Cumartesi, 19 Zilkâde 1446 | 2025/05/17
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Şara’nın Fransa’yı Ziyareti, Dikenden Üzüm Uman Kimsenin Hali Gibidir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Şara’nın Fransa’yı Ziyareti, Dikenden Üzüm Uman Kimsenin Hali Gibidir!

Elysee Sarayı'ndan yapılan açıklamaya göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Çarşamba günü Paris'te Ahmed eş-Şara'yı kabul edecek ve bu, Suriye'nin geçici cumhurbaşkanının Avrupa'ya yapacağı ilk ziyaret olacak.Fransız cumhurbaşkanlığı, Macron'un, Suriye'nin tüm bileşenlerine saygı duyan, özgür, istikrarlı ve egemen bir yeni Suriye'nin inşasına Fransa'nın desteğini yeniden teyit edeceğini açıkladı.Bu görüşmenin, barış ve demokrasi arzulayan Suriyelilere karşı Fransa'nın tarihi taahhüdünün bir parçası olduğu eklemesinde bulunarak Macron'un Suriye hükümetine yönelik taleplerini yineleyeceğini, bunların başında da özellikle Lübnan olmak üzere bölgenin istikrarı ve aynı şekilde terörle mücadele olduğunu vurguladı. (6 Mayıs 2025)

Bu konu üzerinde durup bir nasihat, muhasebe, ifşa ve mücadele yapmamız gerekiyor:

İfşa ve mücadeleye gelince; bu, sömürgecinin planları ve Şam ve halkına karşı tuzaklarıdır.

Sömürgeci kafir, ümmetin en azılı düşmanı olup tüm İslam ümmetinin yaşadığı aşağılanma, zayıflık, bölünme ve işkence durumunun sebebidir; zira sömürgeci kafir, devletimizi yıkmış, ülkemizi bölmüş, onu sömürmüş, kanını ve zenginliklerini emmiş, daha sonra ülkeden çıkmak zorunda kalınca da onların başına kendisinin ajanları olan yöneticiler dikmiştir. Onlar da Müslümanlara en kötü işkenceler yaptılar, sırtlarını kırbaçladılar, mallarını yediler, onları fakirleştirdiler ve aşağıladılar. Bundan daha da önemlisi onları, Rablerine, O'nun sevdiği ve razı olduğu şekilde ibadet etmekten mahrum ettiler, onların üzerine kâfir laik sistemleri uyguladılar ve onların İslam'ı uygulamalarını engellediler.Yüz yıl boyunca, ümmetin daha önce bir benzerini görmediği bir kıtlık yaşanmış olup Batı hala bu zifiri karanlık dönemin devam etmesi için gece gündüz çalışmaya devam etmektedir; bu da ümmetin sömürgeleşmiş olarak kalması, ümmet ile onun izzeti, otoritesi ve onurunu geri elde etmesi arasında engel olmak ve ümmetin kendi pençesinden ve dişlerinden kurtulmasını engellemek içindir.

Fransa, Müslüman ülkeleri sömürgeleştirme, bölme, zenginliklerini yağmalama ve halklarını öldürme konusunda öncüdür. O ve ortağı İngiltere, Suriye de dahil olmak üzere bölgedeki Müslüman ülkelerin çoğunu sömürgeleştirdi ve Osmanlı Hilafet Devletini yıktıktan sonra Müslüman ülkeleri İngiltere ve Fransa dışişleri bakanları arasında yapılan sözde Sykes-Picot Anlaşması uyarınca sınırlarını ve çizgilerini belirledikten sonra böldüler.

Özellikle Suriye, çeyrek asırdan fazla bir süre boyunca Fransız sömürgesinde olup manda adı altında doğrudan sömürülmüş, ardından Şam'ı katledip, yok edip parçaladıktan sonra ülkeden çıkmış ve arkasında da, insanları ezmeye, ülkeyi yağmalamaya ve İslam'la savaşmaya devam eden kendi ajanlarından oluşan yöneticiler bırakmıştır; hatta sömürgeci Batı'nın en son sebep olduğu şey ise, suçlarda vahşi hayvanlardan daha acımasız, İslam ve Müslümanlarla savaşta Batı'nın da ötesine geçen Esad hanedanının tiranlarını iktidara getirmek olmuştur.

Şimdi Macron gelmiş, uysal bir kuzu gibi ve bizi önemseyen bir dille konuşuyor, Fransa'nın Suriye toplumunun tüm bileşenlerine saygı duyan özgür, istikrarlı ve yeni bir Suriye'nin inşasına destek verdiğini iddia ediyor!

Sömürgeci Fransa nereye gitti acaba?!Buharlaşıp gitti de yerine barış güvercini mi geldi?Peki bizim Şam'daki halkımız, Beşar, babası ve onların uzun yıllar süren rejimi tarafından ezilip aşağılanıp küçük düşürüldüğü onca yıl boyunca neredeydi?!Yoksa Macron ve Batı liderleri, insan hakları, toplumların istikrarı, insanların özgürlüğü ve devletlerin egemenliği konusunda, halklar diktatörlerden ve büyük suçlulardan kurtulup İslam'ın uygulanmasını ve sömürgecilikten kurtulmayı talep etmeye başladığında ortaya çıkan bir kişilik bölünmesi mi yaşıyorlar?!

Cevap; şüphesiz sömürgeci Fransa buhar olup uçmadı ve o hala aynı Fransa'dır; dolayısıyla Fransa, kişilik bölünmesi ya da kimlik kaybı yaşamıyor; aksine o, on yıllar boyunca Şam'ı sömürgeleştiren aynı Fransa olup bugün de daha önceki sömürgeciliğe sadakatle bağlılık gösteren ve İslam'ın iktidara gelmesini engelleyenlerin yolundan gitmeleri için yeni yöneticileri boyunduruk altına almaya çalışıyor.

Bu nedenle Elysee Sarayı, yeni yöneticilerin terörizmle mücadele etmeleri yönündeki taleplerini vurgulamaktan çekinmemiştir; terörizmden kastedilen ise İslam, İslamcılar ve Allah'ın şeriatının uygulanmasını ve sekülerizmin, küfrün ve sömürgeciliğin reddedilmesini talep eden herkestir.

Aynı şekilde Elysee Sarayı, demokrasiye olan desteğini ve Suriye toplumunun bileşenlerine saygıyı vurgulamaktan da çekinmemiştir; yani bu, tüm toplum bileşenlerinin haklarını güvence altına alma bahanesiyle ülkenin zayıflamasını ve halkının bölünmesini sağlamak için laikliğin, yani küfür olan demokratik yönetim sisteminin uygulanmasının gerekliliği anlamına geliyor.Fransa'nın temelini atıp denetlediği Lübnan modeli, Fransa'nın Şam için çalışıp hayalini kurduğu bir örnektir ki bu da, mezhepsel olarak parçalanmış, egemenliği olmayan ve özünde laik olan zayıf bir ülkedir. Şöyle buyuran Allah doğru söylemiştir: مَّا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلَا الْمُشْرِكِينَ أَن يُنَزَّلَ عَلَيْكُم مِّنْ خَيْرٍ مِّن رَّبِّكُمْ وَاللَّهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَن يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ (Ey iman edenler!) Ehl-i Kitaptan kâfirler ve putperestler de Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Halbuki Allah rahmetini dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.” [Bakara 105]

Nasihat ve muhasebeye gelince; bunlar, Suriye'nin yeni yöneticileridir. Nitekim Temîm ed-Dârî’den Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: الدِّينُ النَّصِيحَةُDin nasihattir (samimiyettir).” Biz de kim için dedik? Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلِأَئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْAllah için, Kitabı için, Rasulü için, Müslümanların yöneticileri için ve tüm Müslümanlar için.” [Müslim]

Ahmed eş-Şara ve onunla birlikte olanlar bilsinler ki, Allah onlara İslam'ı eksiksiz kâmil bir şekilde uygulamalarını farz kılmış ve kâfirleri dost edinmelerini veya onlara meyletmelerini de haram kılmıştır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur:يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاء بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.” [Maide 51] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur: وَلَا تَرْكَنُوٓاْ إِلَى ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ فَتَمَسَّكُمُ ٱلنَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ مِنْ أَوْلِيَآءَ ثُمَّ لَا تُنصَرُونَ Zalimlere meyletmeyin. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur, sonra yardım da göremezsiniz.” [Hud 113]

Macron, Fransa, Amerika, İngiltere ve tüm sömürgeci ülkelerin küfrü konusunda hiçbir ihtilaf yoktur; bu yüzden onları memnun etmeye çalışmak, onlara yaklaşmak, onlarla birlikte yürümek veya onlarla ittifak kurmak büyük bir münkerdir ve sonucu da daha önce de olduğu gibi ya onların ajanı olmayı kabul etmek ya da sömürgecilik yeniden dizginleri ele geçirdiğinde Mısır ve Tunus'ta olduğu gibi onlardan kurtulmak için boyunlarını kontrol edebilmektir. Ne kadar da büyük bir kayıp!!

Son olarak sömürgecilik ve onun sembolleri, ümmetin düşmanları ve hasmıdırlar; bu yüzden onlar, üzüm değil dikenler olup akıllı bir kimse dikenlerden üzüm hasat etmeyi ummaz, onlarla uzlaşmaz ve taviz vermez. Zira; إِنْ يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُوا لَكُمْ أَعْدَاءً وَيَبْسُطُوا إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ وَأَلْسِنَتَهُمْ بِالسُّوءِ وَوَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونŞayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatacaklardır. Zaten inkâr edivermenizi istemektedirler.” [Mümtehine 2] 

Kendi nefsiniz için Allah’tan korkun, halkınız için Allah’tan korkun ve ümmetiniz için Allah’tan korkun, çok geç olmadan aklınızı başınıza alın, başladığı gibi “O Allah İçin, O Allah İçin” diye ilan edin ki insanlar sizin için dua etsinler ve sizleri sevsinler ki böylece dünya ve ahiretin hayrına nail olasınız. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللهَ وَقُولُوا قَوْلاً سَدِيداً * يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَمَن يُطِعْ اللهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزاً عَظِيماً Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin. (Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Rasulü’ne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” [Ahzab 70-71]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Bahir Salih

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER