Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Hilafet Yıkıldı Ama Mü’minlerin Ümitleri Yıkılmadı ve Yıkılmayacaktır

بسم الله الرحمن الرحيم

Hilafet Yıkıldı Ama Mü’minlerin Ümitleri Yıkılmadı ve Yıkılmayacaktır

3 Mart 1924’te dinimizin, ırzımızın, malımızın, canımızın, değerlerimizin, kültürümüzün, izzetimizin kalkanı ve koruyucusu Hilafet yıkıldı ama Mü’minler olarak ümitlerimiz asla yıkılmadı.

O günden beri Müslümanlar olarak her türlü zulmü ya bizzat görüyoruz ya binlercesine medya üzerinden yayınlanan resim ve görüntülerle şahit oluyoruz. Açlıktan ölen Yemenli çocuklar; diri diri yakılan Arakanlı ve Orta Afrikalı Müslümanlar; bombalar altında parçalanan Suriyeli, Afganlı, Gazzeli Müslümanlar; aç kurtların yiyip bitirdiği mübarek Filistin... Türkiye’de, Ürdün’de ve birçok yerde samimi masum Müslümanların zindana atılması... Mısır’da samimi ve masum, hayatının baharında genç Müslümanların işkence ve idam edilmesi... Çin’in Uygur Müslümanlarına yaptıkları... Yöneticilerimizin kâfirlere yardakçılığı... Avrupa’da, Rusya’da, ABD’de ve onların kuklası birçok beldemizde İslam karşıtı politikalarla İslami değerlerin, Müslümanların aşağılanması, terörist ilan edilmesi, bacılarımızın başındaki örtülerin yasaklanması... Guantanamolar, Ebu Gureybler, Gulaglar, Felluceler, Halepler... Say say bitmiyor, her gün, her saat başka bir çirkinlik çıkıyor karşımıza... Ama bunlar bugüne kadar Müslümanların ümitlerini yıkmadı, yıkmayacak...

Öte yandan doğrudan bu zulümlere maruz kalmayan beldelerdeki Müslümanlar olarak bizler de işkence yaşıyoruz. Bizlere dünyanın dört bir yanında kardeşlerimizin maruz kaldığı zulümlere dair görüntüler gösterilerek, haberler verilerek psikolojik işkence uygulanıyor. Hani hep duyduğumuz gibi, Mısır’da, Suriye’de, Doğu Türkistan’da vs. yerlerde zebaniler zindana attıkları bir kısım Müslümanlara işkence ederken diğer bir kısmını da iradelerini ve ümitlerini kırmak, çaresizliklerini kabullendirmek ve akıllarını iptal etmek için bu vahşeti izlemeye zorladıkları gibi.

Hâlbuki Allah’a, Peygambere, Kur’an ve Sünnete, ahirete iman etmiş, ecelin, rızkın, kaza ve kaderin Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın iradesinde olduğuna iman etmiş Müslümanlar bu resimleri, haberleri alınca psikolojisi bozulmaması gerekir. Aksine kazanacağı veya kaybedeceği tek şeyin Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın rızası olduğuna iman etmiş Müslüman, bu manzaralar karşısında, zulümlere son verecek fikir, metot ve sayı üstünlüğüne sahip olduğunu bilir ve anında harekete geçer.

Gel gör ki Müslümanları böyle yapmaktan alıkoyan bazı faktörler var... Şöyle ki başımızdaki siyasetçiler, bir takım saray âlimleri, nefsini dünyevi prestij ve kazanca kaptırmış sözde çağdaş Müslüman düşünürler önümüze bir yığın engeller koymak için çabalıyor. Bizleri kardeşlerimizin imdadına yetişmekten alıkoyan sömürgecilerin çizdiği suni milliyetçi sınırlarla hapsediyorlar. Kalplerimizi milliyetçilik, vatancılık, mezhepçilik, menfaatçilik gibi ilkel fikirlerle zapt etmek için uğraşıyorlar. Kur’an ve Sünneti okuyan akıllarımızı bulandırmak için İslami hükümlere saldırıyor Batılı fikir ve değerleri yüceltiyorlar. Özellikle genç nesillerimizin dimağlarını okullardaki eğitim programlarıyla, medya araçlarıyla, başımızdaki siyasetçilerin konuşma ve yaşam tarzı örnekliğinde İslami akidemize düşman Batılı kültürle yıkamaya çalışıyorlar. Daha yetmiyor yoksullukla, işsizlikle, geçim sıkıntısıyla, kötü eğitimle aciz bırakmaya çalışıyorlar. Bu da yetmiyor sömürgeci Batı’nın fabrikalarından çıkma ithal terörle evlerimizi sokaklarımızı korku atmosferiyle dolduruyorlar. Tüm bu oyunlarına kanmayan, bu oyunları ifşa edenleri de vatan haini, radikal dinci veya zerre kadar kanıt olmadan terörist olmakla suçlayıp hapisle, idamla cezalandırıyorlar.

Bir de bazıları çıkıyor; İslam Ümmetinin içinde bulunduğu ıstırabın kaynağı olarak kendisine zorla dayatılan küfür akidelerinin ürettiği nizamdan değil de Müslüman fertlerin zaafından kaynaklandığını yutturmaya çalışıyor. Ümmetin gözünde mevcut sömürgeci kapitalist ideolojilerin rejimlerini değil de Müslümanların şahıslarını felaketlerin müsebbibi göstermeye çalışıyorlar. Ancak tüm çabalarına rağmen Müslümanları alt edemediklerini görünce de İslam’a ve Müslümanlara karşı azgınlıkları daha da artıyor. Ama onlar inkâr etse de Ümmet Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın şu ayetine iman etmiştir: ﴿إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ يُنفِقُونَ أَمْوَٰلَهُمْ لِيَصُدُّوا۟ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ فَسَيُنفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِلَىٰ جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ“Şüphesiz ki inkâr edenler mallarını, (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar. Daha da harcayacaklar. Ama sonunda bu, onlara yürek acısı olacak ve en sonunda mağlûp olacaklardır. Kâfirlikte ısrar edenler ise cehenneme toplanacaklardır.” [Enfal 36]

Demek ki kâfirler ve kâfirlere yardım etmekte ısrar edenler mağlup olacaksa, Allah Subhanehu ve Teâlâ Müminlerine yardım edeceği için mağlup olacaklar. Başka bir deyimle, “muzaffer olmak Müminlerin kaderidir”!

Zira Allah; her zaman Nebilerine ve Rasullerine ve onlara uyanlara yardım etmiştir. ﴿إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ فِى ٱلْحَيَوٰةِ ٱلدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ ٱلْأَشْهَٰدُ“Muhakkak ki biz elçilerimize ve iman edenlere hem dünya hayatında hem de şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.” [Mu’min 51]

Bu ne müthiş bir vaattir!!! Âlemlerin Rabbi Azîz ve Celîl olan Allah vaadinde durandır. Hatırlayın, kaybedenler her zaman Nemrutlar, Firavunlar ve zorbalar olmuştur! Tabi ki Müminler Allah’ın vaadine mazhar olabilmek için çabalamak zorundalar. Bu çabadır işte onların ümitlerini canlı tutan. Bu vaatten haberi olmayanlar olabilir. Onları haberdar etmek her Mü’minin üzerine farzdır! Bu yüce bir davadır, zor bir davadır ama sonu kesin zaferle neticelenecek bir davadır!

Dört Raşid Halife’den, yani Hz. Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali (ranhum)’dan sonra birçok İslam âlimi tarafından beşinci Raşid Halife olarak anılan Halife Ömer b. Abdülaziz şöyle demiştir:

“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve ondan sonraki idareciler sünnet bıraktılar (usul, âdet ve kanun koydular). Onları almak, Allah’ın kitabına sarılmak ve Allah’ın dinini desteklemek demektir. Hiçbir kimse onları değiştirmemeli ve onlara aykırı olan bir şeye bakmamalıdır. Onlara uyan, doğruyu bulmuştur. Onlardan yardım isteyen, muzaffer olmuştur. Birisi onları bırakıp da, Müminlerin yolundan başkasına uyarsa, Allah onu döndüğü yola yöneltir, cehenneme sokar ve orası kötü bir varış yeridir.”

İşte Ümmet içinde zalimlerin, hainlerin, kukla yöneticilerin, saray âlimlerinin açık ve gizli hamlelerini ifşa eden, İslam’ın fikrini, metodunu ve hedefini açık ve net bir şekilde taşıyarak Ümmete öncülük edenler sayesinde, Hilafet’in yıkılmasına rağmen Ümmetin ümitleri yıkılmadı! Aksine bu dönem Ümmet için bir zayıflık, bir sınav, bir kendine gelme dönemidir. Ve Ümmet bu dönemde yaşadığı tüm zorluklara rağmen İslam’dan kopmadı, İslam’dan ve Allah’ın nusretinden ümidini kesmedi... Onun için hala Myanmar’da, Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta ve Afganistan’da mücadele edebiliyor. Direnişi de o kadar güçlü ki kâfirler bir türlü üstün gelemiyorlar, İslam’a ve Müslümanlara karşı savaşlarında harcadıklarının haddi hesabı yok ve tüm sermayelerinin tükenmek olduğu da aşikâr.

Tüm bunların ışığında Ümmetin ıstıraplarına dair gördüğümüz resimler, duyduğumuz haberler bizim ümitsizliğimize neden olamaz. Aksine, içimizdeki öfkeyi ve acıyı daha da canlandırır ve Allah’ın dinine canımızla, malımızla, vaktimizle yardım etmek için daha çok azmederiz. Ey Müminler! Allah’ın dinine yardım etmeye devam edin ki Allah bizlere vadettiği Hilafeti ve iktidarı bir an evvel versin!

﴿يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ

“Ey îmân edenler! Eğer siz Allah’a [Dînine ] nusret verir, zafere ulaştırırsanız, Allah da size nusret verir, zafer ulaştırır ve ayaklarınızı [Dîni üzere] sâbit kılar.” [Muhammed 7]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi adına

Zehra Malik

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER