasi olarak elli küsur ülkeye bölüp her ülkenin başına da, amellerinin çoğu küfürle hükmetmek ve Batı başkentlerindeki efendilerini memnun etmek olan ajan bir yönetici yerleştirdiği gibi İslam'ın insanların hayatlarında, hatta namaz, oruç, hac, zekat, cihat ve benzerleri gibi, ibadetlerinde bile uygulanmasını engellemek için tüm kurnazlıklarıyla çalışıyorlar.Her ne kadar Allah Subhanehu ve Teala, şerî hükümleri görünür ve hissedilir şeylere bağlayarak şeriatını kolay ve basit kılmış ola da, bunların anlaşılması avam ile âlim, bedevi ile şehirli için eşittir. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şu kavlinde bu anlama işaret etmiştir: إِنَّا أُمَّةٌ أُمِّيَّةٌ لَا نَكْتُبُ وَلَا نَحْسُبُ، الشَّهْرُ هَكَذَا وَهَكَذَاBiz ümmî bir ümmetiz; ne yazarız ne de hesap ederiz. Ay şu kadar ve şu kadardır; (yani ya yirmi dokuz, yahut da otuz gün çeker.” Böylece dinimizin, ehl-i kitabın ibadetlerini düzenlemek için kullandıkları gibi karmaşık hesaplamalara ihtiyaç duymadığını vurgulamıştır. Ancak bu yöneticiler ve onlarla birlikte saray mollaları, insanlara kendi şiarlarını giydirdiler ve ümmetin siyasi bölünmesini pekiştirmek ve bu bölünmeyi ritüel bölünmeye kadar genişletmek amacıyla alimlerin üzerinde icma ettiği racih olan fıkhi görüşlerden uzaklaştılar. Nitekim alimler, ayın giriş ve çıkışını ispatlamadaki ölçünün, hilalin gözle görülmesi olduğu konusunda icma etmişlerdir; tıpkı sahih bir hadiste şöyle geçtiği gibi: لَا تَصُومُوا حَتَّى تَرَوْهُ، وَلَا تُفْطِرُوا حَتَّى تَرَوْهُOnu (Hilali) görmedikçe oruç tutmayın; onu görmedikçe de bayram yapmayın.” Bu da astronomik hesaplamalara güvenmenin şer'an muteber olmadığına, aksine hilalin görülmesi konusunda hemfikir olsalar bile astrologların sözlerine güvenmeme konusunda icma olduğuna delalet etmektedir. Bu yöneticiler ve saray mollaları, İslam'ın halkalarını koparanlar arasındadırlar; tıpkı Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hadisinde şu şekilde geçtiği gibi: لَيُنْقَضَنَّ عُرَى الْإِسْلَامِ عُرْوَةً عُرْوَةً، فَكُلَّمَا انْتَقَضَتْ عُرْوَةٌ تَشَبَّثَ النَّاسُ بِالَّتِي تَلِيهَا، وَأَوَّلُهُنَّ نَقْضًا الْحُكْمُ، وَآخِرُهُنَّ الصَّلَاةُ İslam halka halka kopacaktır. Bir halka koptu mu insanlar öbürüne sarılacaklar. İlk kopacak olan yönetimle ilgili olandır. Son kopacak olan da namazdır.” [Ahmed rivayet etti]

Şeyhülislam İbn Teymiyye, İbnü'l-Münzir, İbn Abidin, Kurtubi ve diğerlerinin de aralarında bulunduğu âlimlerin cumhuru, ayların ispatı için astronomik hesaplamaya güvenmenin caiz olmadığı konusunda icma olduğunu naklettiler ve gerek oruç ve hac konusunda hilali görmekle, gerekse hilali görmekle ilgili diğer hükümlerde amel ederken astronomların hesabına dayanmanın caiz olmadığını, aksine gözle görmeye dayalı olması gerektiğini vurgulamışlardır.Müslümanların üzerinde icma ettiği şey bu olup racih olan şerî bir delil olmaksızın icmaya karşı çıkan bazı sonradan gelenler dışında bu konuda eski veya modern hiçbir ihtilaf bilinmemektedir. Hilalin görülmesinin ispatında, astronominin hesaplarına değil de gözle görülmesine dayanması, Müslümanların birlik olmasına neden olur ve oruçta birliği gerçekleştirmek için karmaşık hesaplara gerek kalmaz.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasulü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Bilal Muhacir – Pakistan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER