- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Kur’an Mı Yoksa Terör Kitapları Mı Ey Müflisler?!
Rusya El-Yevm 5/2/2025 tarihinde şu haberi yayınladı: “Rusya Federal Güvenlik Servisi, Kırım’da Hizb-ut Tahrir’e bağlı bir terör hücresini çökerterek, Rusya’da yasaklı partiye destekçi sağlayan beş kişiyi tutukladı.” Tutuklama operasyonu ve ev baskınlarını gösteren bir video sunuldu ve videoda, Rus güvenlik güçlerinin gençlerin evlerinde ele geçirdiği şeylerin, ismi ve içeriği bakımından Hizb-ut Tahrir’in bilinen neşriyatlarından olan Kur'an-ı Kerim ve fikri ve siyasi İslami kitaplar ve kitapçıkların olduğu ortaya çıktı.
Güvenlik güçleri tarafından çekilen tutuklama operasyonu videosunda dikkat çekici olan şey, gençlerin evlerinin müstahkem olmayan ve şüphe uyandırmayan basit evler olduğunun, ailenin kapılarını basit sivil kıyafetleriyle ve bazılarının da gecelikleriyle açtıklarının, herhangi bir mukavemet ve şiddet göstermediklerinin veya terörizm ve şiddet gösterisinde bulunmadıklarının, arama operasyonunun ardından Kur’an ve kitaplardan başka bir şey bulamadıkları gibi silah veya herhangi bir şiddet veya terör aracı da bulamadıklarının ortaya çıkmasıdır.
Bu ise Hizbin 1953 yılında Kudüs’te kurulduğundan bu yana kendisi hakkında açıkladığı şeylerin, yani şiddet ve maddi eylemleri benimsemeyen siyasi bir parti olduğunu ve bizzat tutuklama videosunun da bunu doğrulayıp teyit ettiğini tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır.
Hizb-ut Tahrir korkudan veya taktikten değil, aksine Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in metodunu takip eden İslami siyasi bir parti olup İslami hayatı yeniden başlatmak için maddi eylemleri bir yol olarak benimsemez ve bunu gerçekleştirmek için de şiddet veya terör eylemleri kullanmaz;aksine tüm çalışmaları fikri ve siyasi olup beş kıtaya yayılan 72 yıllık geçmişi bunu kanıtlayıp pekiştirmektedir.
Ancak polis ve diktatör rejimlerin iflası, partiye karşı koymak ve yayılmasını sınırlamak için onları partiye ve gençlerine yönelik suçlamalar ve iftiralar uydurmaya sevk etmiştir;çünkü onlar, partiyle fikri, hüccet ve dil ile yüzleşmekten acizdirler.Zira Hizb-ut Tahrir, başka hiçbir fikrin karşı koyamayacağı büyük bir medeniyet projesine, yani saf ve temiz İslam projesine sahiptir. Çünkü İslam ve onun projesi, önünden de ardından da bâtılın gelemediği Allah katından gelen bir haktır; o halde insan yapımı ideolojiler ve fikirler İslam’ın hücceti ve azameti karşısında nasıl dayanabilecekler ki! Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَإِذَا هُوَ زَاهِقٌ وَلَكُمُ الْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَ “Bilakis biz, hakkı batılın tepesine bindiririz de o, batılın işini bitirir. Bir de bakarsınız ki, batıl yok olup gitmiştir. (Allah'a) yakıştırdığınız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size!” [Enbiya 18]
Rusya’nın ve bugünkü tüm tiranların yaklaşımı, yeni veya yenilikçi bir yaklaşım değildir, bilakis hak ile batıl ve nur ile karanlık arasındaki çatışma kadar eskidir; bakın işte efendimiz Lut Aleyhisselam, kavmi onu onurlandırmak ve takip etmek yerine kendisini onlardan ayıran faziletinden başka onu ayıplayacak bir şey bulamamıştır. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِهِ إِلاَّ أَن قَالُواْ أَخْرِجُوهُم مِّن قَرْيَتِكُمْ إِنَّهُمْ أُنَاسٌ يَتَطَهَّرُونَ “Kavminin cevabı: Onları (Lût’u ve taraftarlarını) memleketinizden çıkarın; çünkü onlar fazla temizlenen insanlarmış! demelerinden başka bir şey olmadı.” [Araf 82] Dolayısıyla onun ve beraberindekilerin suçlaması, onlar temizlenmiş insanlardır olmuştur.
Bakın işte Firavun, efendimiz Musa’nın getirdiği hakka iman ettikleri için insanları şiddetli bir azap ve ellerini ve ayaklarını kesmekle tehdit etmişti; oysa onların kendileri için doğruluğu kanıtlanmış olan şeylere kanaat getirmelerinden ve iman etmelerinden başka hiçbir suçları yoktu ve Firavun, sihirbazları iflas ettikten sonra onları dinlerinden döndürmek için işkence ve zulümden başka bir yol bulamamıştır. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: قَالَ آمَنتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ فَلَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُم مِّنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ فِي جُذُوعِ النَّخْلِ وَلَتَعْلَمُنَّ أَيُّنَا أَشَدُّ عَذَاباً وَأَبْقَى “(Firavun) Şöyle dedi: Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi! Hakikat şu ki o, size büyü öğreten ulunuzdur. Şimdi elleriniz ile ayaklarınızı tereddüt etmeden çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece, hangimizin azabının daha şiddetli ve sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız.” [Tâhâ 71] Hatta Firavun’un ailesinden bir adam aklı selim bir şekilde onlara şöyle demiştir: وَقَالَ رَجُلٌ مُّؤْمِنٌ مِّنْ آلِ فِرْعَوْنَ يَكْتُمُ إِيمَانَهُ أَتَقْتُلُونَ رَجُلاً أَن يَقُولَ رَبِّيَ اللهُ وَقَدْ جَاءكُم بِالْبَيِّنَاتِ مِن رَّبِّكُمْ وَإِن يَكُ كَاذِباً فَعَلَيْهِ كَذِبُهُ وَإِن يَكُ صَادِقاً يُصِبْكُم بَعْضُ الَّذِي يَعِدُكُمْ إِنَّ اللهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ مُسْرِفٌ كَذَّابٌ “Firavun ailesinden olup, imanını gizleyen bir mümin adam şöyle dedi: Siz bir adamı «Rabbim Allah'tır» diyor diye öldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirmiştir. Eğer o yalancı ise yalanı kendisinedir. Eğer doğru söylüyorsa sizi tehdit ettiğinin (azabın), bir kısmı olsun gelip size çatar. Şüphesiz Allah, haddi aşan, yalancı kimseyi doğru yola eriştirmez.” [Mümin 28]
Bakın işte Sadikul Masduk, kavmindeki tüm insanların kendisine şahitlik ettiği güvenilir biri ve azim bir ahlaka sahip olan Efendimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem; Kureyşli tiranlar ona güç kullanarak karşı koymaktan ve onun davetine zorbalık ve tiranlıkla karşı durmaktan başka bir seçenek bulamadılar; bu yüzden onu kuşattılar, ona eziyet ettiler, onun ashabına işkence ettiler ve Rablerine ve onun hak dinine iman etmekten başka hiçbir suçları olmadığı halde onları yurtlarından çıkardılar. Nitekim Allah Subhanehu’nun şu kavli onları doğrulamaktadır:وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلا أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ “Onlardan, sırf, aziz ve hamid olan Allah’a iman ettikleri için intikam aldılar.” [Buruc 8]
Bugün Rusya ve onun gibi diğer diktatör ve polisiye devletleri, parti ve gençleriyle tartışacak hiçbir şey bulamamıştır; bu yüzden güce ve iftiraya başvurmuşlardır.Dolayısıyla Rusya’nın partiyi (Hizb-ut Tahrir) terörizmle suçlaması, fikri ve değer iflası olup aslında utanç duyması gereken açık bir yalandır.Şayet Rusya’nın yöneticileri akletmiş olsalardı, parti ile insanların akıllarının arasını serbest bırakırlar, hak, rahmet ve adalet dini olan İslam’a tabi olurlar ve hayatı ifsat eden, ekini ve nesli helak eden ve tüm dünyayı ateşiyle kasıp kavuran kokuşmuş kapitalizmi terk ederlerdi.
Parti ve gençlerine gelince; şüphesiz onlar, ilk günden itibaren İslam’ın emin bekçisi olacaklarına, nur risaletinin ve Rabbani davetin taşıyıcısı olacaklarına ve Allah onları galip kılıncaya kadar hak üzere sabit kalacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdir; bu ise Allah’ın izniyle yakında olacaktır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلِيُمَحِّصَ اللّهُ الَّذِينَ آمَنُواْ وَيَمْحَقَ الْكَافِرِينَ “Bir de (böylece) Allah, iman edenleri günahlardan temize çıkarmak, kâfirleri de helak etmek ister.” [Al-i İmran 141]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Bahir Salih