5 Haziran 2023’te bildirildiğine göre Doğu Endonezya’nın Doğu Nusa Tenggara eyaletindeki Indi Regency şehrinde 15 kadar insan, bir insan kaçakçılığı suçunun kurbanı oldu. Ekim 2022’de Malezya merkezli bir şirkette çalışmak üzere yasadışı bir şekilde Pekanbaru şehrine gönderilen bu insanlar, 15 ay kadar maaş alamadılar. ^{(Detec web sitesi)} Bu olay, Doğu Nusa Tenggara eyaletindeki diğer birçok trajik hikâyeden sadece biridir. Daha önce de Mirians Kapu adındaki bir bayan, Malezya’da 2014 yılında usulsüz bir şekilde evlerde temizlikçi olarak çalışmış, çalıştığı sekiz ay boyunca işkence görmüş, işkence nedeniyle her tarafında morluklar oluşmuştu. Ancak neyse ki, sağ salim evine dönebilmişti. 2014’ten 2022’ye kadar Doğu Nusa Tenggara eyaletinden 700’den fazla Endonezyalı göçmen işçi, tabutta evlerine dönmüşlerdir. ^(BBC)

Doğu Nusa Tenggara eyaleti, Endonezya’nın en büyük insan kaçakçılığı merkezlerinden biridir. Belki de bu nedenle geçen Mayıs ayında bu şehirde düzenlenen 42. ASEAN Zirvesinde, özellikle teknolojik istismar ile ilgili olarak insan kaçakçılığı konusu ana gündem maddesi olarak yer almış, insan kaçakçılığının ortadan kaldırılacağı açıklanmıştır. Çünkü çoğu suçlar internet aracılığıyla gerçekleşmektedir, COVID-19 salgınından bu yana daha yaygın hale gelmiştir.

Endonezya, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nde (ASEAN) insan kaçakçılığı mağduru ülkelerin başında yer almaktadır. Şu anda yurtdışında çoğunluğu kadın 4,4 milyon belgesiz Endonezyalı göçmen işçi çalışmaktadır. Endonezya Göçmen İşçileri Koruma Dairesi başkanı Benny Ramadani, insan kaçakçılığının çok uzun süredir devam ettiğini, bu kirli işten büyük kazanç sağlayan çeteler ve mafyaların olduğunu söyledi. Ayrıca, teknolojinin yardımıyla, giderek daha fazla mağdurun eğitildiğini de sözlerine ekledi.

Bu yozlaşmış kapitalist sistemde devletin zayıf rolü, hantallığı ve yoksulluk, insanların kolayca aşağılanmalarını sağlamakta, bireylerin maddi yaşam tarzları ve muazzam ekonomik yükleri, aşağılanmalarını daha da derinleştirmektedir. Teknoloji de insan kaçakçılığı çeteleri ağının daha organize hale gelmesine yardımcı olmaktadır. Uzun zaman önce köleliğin kaldırılmasına ve modern insan hakları sloganlarına rağmen insan kaçakçılığının artması tam bir ironidir. Görünüşe göre, Orta Çağ’a geri döndük, çünkü insan kaçakçılığı gerçekten de yeni bir kölelik yöntemidir. Farklı uygulama ve yöntemleri olsa da özleri geçmişteki kölelik ile hemen hemen aynıdır. Yani insan, istenildiği zaman sömürülebilen, suiistimal edilebilen ve tüm haklarından mahrum bırakılabilen bir meta olarak görülmektedir.

Geçen ay Doğu Nusa Tenggara eyaletindeki Labuan Bajo’daki ASEAN zirvesine katılım törenden başka bir şey değildi ve organize olmanın insan kaçakçılığı suçları kadar hızlı olmadığının kanıtıdır. Endonezya gibi bir İslam ülkesi, yasa ve yönetmeliklerde yapılan çeşitli değişikliklere rağmen yaklaşık 40 yıldır göçmen işçi sorunuyla karşı karşıyadır. Bu salgın durmamış ve asla durmayacaktır, çünkü insan kaçakçılığı çeteleri, bir kısır döngüdür, yırtıcı hayvan gibidirler. Yozlaşmış kapitalist ekonomik sistemden kaynaklanan yoksulluk ve işsizlik döngüsünü istismar etmektedirler. Materyalist ve hazcı zihniyeti besleyen, insan kaçakçılığına elverişli ortam yaratan kapitalist sistemde bu çeteler mantar gibi türemişlerdir.

Öte yandan İslam, insanın kurtuluşu için bir vizyon sunar, köleliği ortadan kaldırmaya çalışır, köle azat edene ahirette büyük bir mükâfat vaat eder. İslam’ın hükümleri yüce insani değerler sağlar, çünkü insanı maddiyattan ve paradan daha değerli görür. Ayrıca servet dağılımındaki adil ve adaletli ekonomik sistemi, tefeciliği ve gümrük vergilerini yasaklar. Böylece devlet, yoksulluk ve ekonomik adaletsizliğin tuzaklarından beri olacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِ * فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ * وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْعَقَبَةُ * فَكُّ رَقَبَةٍ“Biz ona eğri ve doğru iki yolu da göstermedik mi? Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmektir.” ^{[Beled 10-13]}