- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Gazze'ye Doğru Giden Direniş Konvoyu: İnsani Bir Girişim Mi, Yoksa Jeopolitik Çatışmanın Bir Aracı Mı?
Arap ülkelerinin tutumu, açık bir ihanettir
Arap rejimlerinin Gazze'ye karşı tutumları artık hiç kimse için bir sır değildir. Aksine onların ihanetleri ve Yahudilerin gündemleriyle özdeşlemeleri açıkça ortaya çıkmıştır. Dahası başta Sisi liderliğindeki Mısır rejimi olmak üzere bazıları, Yahudi varlığının güney kapısının bekçisi gibi davranıyorlar.
Refah geçiş kapısı yaralılara ve gıda yardımlarına karşı kapalı kalmaya devam ederken, Yahudilerin askeri geçitleri, ablukayı kırmayacak şekilde sembolik yardımlar için açılmıştır.
Ayrıca 27 Ekim 2023 tarihli Guardian raporuna göre Mısır rejimi, yardım konvoylarının çoğunu durdurup aradı ve herhangi bir kamyonun veya sağlık ekibinin girişi için Yahudi varlığının güvenlik onayını şart koştu.
Bu tutum, Middle East Eye'ın Kahire'nin, güvenlik koordinasyon anlaşmaları kapsamında Gazze savaşı sırasında Yahudilere hassas istihbarat bilgileri sağladığını ortaya çıkarmasıyla da örtüşmektedir.
Direniş Konvoyu: İnsani girişimler mi yoksa siyasi mesajlar mıdır?
Ürdün, Tunus, Cezayir ve birçok Avrupa ülkesinden yola çıkan Direniş Konvoyu, asil insani bir slogan taşımakta ancak o, bölgesel politikanın ve uluslararası dengelerin duvarına çarpmıştır. Bazı katılımcıların niyetleri açık olmasına rağmen ancak jeopolitik koşullar bunun, bazı Avrupa çevreleri tarafından siyasi amaçlı istihdam edildiği olasılığına işaret etmektedir.
Avrupa'nın istihdam ettiğine dair deliller:
1- Konvoyun zamanlaması, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un çeşitli vesilelerle ifade ettiği gibi, Avrupa'nın Ukrayna'daki tutumu nedeniyle Washington'a uyguladığı baskı ile aynı zamana denk gelmiştir ki Macron, Avrupa'nın “ABD'nin dış politikasına bağımlılıktan kurtulması” gerektiğini vurgulamıştı.
2- Avrupa çevrelerinden gelen dolaylı lojistik destek, bu konvoyların yola çıkmasına izin verirken, daha önce bunların organizatörleri “terörizmi desteklemek” veya Hamas ile ilişkiler kurmak suçlamasıyla engelleniyor veya kuşatılıyordu; bu da tavır ve tutumlardaki ani değişim hakkında birtakım soruları gündeme getiriyor.
3- Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin Mart 2024'te yayınladığı rapora göre, bazı Avrupa hükümetleri “yardım konvoyları ve halk misyonları gibi insani araçlar aracılığıyla ABD'nin Orta Doğu'daki siyasi tekelini kırmanın yollarını arıyor”.
Sonuç, daha önceden belli miydi?
Konvoyun duyurulduğu andan itibaren, Mısır rejiminin doğasını bilen herkes için onun akıbeti açıktı; zira Sisi, hiçbir koşulda Yahudi varlığıyla güvenlik koordinasyonunun bozulmasına izin vermeyecektir.
Konvoyun engellenmesi, kamuoyunu kontrol altına almaya ve bu girişimin, ablukanın kırılganlığını ortaya çıkaran bölgesel bir skandala dönüşmemesini sağlamaya yönelik bir plan kapsamında gelmiştir.
Dahası Cezayirli ve Ürdünlü aktivistler gibi konvoydaki bazı katılımcılar, sınırda durdurulduklarında şöyle bağırdılar: “Bizler yolun kapalı olduğunu biliyorduk, ama rejimlerin iş birliğini ifşa etmek istedik.”
Şerî vizyon: İslam'ın otoritesi olmadıkça ümmet için bir kurtuluş yoktur
Bugün gördüğümüz şey, sadece konvoyların kısıtlanması ya da rejimlerin ihaneti değildir, aksine bu hainlere karşı meydan okuyacak, ümmeti koruyacak ve onun yolunu açacak Müslümanları birleştiren bir varlığın yokluğunun bir sonucudur.
Şerî ve tek çözüm, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti'nin kurulmasıdır ki o, şunları yapacaktır:
Müslümanları tek bir İmamın liderliği altında birleştirecek.
Orduları, yardımları engellemek için değil, Filistin'i kurtarmak için harekete geçirecek.
İslami onuru ve siyasi egemenliğini yeniden tesis edecek.
İster Amerikan ister Avrupalı olsun, Kafir Batı'nın elini ve hegemonyasını kesip atacaktır.
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللهُ فَأُولَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ “Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerdir.” [Maide 44] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ “Müminler ancak birbirlerinin kardeşidirler.” [Hucurat 10] Ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” [Buhari ve Müslim]
Gazze halkının acılarının, Amerika ve Avrupa arasındaki jeopolitik çatışmalarda istismar edilmesi, ahlaki ve insani bir düşüklük olup Sisi gibi rejimlerin Gazze'yi kuşatmasına imkan tanımak ise, dini ve siyasi bir ihanettir.
Bu saçmalık ancak, tüm bu ajan rejimleri ortadan kaldırması ve Gazze halkının kanının ticaretini yapmayacak, aksine kurtuluş sancağını taşıyacak ve ümmeti, "لا إله إلا الله محمد رسول الله" Râyesi olan Ukab Râyesinin olduğu tek bir bayrak altında toplayacak Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet Devleti'nde İslam’ın yönetiminin ikame edilmesiyle sona bulacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Baha El-Hüseynî – Irak