Cumartesi, 12 Zilkâde 1446 | 2025/05/10
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Katar, Filistin Meselesini İslami Değil, İnsani Bir Mesele Olarak Değerlendiriyor!

Haber - Yorum

Katar, Filistin Meselesini İslami Değil, İnsani Bir Mesele Olarak Değerlendiriyor!

Haber:

Başbakan ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdulrahman bin Casim es-Sani, 30 Nisan'a kadar sürecek olan “Devlet Dışı Aktörlerin Küresel Güvenliğe Etkisi” başlıklı Küresel Güvenlik Forumu 2025'in yedincisinin açılışını yaptı.Küresel liderleri, hükümet yetkililerini, akademisyenleri ve güvenlik uzmanlarını bir araya getiren forum, uluslararası güvenlik ortamında meydana gelen değişiklikler ışığında, sınır ötesi terörist gruplar, özel askeri şirketler, suç örgütleri ve dijital suçlular gibi aktörlerin etkisi altındaki hükümet güvenlik çerçevelerinin karşı karşıya kaldığı zorlukları vurgulamaktadır. Açılış konuşmasında şunları söylemiştir: “Katar devletinin çatışmaların çözümüne yönelik vizyonu ateşkesler ve savaşların sona erdirilmesiyle sınırlı olmayıp, kolektif sorumluluk ve gerçek bir uluslararası taahhütle kapsamlı ve sürdürülebilir iyileşme için sağlam temeller inşa etmeyi de kapsamaktadır. Gazze Şeridi'ndeki durum hakkında da şunları söyledi: En acı ve utanç verici olan şey, gıda ve ilacın bu savaşta bir silaha dönüşmüş olması, dar siyasi hedeflere ulaşmak için çocukların açlık ve soğuktan ölmesinin bir silah olarak kullanılması, halkın bir bütün olarak kuşatılması ve hesap sorulmaksızın yardımların elde edilmesi gibi en basit hakların bile engellenmesidir.” (Hükümet İletişim Ofisi-Katar, 28/4/2025)

Yorum:

Küfrün yönetimi altında dünya nasıl güvende olabilir ki?Sömürgeci kafir devletlerin çıkarlarını koruyan kukla rejimler varken nasıl güvenlik olabilir ki?Bu ajan rejimler Müslüman ülkelerdeki siyasi bölünmeleri ve Sykes-Picot sınırlarını korurken nasıl güvenlik olabilir ki?!

Sadece İslam ideolojisiyle yöneten bir devlette güvenlik olabilir; aksi takdirde ümmet, ister maddi kısıtlamalar isterse İslam temelinde yeniden kalkınmasının engellenmesi şeklinde olsun yöneticilerinin tuzaklarından kurtulamayacaktır.İkiyüzlü yöneticiler, efendilerini memnun etmek için İslam ideolojisini ve onun için çalışanları, terörizm ve aşırıcılıkla nitelendirmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir.Yöneticiler, Gazze halkına uçaklardan yiyecek kırıntıları atmakla yetinmektedirler. Ayrıca yöneticiler hala Filistin meselesini, Filistin halkıyla sınırlamakta ısrar etmektedirler.

Gazze, İslam ümmeti ile ümmetin başına musallat olmuş ajan yöneticiler arasındaki büyük uçurumu ifşa etmiştir.Ümmet, orduların tüm mübarek toprakları kurtarmak için harekete geçmeleri çağrısında bulunurken, yöneticiler ise Yahudilerin ihlallerini onaylıyorlar, Gazze'deki katliamları gördükleri halde orduları buna yardım etmekten alıkoyuyorlar ve halklarını, Filistin meselesinin insani bir mesele olduğu konusunda kandırıyorlar.

Tüm bunlar, İslam ile hükmedecek ve İslam'ı tüm insanlara bir hidayet ve nur risaleti olarak taşıyacak Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafetin gölgesi dışında küresel bir güvenliğin olmayacağını vurgulamaktadır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nizar Cemal

Devamını oku...

Hilafet Devleti'nde Kadın Hakları İptal Kültürüne Tabi Tutulamaz!

Haber - Yorum

Hilafet Devleti'nde Kadın Hakları İptal Kültürüne Tabi Tutulamaz!

Haber:

Prens Harry ve Meghan Markle'nin bağlı olduğu Archwell Vakfı, kurucusunun “Nehirden Denize” sloganını kullanması ve Yahudi varlığını “apartheid devleti” olarak nitelendirmesinin ardından ABD'li Müslüman bir kuruluşla ilişkisini sonlandırdı.Vakıftan toplamda yaklaşık 42.000 Sterlin tutarında iki hibe alan Milwaukee Müslüman Kadınlar Koalisyonu, ABD merkezli News Nation tarafından yürütülen bir soruşturmanın ardından artık destek alamayacağı konusunda bilgilendirildi.2024 yılında Müslüman toplumunun bir temsilcisi olan Sayın Necib şöyle yazmıştır: “İsrail'in" Filistin'i 75 yıl boyunca işgal altında tutması ve Gazze'de uyguladığı soykırım büyük bir zulümdür.Kalıcı bir ateşkes, apartheid "İsrail" devletinin silahlanmasına son verilmesini ve Filistin'in özgürleştirilmesini talep ediyoruz.Nehirden denize, Filistin özgür olacak. Denizden nehre, Filistin sonsuza kadar yaşayacaktır!”

Archwheel'in icra direktörleri James Holt ve Shona Knapp, Necib'e yönelik mesajında şunları söyledi: “Canan, kısa süre önce yazdığın ve kuruluşumuzun değerlerine aykırı olan bir yazıdan haberdar olduk. Bir kuruluş olarak farklı bakış açılarını ve geçmişleri kutluyoruz, ancak nefret dolu sözlere, eylemlere veya propagandaya karşı sıfır toleransımız vardır.”

“Project Welcome'ı başlattığımızda bunu, toplumun oluşturulmasında Afgan kadınlarına destek olmak için yaptık ve Milwaukee'deki kadınları desteklemek için yaptığımız çalışmadan dolayı gurur duyuyoruz. Kuruluşumuzun değerlerini yansıtan ve teşvik eden ortaklıkları destekleme taahhüdümüzü sürdürüyoruz.”

Yorum:

Archwell Vakfı, Afgan kadınların ABD'de bir topluluk oluşturmalarına destek olmak amacıyla hayırseverlik ve savunuculuk yoluyla "toplulukları yükseltme ve birleştirme" misyonuyla 2020 yılında kurulmuştur.

Bu çalışma yapılırken, Müslümanların bir şekilde Batı'nın laik gündemine göre tek konulu siyasette Batı versiyonuna bağlı kalacakları beklentisi vardı.Tabi ki bu mümkün değildir; çünkü Müslümanlar, ideolojilerini tamamen hayır işlerine veya bireysel toplumsal sorunları çözmeye dayandırmazlar.

Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem insanlığa, güçlülerin zayıflar aleyhine karar vermeleri zulmüne yönelik bir çare olarak kamil risaleti tebliğ etmek için gelmiştir. Akıldan ve kişisel görüşlerin önyargılarından kaynaklanan kanunlar ve kurallar, kendilerine katılan her millet için her zaman kaosa ve acıya neden olmuştur. Nitekim Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmuştur: إِنَّ فِي هَذَا لَبَلَاغاً لِّقَوْمٍ عَابِدِينَ وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينŞüphesiz bunda Allah'a kulluk eden bir toplum için yeterli bir mesaj vardır. (Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” [Enbiya 106-107]

Müslümanın bu sessizliği, birkaç Dolar karşılığında satın alınmamalıdır. Bizim vacibimiz, ümmetin işlerinin tüm yönleri hakkında konuşmamız ve davet etmemizdir. Herhangi bir vacibin terk edilmesi imkansızdır. Hem İslami hem de İslami olmayan ilkelere sadık kalabileceğimiz şeklindeki bir fikri, Allah Subhanehu ve Teala'ya ve Rasulü'ne ihanettir. Sahabeler bu tür tavizleri asla kabul etmemiş ve İslam'ın egemenliğini hiçbir zaman pazarlık konusu yapmamışlardır. Gayrimüslimlerin egemen olduğu bir otoritenin varlığıyla herhangi bir anlaşmaya varmak mümkün değildir. Yahudi varlığının Müslümanlara karşı işlediği suçlar hakkında konuşmak bir utanç değildir, bilakis asıl utanç, Müslümanların hayatlarını ve onurlarını koruma görevlerini terk eden Müslümanların başındaki yöneticilerdir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İmrane Muhammed

Devamını oku...

Trump Netanyahu'ya Gazze'ye İyi Davranmasını Tavsiye Etti!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber - Yorum

Trump Netanyahu'ya Gazze'ye İyi Davranmasını Tavsiye Etti!

Haber:

25/04/2025 tarihinde Rai Al-Youm internet sitesi, ABD Başkanı Trump'ın Papa Francis'in cenaze törenine katılmak için Roma'ya gitmek üzere uçağa binmeden önce yaptığı şu açıklamalarını yayınladı: Gazze'de acil ilaç ve gıda ihtiyacı olduğunu, ülkesinin bu yardımların ulaşmasını sağlamak için çalıştığını ve Netanyahu ile yardımların ulaştırılması konusunu görüştüğünü söyledi. Ve şöyle ekledi: “Netanyahu’ya, Gazze'ye iyi davranmak lazım dedim; bu insanlar acı çekiyor, çok ciddi ilaç ve gıda ihtiyacı var ve biz bununla ilgileneceğiz.”

Yorum:

Ne kadar naziksin ey Trump! Senden sonra gelecek olanlara yorucu bir şey bıraktın!

Amerika, 18 aydır süren Gazze'ye yönelik soykırım savaşının ana finansörüdür, çünkü bu onun ilk ve son savaşıdır ve Netanyahu ve onun varlığı, Amerika'nın elindeki araçlardan başka bir şey değildir ve onları istediği gibi hareket ettirmektedir. Eğer Gazze halkının çektiği acıları gerçekten durdurmak isteseydi, savaşı uzun zaman önce durdururdu ancak şu ana kadar bu savaşı sürdürmek için Yahudilere gerekli tüm silahları sağlamakta ısrar etmiştir. Nitekim 08/02/2025 tarihinde BBC internet sitesi, Amerika'nın Yahudi varlığına 7,4 milyar Dolar değerinde bomba, füze ve diğer ekipmanların satışını onayladığı haberini yayınladı. Bu ise 18 aylık soykırım süresince sağlanan yıkıcı silahlara ek olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca Trump kaç kez Hamas'ı, mahkumları serbest bırakmaması halinde cehennemin kapılarını açmakla tehdit etmiştir! Bu savaşın dizginlerini elinde tutanın ve onu kontrol edenin Amerika olduğunu vurgulamak için BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı Başkanı Jeffrey Sachs 13/04/2025 tarihinde şunları açıklamıştır: “ABD'nin desteği olmasaydı “İsrail” bir gün bile savaşamaz ve Gazze'de soykırım işleyemezdi. Suriye'deki durumdan ve bölgedeki çatışmalardan Amerika ve CIA sorumludur.” Tüm bunlardan sonra Trump gelmiş, Netanyahu'ya Gazze halkına karşı iyi davranmasını tavsiye ettiğini söylüyor!

Gazze'deki katliamları durdurmak sizin göreviniz ey Müslümanlar; çünkü kıyamet günü kardeşleriniz hakkında sorulacak olanlar sizlersiniz; bu yüzden ümmetin düşmanlarının yardım etmesini ya da sempati duymasını beklememeliyiz. Çünkü bizim yanmamız ya da yok olmamız onların umurunda değildir.Bizler, doğru planlandığı ve yönetildiği takdirde tüm Filistin'i kurtarabilecek ve Mescid-i Aksa'yı işgalcilerin iğrençliğinden arındırabilecek olan Tanca'dan Cakarta'ya uzanan iki milyardan fazla Müslüman'dan oluşan büyük bir ümmetiz.Gazze'de çocukların saçlarını ağartan katliamlar, ümmetin Rabbani alimlerinin ve İslami hareketlerin liderlerinden ciddi bir tavır sergilemesini gerektirmektedir. Zira onlar, ümmetin umudu ve odak noktasıdır; o halde onlar öfkeli ümmeti, öfkelerini boşaltmak ya da bildiriler yayınlamak için gösteri ya da yürüyüşlerde yönlendirmesinler, bilakis onu, komplolar kuran ve kararlar alan tiran yöneticilerin saraylarına yönlendirsinler. Böylece ne kadar büyük fedakarlıklara yol açarsa açsın bu tiranları ayaklarının altına alıp ezsinler; zira artık bu işin daha fazla geciktirilmesi mümkün değildir. وَقُلِ اعْمَلُواْ فَسَيَرَى اللهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ وَالْمُؤْمِنُونَ De ki: (Yapacağınızı) yapın! Amelinizi Allah da Rasulü de müminler de görecektir.” [Tevbe 105]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Ebu Hişam

Devamını oku...

IMF'nin Direktifleri, Müslüman Ülkelerin Ekonomilerini Çökertmek İçin Kâfir Ülkeler Tarafından Atılan Bir Yemdir!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber - Yorum

IMF'nin Direktifleri, Müslüman Ülkelerin Ekonomilerini Çökertmek İçin Kâfir Ülkeler Tarafından Atılan Bir Yemdir!

Haber:

Sudan Maliye Bakanı, ülkesinin elektrik sektöründe kapsamlı bir revizyona ihtiyaç duyan ülkeler arasında yer aldığını belirterek, bunun ülkede kalkınma, ekonomik ve sosyal istikrarın gerçekleşmesi için temel şart olduğunu kaydetti.Dr. Cibril, girişimin sürdürülebilir enerji projelerine yatırımı teşvik etmek ve güneş enerjisi ve düşük maliyetli yenilenebilir teknolojiler gibi merkezi olmayan çözümlerin benimsenmesini desteklemek yoluyla özellikle kırılgan ve çatışmalardan etkilenen ülkelerde enerji kıtlığının getirdiği zorluklara çözüm bulmaya çalıştığını açıkladı.

Bakan konuşmasını, en muhtaç topluluklara elektrik ulaştıracak ve böylece eğitim, sağlık ve su gibi temel hizmetlerin iyileştirilmesine katkıda bulunacak projelerin uygulanmasında Dünya Bankası ile etkin bir ortaklığın önemini vurgulayarak tamamladı.(Vattan Medya, 26/04/2025)

Yorum:

Devleti Hilafet'in yıkılmasından sonra İslam ümmetinin başına bela olan en kötü şey, başarısız olmuş kapitalist sistem ve insanların sorunlarını çözme düşüncelerini aynı başarısız olmuş kapitalist sistemin yamalarıyla sınırlayan yöneticiler ve bakanlar korosudur. Nitekim bu yetkili iyi bir iş yaptığını sanmakta ve faizli krediler almak için Batılı finans kuruluşlarının peşinden gitmekte ve bu kuruluşların çalışanlarına ekonomi uzmanı gibi süslü unvanlar vermektedir!Oysa o, ülkesini düşmanlara peşkeş çeken bir ajandır.

Bu kuruluşların ülkemize ayak bastığı günden bu yana onlarca yıldır yaşadığımız acı gerçek işte budur; peki bize vaat ettikleri ilerleme, medeniyet ve kalkınma hani nerede?!Sudan ekonomisine bakan biri, devletin çeşitli hükümetler aracılığıyla emirleri gıpta edilecek bir şekilde uyguladığını görecektir. Hatta bir ara Maliye Bakanlığı koridorlarında Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nun bir görevlisi bulunuyor ve harcamalar ve bu iki kuruluştan alınan kredilerin ödenmesi açısından devlet bütçesinin gerlişimini yönlendiriyor ve yönetiyordu.

Belki şöyle sorabiliriz: Sudan'ın geri ödemelerinde hiçbir zaman temerrüde düşmediği bilindiğine göre, krediler başlangıçta ne kadardı ve şimdi ne kadardır?!

Dolayısıyla ey Maliye Bakanı, bu kuruluşları bırakın; zira onlardan sadece diken biçeceğiz; onun dikenleri ne kadar da acıdır!

Çözüm, ülkenin kaynaklarını ve servetlerini ümmetin maslahatı için kullanacak bir ekonomik sistemin uygulanmasında yatmaktadır. Zira Sudan'ın yeraltı ve yerüstü kaynakları, tüm sorunlarını, hatta dünyanın sorunlarını çözmeye yeterlidir. Bu ise Allah'ın izniyle, çok yakında Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti kurulduğunda olacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdusselam İshak - Sudan

Devamını oku...

Ekonomi, Trump'ın Yaklaşımı Konusunda Keskin Bir Şekilde Bölünmüş Durumda Uçurumun Kenarında Kumar

  • Kategori Makaleler
  •   |  

Ekonomi, Trump'ın Yaklaşımı Konusunda Keskin Bir Şekilde Bölünmüş Durumda Uçurumun Kenarında Kumar

Ekonomi sektörü, ABD Başkanı Donald Trump'ın ekonomi stratejisi konusunda keskin bir şekilde bölünmeye tanık olmaktadır; bunun nedeni propagandası yapıldığı gibi net bir planın olmaması değil, aksine Trump'ın takip ettiği yaklaşımın, alışılmadık ve öngörülemez bir karakterde olması ve büyük riskler içermesidir.

Bu strateji yüksek riskli bir kumar gibi görünmekte olup ekonomik uçurumun kenarı olarak bilinen şeye benzemektedir; zira her bir taraf, sabırla diğerinin geri adım atmasını bekliyor. Nitekim bu yaklaşım, Trump'ın bazı Çin mallarına %145'e varan gümrük vergisi uyguladığı ve Çin'in de ABD mallarına %125'e varan gümrük vergileriyle misilleme yaptığı ABD-Çin ticaret savaşı sırasında net bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Piyasaların istikrarı ve uluslararası iş birliğine odaklanan geleneksel ekonomik politikaların aksine bu yaklaşım, sürpriz vergiler koyma, tedarik zincirlerini bozma tehditleri ve uzun vadeli yapısal sorunları ele almadan üretimi ABD'ye geri getirme girişimleri de dahil olmak üzere saldırgan ve doğaçlama önlemlere dayanmaktadır. Bu önlemler kısa vadeli siyasi kazanımlar getirse de, Trump'ın deyimiyle muhtemel kazanımlar için “kısa vadeli bir acıyı” temsil etmekte ancak gerçekte küresel piyasalarda belirsizlik durumu oluşturmakta ve hasımların ekonomik misilleme tepkisine kapı aralamaktadır.

Peki Trump ve destekçileri neden bu yolu seçti? Cevap, aşırı güven ya da siyasi kibir ile Çin'in ekonomik stratejisine ilişkin büyük bir yanlış değerlendirmenin birleşiminde yatmaktadır. Zira Pekin bu zorluklara boyun eğerek değil, bilakis karşıt vergiler uygulamak, yeni ortaklarla ticari ilişkileri genişletmek ve yerel inovasyonu teşvik etmek gibi ölçülü tepkilerle karşılık vermiştir. Böylece ABD'nin, Çin’in ekonomik baskı altında çökeceği yönündeki varsayımlarını çürüterek dirençli olduğunu kanıtlamıştır.

Sonuç olarak bu strateji tutarlı bir ekonomik plan gibi görünmemekte, daha ziyade ekonomiyi jeopolitik güç oyununda bir araç olarak kullanma ve küresel uluslararası durumu yeniden yapılandırma girişimini temsil etmektedir; bu da Amerikan ekonomisi ve bir bütün olarak küresel ekonomik sistem için feci ve uzun vadeli sonuçları olabilecek bir oyundur.

Bu çalkantılı küresel manzaranın ortasında, şu temel soru ortaya çıkıyor:İslam'ın ve Müslümanların konumu bugün nerededir?Kaderimiz ve halklarımızın ve tüm insanlığın kaderi bizim en ufak bir hareketimiz olmaksızın belirlenirken, bizler jeopolitik bir satranç tahtasında sadece birer piyonlar olarak mı kalacağız?Dünyayı kaostan ve ekonomik zulümden kurtarabilecek hadari bir mirasa ve Rabbani bir sisteme sahip olduğumuz halde kapitalizmin açgözlülüğü ile sosyalizmin zorbalığı arasındaki çatışmaya seyirci kalmakla mı yetineceğiz?

Artık muazzam hadari ve ekonomik potansiyellere sahip egemen bir ümmet olarak ayağa kalkmamızın ve küresel karar alma süreçlerine sömürülen bir araç olarak değil de aktif bir oyuncu olarak katılmanın zamanı geldi mi?İslam'ın adalet ve merhametini, onun ekonomik ve finansal sistemi aracılığıyla göstermenin zamanı gelmedi mi; zira İslam’da, servetler adil bir şekilde dağıtılır, ihtikar-stokçuluk engellenir, haksız vergiler kaldırılır, para toplumda serbest ve adil bir şekilde hareket eder ve altın ve gümüş standardına bağlanır, böylece piyasalar istikrara kavuşur ve insanlığın mali ve geçim dengesi yeniden tesis edilir?

Eğer bu yaklaşımdan yüz çevirirsek, o zaman sadece çözümü dışlamakla kalmayız, aynı zamanda kendimizi ıslah ve kalkınma yolundan da dışlamış ve halkımızı da Allah'ın dünyada sıkıntı ve ahirette de azap tehdidine maruz bırakmış oluruz; tıpkı Subhanehu ve Teala'nın şöyle buyurduğu gibi: وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَىKim Benim zikrimden yüz çevirirse, o taktirde mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim dar bir hayat vardır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz.” [Taha 124]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Samir Dahşe (Ebu Ömer)

Devamını oku...

İsveç: ABD Büyükelçiliği Önünde Protesto; “Müslüman Ordulara Mesaj!”

  • Kategori İsveç
  •   |  
Hizb-ut Tahrir / İsveç: ABD Büyükelçiliği Önünde Protesto;
“Müslüman Ordulara Mesaj!”

Hizb-ut Tahrir / İsveç, 18 aydan fazla bir süredir devam eden, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde silahsız Müslümanlara karşı cani Yahudi varlığı tarafından gerçekleştirilen ve bugüne kadar 180.000'den fazla Müslümanın şehit olmasına ve yaralanmasına yol açan acımasız katliamlar (soykırım) karşısında, Stockholm'deki ABD Büyükelçiliği önünde bir stand düzenledi. Standda Yusuf Ebu Hişam tarafından “Müslüman ordulara mesaj!” başlıklı bir konuşma yapıldı.

Cumartesi, 14 Şevval el-Hayr 1446 - 12 Nisan 2025

isvec

#طوفان_الأقصى
#الجيوش_إلى_الأقصى
#الأقصى_يستصرخ_الجيوش

#AksaTufanı
#OrdularAksaya
#ArmiesToAqsa
#AqsaCallsArmies

isvec

İlgili Bağlantılar:

Hizb-ut Tahrir İsveç Resmi Web Sayfası
Hizb-ut Tahrir İsveç Facebok Sayfası
Hizb-ut Tahrir İsveç Instagram Sayfası
Hizb-ut Tahrir İsveç YouTube Sayfası

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER